10924,53%-1,34
42,20% 0,24
48,86% 0,30
5429,94% 0,77
9007,06% 0,59
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eylül maaşlarını günlerce geciktirdiği ücretli öğretmenlerin tepkisiyle karşılaştı. Asgari ücretin dahi altında maaş alan öğretmenler, “İşte geç yatırdığın üç kuruş maaş” diyerek isyan etti.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde görev yapan yaklaşık 100 bin ücretli öğretmen, Eylül ayı maaşlarının en az beş gün gecikmeli yatırılması ve asgari ücretin altında kalması nedeniyle sert tepki gösterdi. Hesaplarına sadece 19.443 TL yattığını paylaşan öğretmenler, yaşadıkları mağduriyeti sosyal medyaya taşıdı. Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği, MEB’e seslenerek, "Biz utanmıyoruz, öğretmenliği bu hale getirenler utansın" mesajını paylaştı. Geciken ve düşük ödemeler, ücretli öğretmenlerin güvencesiz çalışma koşullarını ve ekonomik zorluklarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Eylül ayına ait maaşlarını günlerdir bekleyen ücretli öğretmenlerin ödemelerini nihayet yatırdı. Ancak maaşların miktarı, zaten geçim sıkıntısı içinde yaşayan on binlerce öğretmenin öfkesini büyüttü.
Sosyal medyada dekontlarını paylaşan öğretmenler, “İşte geç yatırdığın üç kuruş maaş” notuyla yaşadıkları hayal kırıklığını dile getirdi. Bazı öğretmenlerin hesabına yalnızca 19 bin 443 TL yatırıldığı görüldü.
Birçok öğretmen, bu miktarın “bir öğretmen maaşı değil, geçim mücadelesinin alay konusu” olduğunu vurguladı.
“Bir ay boyunca sabahın altısında kalkıp derse giriyoruz. Aynı sınıfta aynı sorumluluğu taşıyoruz ama maaşımız kadrolu öğretmenlerin yarısı bile değil. Buna rağmen ödemelerimiz günlerce gecikiyor. Artık bu sessizliği kabul etmiyoruz.”
– Ayşe K., İstanbul’da ücretli öğretmen
Ücretli öğretmenlerin maaşları her ayın 15’inde yatırılması gerekirken, Eylül ödemeleri bu kez en az 5 gün gecikti. Gecikmenin nedeni açıklanmadı.
Bazı il milli eğitim müdürlükleri, “ödenek aktarımı bekleniyor” ifadesiyle öğretmenleri bilgilendirdi, ancak öğretmenler bu duruma tepki gösterdi.
“Bizim maaşımız zaten düşük. Üstüne bir de zamanında yatırılmıyor. Faturalar, kiralar, mutfak masrafı derken ay sonunu getiremiyoruz. Kredi kartıyla yaşamaya çalışıyoruz. Bu mesleği sevmesek çoktan bırakırdık.”
– Bir ücretli öğretmen, Ankara
Ücretli Öğretmenler Dayanışma Derneği, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada maaşların geç yatırılmasını ve düşük ücretleri sert sözlerle eleştirdi:
“Eyyy Bakanlık, işte geç yatırdığın üç kuruş maaş! Bir öğretmen maaşı bu olamaz. Biz utanmıyoruz, öğretmenliği bu hale getirenler utansın.”
Dernek açıklamasında ayrıca, ücretli öğretmenliğin artık “geçici bir istihdam modeli değil, kalıcı bir ucuz iş gücü sistemine dönüştüğüne” dikkat çekildi.
Her geçen yıl sayıları artan ücretli öğretmenler, kadrolu meslektaşlarıyla aynı yükü taşıyor ama asgari ücretin altında maaş, eksik sigorta ve sürekli iş güvencesizliğiyle karşı karşıya kalıyor.
Geçtiğimiz yıl MEB’e bağlı okullarda yaklaşık 80 bin ücretli öğretmen görev yapıyordu. Eğitim sendikalarına göre 2025-2026 eğitim-öğretim yılında bu sayı 100 bine yaklaştı.
Kadrolu atamalar yetersiz kaldıkça, her yeni dönemde ücretli öğretmen sayısı artıyor. Bu da eğitimin kalitesini olumsuz etkiliyor; çünkü birçok öğretmen, geçici sözleşme nedeniyle yıl ortasında görev yerinden ayrılmak zorunda kalıyor.
Eğitim alanındaki en büyük sendikalardan birinin temsilcisi olan Eğitimci-Sen Genel Sekreteri Mehmet Arslan, ücretli öğretmenliğin artık “sosyal bir yara” haline geldiğini söyledi.
“MEB’in bu kadar hayati bir hizmeti, bu kadar düşük ücretlerle sürdürmeye çalışması kabul edilemez. Ücretli öğretmenler, eğitimin görünmeyen kahramanlarıdır. Ancak sistem onları değersizleştiriyor. Her ay maaşları gecikiyor, sigortaları eksik yatıyor, tatil ücretleri verilmiyor. Bu tablo, eğitimdeki adalet duygusunu tamamen zedeliyor.”
Arslan ayrıca, ücretli öğretmenlerin en kısa sürede kadrolu statüye geçirilmesi gerektiğini vurguladı. “Eşit işe eşit ücret ilkesini çiğneyen bu uygulama artık sona ermeli” dedi.
Uzmanlara göre ücretli öğretmenlik, eğitim sistemindeki kronik kadro açığını geçici olarak kapatmak için başlatıldı; ancak yıllar içinde yapısal bir soruna dönüştü.
Bugün birçok öğretmen, diplomalı olmasına rağmen kadro bulamadığı için düşük ücretlerle derslere giriyor.
Sosyologlara göre bu durum, hem mesleki motivasyonu hem de eğitimin niteliğini düşürüyor:
“Bir ülkenin geleceğini emanet ettiği insanlara bu kadar düşük değer biçmek, toplumsal güveni sarsar. Öğretmen geçinemiyorsa, öğrenci nasıl ilham alabilir?”
Ücretli öğretmenler, sosyal medya kampanyalarında MEB’den üç temel talepte bulunuyor:
“Biz sadece maaş değil, emeğimize saygı istiyoruz. Her gün o sınıfta geleceğin doktorlarını, mühendislerini, öğretmenlerini yetiştiriyoruz. Ama kendimiz ay sonunu getiremiyoruz.”
– Bir ücretli öğretmen, İzmir