9398,93%-1,21
38,82% -0,07
44,10% 0,22
4141,77% -0,01
6662,82% 0,00
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 8 Nisan'da gerçekleştirdiği proje okul öğretmen atamaları, eğitim camiasında ve kamuoyunda büyük tartışmalara yol açtı. İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere birçok ilde öğrenciler ve veliler tepki gösterirken, proje okullarda görev yapan binlerce öğretmenin yer değiştirmesiyle sistem yeniden gündeme geldi. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in yaptığı açıklamalar tartışmaları yatıştırmak yerine daha da alevlendirdi.
proje okul sistemi, öğretmen atama yönetmeliği, eğitim politikaları, norm fazlası öğretmen, eğitim sendikaları
Proje okul uygulaması, 2014 yılında dönemin Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’nın TBMM’de yaptığı açıklamayla duyuruldu. Başlangıçta sayılarının “üç-beşi geçmeyeceği” söylenen bu okullar, ulusal ve uluslararası projeler üretmek üzere seçilmiş nitelikli eğitim kurumları olarak tanımlandı. Ancak zamanla kapsam genişledi ve birçok köklü okul da proje okulu statüsüne alındı.
Bugün Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre Türkiye genelinde 2.153 proje okulu bulunuyor. Bu okullarda 79 binin üzerinde öğretmen görev yapıyor. Aralarında Kadıköy Anadolu Lisesi, İstanbul Erkek Lisesi, Cağaloğlu Anadolu Lisesi, Vefa Lisesi ve İzmir Atatürk Lisesi gibi ülkenin en köklü liseleri de yer alıyor.
Diğer devlet okullarının aksine, proje okullarda öğretmen atamaları merkezi sınav sonuçlarına ya da hizmet puanına göre değil, doğrudan Milli Eğitim Bakanı tarafından yapılıyor. 2020 yılında yapılan düzenlemeyle, proje okullarında görev süresi 4+4 yıl olmak üzere sekiz yıl ile sınırlandırıldı. İlk dört yılın sonunda, öğretmenin görev süresi Bakan onayıyla dört yıl daha uzatılabiliyor.
Bu farklı atama sistemi, birçok öğretmenin kendi okulunda görev süresi dolduktan sonra isteği dışında başka bir okula gönderilmesine ya da norm fazlası sayılmasına yol açabiliyor. Özellikle Nisan ayında yapılan atamaların eğitim-öğretim dönemi devam ederken gerçekleşmesi, öğretmenler ve öğrenciler açısından mağduriyet yaratabileceği gerekçesiyle eleştiriliyor.
Eğitim sendikaları ve muhalefet partileri, proje okullara yapılan atamaların liyakat esasına dayanmadığını, siyasi tercihler doğrultusunda şekillendiğini öne sürüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, 14 Nisan’da Kadıköy Anadolu Lisesi önünde yaptığı açıklamada, "85 bin kişilik kadronun bakan tarafından belirlenmesinin mümkün olmadığını" ve bu tür uygulamaların eğitim sistemine zarar verdiğini söyledi.
Eğitim-Sen ise yayımladığı bildiride, “proje okullarında öğretmen ve yönetici atamalarının uzun süredir siyasi sadakatin belirleyici olduğu” yönündeki iddiaları yineledi. Atamaların şeffaflıktan uzak yapıldığını savunan sendika, öğretmenlerin kariyer planlarını olumsuz etkileyen bu uygulamanın yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
Milli Eğitim Bakanlığı, yapılan atamaların öğretmenlerin görev süresi dolduğu için gerçekleştirildiğini, norm fazlası durumuna düşen öğretmenlerin mağdur edilmediğini savunuyor. Açıklamada, “Proje okullarına yapılan atamalar, siyasi gelişmelerle ilişkilendirilemez. Yıllardır aynı şekilde uygulanan bu sistemin sadece tarihsellik nedeniyle tartışma konusu yapılması, eğitim camiasına haksızlıktır” denildi.
Bakanlık ayrıca proje okullarında sendikal dağılımın da dengeli olduğunu, yeni atamalarla bu dengenin değişmediğini belirtti. Verilere göre proje okullarındaki öğretmenlerin %18,6’sı hiçbir sendikaya bağlı değilken, yeni atamalar sonrasında tüm sendikalı öğretmen oranında sadece %3’lük bir değişim oldu.
Proje okul sistemi, kurulduğu günden bu yana eğitim politikaları içinde en çok tartışılan başlıklardan biri olmayı sürdürüyor. Atamaların liyakat ve şeffaflık temelinde yapılmadığı yönündeki eleştiriler, öğretmenlerin ve öğrencilerin geleceğini doğrudan etkileyen ciddi bir mesele olarak gündemdeki yerini koruyor.