10924,53%-1,34
42,20% 0,24
48,86% 0,30
5429,94% 0,77
9007,06% 0,59
Eğitim-Bir-Sen, Milli Eğitim Bakanlığı Kurum İdari Kurulu’nun (KİK) Ekim 2025 toplantısında eğitim çalışanlarının kronikleşmiş sorunlarını ve çözüm taleplerini gündeme taşıdı.
Görevde yükselme sınavlarından alan değişikliğine, resen atamalardan yarım zamanlı çalışma hakkına kadar birçok başlıkta somut öneriler sunan sendika, “İş barışı, adalet ve verimlilik için taleplerimiz ivedilikle karşılanmalı” mesajı verdi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Kurum İdari Kurulu (KİK) Ekim 2025 toplantısında, Eğitim-Bir-Sen, eğitim çalışanlarının onlarca kritik talebini masaya taşıdı. En önemli talepler arasında, öğretmenlerin alan değişikliği işlemlerinin 2025-2026 yarıyıl tatiline kadar gerçekleştirilmesi, uzman ve başöğretmenlik sürelerine ücretli öğretmenlik ve askerlik gibi sürelerin dahil edilmesi yer aldı. Ayrıca, görevde yükselme sınavlarının iki yılda bir düzenli yapılması, yarım zamanlı çalışma hakkının yaygınlaştırılması ve öğretmen kadrosu dışındaki MEB personeline müze ve ören yerlerine ücretsiz giriş hakkı sağlanması da gündeme getirilen diğer başlıklar oldu.
Kamu Çalışanlarından Eşitlik ve Adalet Çağrısı: TBMM Önünde “Ek Zam ve Refah Payı” Eylemleri Başlıyor
Kamu çalışanlarının maaşlarındaki erimeye karşı sendikalar yeniden sahaya iniyor. Türkiye Kamu-Sen ve Memur-Sen, son aylarda hızla artan enflasyonun kamu görevlilerinin alım gücünü düşürmesi üzerine “ek zam ve refah payı” talebiyle Ankara’da TBMM önünde bir araya gelecek. Sendikalar, 2026 yılı merkezi bütçe görüşmeleri öncesinde hükümete güçlü bir mesaj vermeyi hedefliyor.
Temmuz 2025’te yapılan yüzde 5’lik maaş artışı, yılın ikinci yarısında yaşanan yüksek enflasyon nedeniyle büyük oranda etkisini yitirdi. TÜİK’in son verilerine göre, memurlar için yüzde 2,38 oranında bir enflasyon farkı oluştu. Artış oranının reel gelirleri korumakta yetersiz kalması, memurlar arasında ek zam beklentisini yeniden gündeme taşıdı.
Türkiye Kamu-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, “Adil bir gelir dağılımı, insanca yaşam koşulları ve emeğin karşılığını alabilen bir kamu çalışanı düzeni istiyoruz.” diyerek tüm kamu çalışanlarını 15 Ekim Salı günü TBMM Çankaya Kapısı önünde yapılacak basın açıklamasına davet etti.
Kahveci, yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
“Ek zam ve refah payı talebimizi bir kez daha yüksek sesle dile getireceğiz. Enflasyon farkı, çalışanların yaşadığı geçim sıkıntısını telafi etmiyor. Kamu çalışanlarının emeğini koruyacak bir düzenleme artık kaçınılmaz hale geldi.”
Kamu-Sen’in eylemine yüzlerce kamu görevlisinin katılması bekleniyor. Sendika, bütçe görüşmeleri öncesinde hükümete güçlü bir çağrı yaparak çalışanların beklentilerinin karşılanmasını talep edecek.
Bir gün sonra, 16 Ekim Çarşamba günü, Memur-Sen Konfederasyonu da TBMM önünde olacak. Sendika, “Emeği Gören, Hakkımızı Veren Bütçe İstiyoruz!” sloganıyla meydanlara çıkacak.
Memur-Sen tarafından yapılan açıklamada, kamu çalışanlarının yalnızca maaş artışı değil, sosyal haklar açısından da iyileştirme beklediği vurgulandı:
“Kamu görevlilerinin maaş ve sosyal haklarının iyileştirilmesi, sadece çalışanların değil, kamu hizmetinin kalitesinin de gereğidir. Emeğin karşılığını alan bir kamu görevlisi, vatandaşına daha verimli hizmet sunar.”
Konfederasyon, TBMM’deki bütçe sürecinde çalışanların emeğini gören, refahı tabana yayan bir mali planlama yapılması gerektiğini belirtti.
Kamu sendikalarının bu iki gün üst üste gerçekleştireceği eylemler, 2026 yılı merkezi yönetim bütçesi öncesinde siyasetin ve ekonominin en önemli gündem başlıklarından biri haline geldi.
Ekonomistler, yılın son çeyreğinde enflasyonun artış trendini sürdüreceğini öngörürken, maaşlardaki erimenin kamu personelinin yaşam standartlarını ciddi biçimde etkilediğine dikkat çekiyor.
Uzmanlara göre, refah payı uygulaması ile çalışanlara enflasyonun üzerinde bir maaş artışı yapılması, hem kamu hizmetinin verimliliğini hem de toplumsal refah dengesini koruma açısından kritik bir adım olabilir.
Sosyal medyada ve sendika platformlarında çok sayıda kamu görevlisi, yaklaşan eylemlere destek çağrısında bulunuyor. “Emek eriyor, sabır taşı çatladı”, “Refah payı hakkımız” gibi etiketlerle yapılan paylaşımlar, çalışanların yaşadığı geçim sıkıntısının artık görmezden gelinemeyeceğini gösteriyor.
Ankara’da yapılacak bu eylemlerin, hem hükümete hem de kamuoyuna “çalışanın sesi” olarak yankılanması bekleniyor.
Kamu çalışanlarının maaş politikalarına ilişkin bu toplu çıkışı, aslında sadece ekonomik bir tepki değil, aynı zamanda toplumsal bir mesaj niteliğinde. Memur ve emeklilerin geçim sıkıntısı, her yeni bütçe döneminde gündeme geliyor; fakat kalıcı bir refah dengesi hâlâ sağlanabilmiş değil. 2026 bütçesi, eğer çalışanların sesini gerçekten duyan bir anlayışla hazırlanırsa, yalnızca maaşları değil, toplumsal güven duygusunu da güçlendirebilir.
Kamu çalışanları TBMM önünde ses yükseltiyor!
Maaşlardaki erimeye tepki gösteren Memur-Sen ve Kamu-Sen, “Ek Zam ve Refah Payı” talebiyle Ankara’da meydanlara çıkıyor.
Peki eylemlerin ardında hangi gerekçeler var, çalışanlar ne istiyor?
Detaylar haberimizde…