9373,73%0,25
39,39% 0,08
45,63% 0,22
4290,61% 0,15
6924,51% -0,16
Gaziosmanpaşa'da bir ortaokulda görevli okul müdürü Yektacan Özçift hakkında, 15 erkek öğrencisine karşı "cinsel istismar" suçunu işlediği iddiasıyla açılan davanın ilk duruşması görüldü. Kamuoyunu sarsan bu korkunç olayda, sanık Özçift hakkında tam 219 yıla kadar hapis cezası talep ediliyor. Dava süreci, mağdur öğrencilerin ve ailelerinin adalete olan umutlarını taşırken, eğitim camiasında da derin yankılar uyandırdı.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Yektacan Özçift'in yanı sıra, bazı mağdur öğrenciler ve avukatları katıldı. Müştekiler ve onları temsil eden avukatlar, sanığın en ağır şekilde cezalandırılması yönündeki taleplerini mahkeme heyetine iletti. Mahkeme heyeti, duruşma sonunda verdiği ara kararda, sanık Özçift'in tutukluluk halinin devamına hükmetti. Duruşmaya katılamayan diğer mağdurların beyanlarının alınması ve eksikliklerin giderilmesi amacıyla, dava ileri bir tarihe ertelendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından titizlikle hazırlanan iddianame, olayın boyutunu ve sanığın izlediği yöntemi gözler önüne seriyor. İddianamede, okul müdürü Yektacan Özçift'in bazı öğrencilerle "yakınlık kurduğu" ve bu durumun okulun diğer öğretmenleri arasında dahi rahatsızlık yarattığı belirtiliyor. Skandal, bir öğrencinin babasının, oğlunun cep telefonunda okul müdürü ile yaptığı uygunsuz yazışmaları fark etmesiyle patlak verdi.
Sanığın cep telefonunda yapılan detaylı incelemelerde, 15 eski erkek öğrencisiyle arasında gerçekleşen çok sayıda müstehcen yazışma ve cinsel içerikli görüşmeler tespit edildiği ifade ediliyor. İddianamede, sanığın ergenlik çağındaki çocukların kolay yönlendirilebilir olmasından faydalanarak onları manipüle ettiği, ruhsal gelişimlerini etkileyerek cinsiyet karmaşası yaşamalarına sebep olduğu vurgulanıyor. Öğretmenlik gibi saygın bir unvanı kullanarak öğrencilerin güvenini kazandığı, onlara hediyeler aldığı, kültür-sanat faaliyetleri düzenleyerek kendilerini özel hissettirdiği belirtiliyor. Bu süreçte ise yaşlarına uygun olmayan, cinsel içerikli ve yönlendirici sohbetler yaptığı kaydediliyor.
İddianameye göre, sanık Özçift'in, mağdurları zihinsel olarak dönüştürmek, kendisini yücelterek onlardan mutlak bir itaat sağlamak ve hatta "itaat sözü" vermeye ikna etmek için büyük bir psikolojik etki alanı oluşturduğu belirtiliyor. Mesleki pedagojik formasyonunu dahi istismar ettiği dile getirilen iddianamede, Özçift’in mağdurlarda eşcinsellik hisleri oluşturmak ve pekiştirmek amacıyla, yaşlarıyla bağdaşmayan, cinsellik ve cinsel şiddet içeren filmler ve diziler izlettiği de yer alıyor.
Sanığın, yakınlıklarından rahatsız olan mağdur aileleriyle görüşerek, onların "kuruntu yaptıklarını" düşündürdüğü, bunu yaparken de evli ve çocuk sahibi oluşunu, en önemlisi ise mesleğinin itibarını bir kalkan olarak kullandığı ifade ediliyor.
Daha da şok edici olan bir detay ise, sanığın bu eylemlerini cezaevinden dahi sürdürmeye çalışması. İddianamede, Özçift'in tutuklanmadan önce bizzat, tutuklandıktan sonra ise ailesi ve avukatları aracılığıyla mağdurlara ulaşarak lehine ifade vermeleri için onları yönlendirdiği bilgisi yer alıyor. Bu durum, sanığın suç işleme eğiliminin ve mağdurlar üzerindeki etkisinin ne denli derin olduğunu gösteriyor.
Mağdurların ve müştekilerin mahkemeye sunduğu anlatımların, yıllardır süren psikolojik ve fiziksel istismarı açıkça ortaya koyduğu belirtilen iddianamede, Yektacan Özçift hakkında “zincirleme şekilde çocuğa karşı cinsel taciz”, “zincirleme şekilde çocuğa karşı cinsel istismar” ve “müstehcenlik” suçlarından toplam 146 yıl 9 aydan 219 yıl 6 aya kadar hapis cezası talep ediliyor.