14182,78%0,27
42,73% 0,03
50,18% 0,01
5990,19% 0,47
9607,06% 0,04
[Bilecik] Türk Eğitim-Sen Bilecik Şubesi, Osmaneli İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nde yakın zamanda gerçekleşen bir geçici görevlendirmeye ilişkin sert bir açıklama yaparak, kararın sadece eğitim çalışanları arasında değil, kamu vicdanında da derin bir rahatsızlık yarattığını dile getirdi. Sendika, yapılan atamanın açıkça liyakat ilkesine aykırı olduğunu ve kurumsal hafızanın göz ardı edildiğini vurguladı.
Sendika tarafından yapılan açıklamada, mevcut İlçe Milli Eğitim Müdürünün izinli olması nedeniyle yerine vekâlet edecek kişinin belirlenmesinde yaşanan usulsüzlükler dikkat çekildi. Kurum bünyesinde iki kadrolu şube müdürü ve çok sayıda deneyimli okul yöneticisi bulunmasına rağmen, hiçbir yöneticilik tecrübesi bulunmayan bir sınıf öğretmeninin geçici olarak bu makama getirilmesi, kararın liyakatten uzak olduğunu gözler önüne serdi.
Türk Eğitim-Sen, bu durumun mevzuata ve yerleşik yönetim ilkelerine aykırı olduğunu belirtti. Normal koşullarda bir idarecinin izinli olması durumunda vekâlet görevinin şube müdürlerinden birine verilmesi gerekirken, geçici görevlendirme yoluyla asaleten yetki verilmesinin usul yönünden ciddi bir sakatlık taşıdığı ifade edildi.
Açıklamada, geçici olarak görevlendirilen bu kişinin, 2025 yılına kadar girdiği tüm müdür yardımcılığı sınavlarında baraj puanını dahi geçememiş olması gibi çarpıcı bir detaya da yer verildi. Sendika, ölçme-değerlendirme sistemleriyle belirlenmiş asgari yöneticilik yeterliliğine bile ulaşamamış bir ismin böylesi bir makama getirilmesinin, kamuoyu nezdinde liyakatin ve emeğin değersizleştirilmesi anlamına geldiğini belirtti.
Türk Eğitim-Sen, bu şahsın söz konusu makama gelişindeki tek "vasfının" siyasi ilişkiler ve kulis desteği olduğunu ileri sürdü. Eğitim yönetimi gibi hayati bir alanda, bir kişinin yalnızca siyaseti araçsallaştırarak hak etmediği bir makama getirilmesinin, hem kurumsal güveni sarstığı hem de bu ülkenin eğitim sistemine ağır bir zarar verdiği vurgulandı.
Sendika, kamuoyunun dikkatini çekmek amacıyla şu hayati soruları yöneltti:
Bu görevlendirme hangi yönetmeliğe veya hukuki zemine dayanılarak yapılmıştır?
Liyakat ve deneyim neden göz ardı edilmiştir?
Bakanlık onayı olmadan, yalnızca Valilik Oluru ile yapılan bu görevlendirme, merkezi otoritenin ve eğitim politikalarının hiçe sayılması anlamına gelmiyor mu?
Bu kişinin 2025 yılına kadar girdiği sınavların hiçbirinde başarı gösterememiş olmasına rağmen görevlendirilmesi, Osmaneli'nde yıllardır emek veren onlarca idareciye haksızlık değil midir?
Eğitim kurumlarında bu tarz keyfi ve gerekçesiz görevlendirmeler devam ederse, kurumsal motivasyon, güven ve çalışma barışı nasıl sağlanacaktır?
Türk Eğitim-Sen, bu görevlendirmenin münferit bir hata değil, "sistematik bir liyakatsizlik anlayışının dışa vurumu"olduğunu savunuyor. Eğitim gibi ülkenin geleceğini doğrudan etkileyen bir alanda yapılan her keyfi tasarrufun, sadece bugünü değil, yarını da zedeleyeceği uyarısında bulunuldu.
Açıklamada, "Bu koltuklar; sınavdan kaçanlara, arka kapıdan girenlere değil; hak edenlere aittir" denilerek, Osmaneli'nin sahipsiz olmadığı ve halkın, eğitim camiasının her türlü kayırmacılığa karşı hakkını ve emeğini savunacak kararlılıkta olduğu vurgulandı. Sendika, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü gibi ciddi bir görevin "ahbap çavuş ilişkileriyle" belirlenmesinin kabul edilemez bir ayıp olduğunu belirterek, eğitimde siyasi kadrolaşmaya, adaletsizliğe, yandaş atamalara ve görevlendirmelere sessiz kalınmayacağını ifade etti.
Son olarak Türk Eğitim-Sen, "Yöneticilik, sınavı geçemeyenlerin teselli ödülü değildir. Kurumlar kişisel hesaplarla değil, kamu yararıyla yönetilmelidir" diyerek, bu adaletsiz ve liyakatsiz görevlendirmeden derhal geri dönülmesi ve Osmaneli halkının ve eğitim çalışanlarının vicdanını rahatlatacak adımların ivedilikle atılması çağrısında bulundu.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.