10344,29%1,74
40,07% 0,07
47,14% 0,35
4286,29% 0,47
6867,17% 0,66
[Bakırköy Adliyesi] Adalet camiasını sarsan bir dolandırıcılık skandalında önemli bir gelişme yaşandı. Bakırköy Adliyesi'nde görevliyken meslektaşlarını ve bir adliye katiplerini çeşitli vaatlerle dolandırdığı ortaya çıkan eski Cumhuriyet Savcısı T. C. hakkında verilen ceza, istinaf mahkemesi tarafından ağırlaştırıldı. İlk mahkemenin "basit dolandırıcılık" olarak değerlendirdiği eylemler, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi tarafından "nitelikli dolandırıcılık" kapsamında ele alınarak T.C.'ye hem daha uzun süreli hapis cezası hem de milyonluk bir adli para cezası verildi.
Skandalın fitili, 2020 yılında, o dönem Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nda görevli olan Cumhuriyet Savcısı T. C.'nin adının dolandırıcılık iddialarıyla anılmasıyla ateşlendi. Dosyada yer alan bilgilere göre, T. C., meslektaşı Cumhuriyet Savcısı G. S.'yi yaklaşık 500 bin TL dolandırdı. İddiaya göre T. C., G. S.'ye İzmir Dikili'de imar planı dışında kalan bir arsanın, Bakanlık bağlantıları sayesinde kısa sürede imara açılacağı ve değer kazanacağı vaadiyle bu parayı aldı.
T. C.'nin hedef aldığı tek kişi meslektaşı değildi. Bir başka adliye personeli olan zabıt katibi Ö. D.'yi de benzer yöntemlerle kandırdığı belirlendi. Ö. D.'ye, bir sigorta şirketi müdürü tanıdığı olduğu yalanıyla ucuza araç temin etmevaadi sunan T. C., bu yolla da 202 bin TL haksız kazanç sağladı. Skandalın boyutları bununla da sınırlı kalmadı; soruşturma kapsamında T. C.'nin, cinsel istismar suçundan yargılanan bir sanığın ailesinden, tahliye ve beraat sözü karşılığında binlerce dolar aldığı da tespit edildi. Bu durum, T. C.'nin adeta bir suç çetesi gibi organize ve çok yönlü dolandırıcılık faaliyetleri yürüttüğünü ortaya koydu.
İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi, 2021 yılında T. C.'yi “basit dolandırıcılık” suçundan 6 yıl 9 ay hapis ve 22.500 TL adli para cezasına çarptırmıştı. Ancak mağdurların bu karara itiraz etmesi üzerine dosya, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 34. Ceza Dairesi'ne taşındı. İstinaf Mahkemesi, T. C.'nin dolandırıcılık eylemlerinin "basit" değil, "nitelikli dolandırıcılık" kapsamında değerlendirilmesi gerektiğine hükmetti.
Mahkeme, T. C.'nin mağdurları devlet kurumlarıyla bağlantısı olduğunu söyleyerek kandırmasının, suçun niteliğini ağırlaştıran temel unsurlardan biri olduğuna dikkat çekti. Verilen karara göre, 2 ayrı mağdur yönünden T. C.'ye toplamda 12 yıl 3 ay hapis cezası verildi. Hapis cezasının yanı sıra, sanığa 1 milyon 600 bin lirayı aşkın adli para cezası da kesildi.
İstinaf Mahkemesi, kararında T. C.'nin yargılama süreci boyunca hiçbir pişmanlık belirtisi göstermediğini ve mağdurlarla uzlaşmaya yanaşmadığını özellikle vurguladı. Bu nedenle mahkeme, sanık hakkında hiçbir ceza indirimi uygulamadı. Bu durum, dosyadaki cezaların ciddi oranda artırılmasında etkili oldu. Adalet sisteminin, kamu gücünü kötüye kullananlara karşı sıfır tolerans göstereceğinin bir mesajı olarak yorumlanan bu karar, yargı mensuplarının dahi suç işlediklerinde hesap verebilirliğinin bir göstergesi niteliğinde.
Kaynak:adalet.tv