14144,23%-0,40
42,71% 0,05
50,20% 0,01
5955,70% 0,79
9603,36% 0,88
Resmi Gazete'de yayımlanan Cumhurbaşkanı kararıyla, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nde önemli bir değişiklik yapılarak, kurumlara sağlanan devlet desteklerinin ödenmesinde yeni bir dönem başladı. Ödemelerin güvenliğini ve denetlenebilirliğini artırmak amacıyla, özel eğitim kurumlarına biyometrik kimlik doğrulama sistemine geçiş zorunluluğu getirildi. MEB, entegrasyon için son tarihi 1 Ocak 2026 olarak belirledi. Bu tarihe kadar altyapısını kurmayan kurumlar, entegrasyon tamamlanana kadar devlet desteği alma hakkını kaybedecek. Kurumların, büyük gelir kaybı yaşamamak için takvime sıkı sıkıya uymaları gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmî Gazete’de yayımlanan yeni yönetmelik değişikliği, özel eğitim kurumlarında köklü bir dönüşüm başlatıyor. Milli Eğitim Bakanlığı’nın yaptığı düzenleme ile özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerine sağlanan devlet ödemelerinin artık daha güvenilir, şeffaf ve denetlenebilir bir altyapı üzerinden yürütülmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda kurumlara biyometrik kimlik doğrulama sistemine geçiş zorunluluğu getirildi.
Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’ne eklenen maddeye göre, kurumların hizmet verdiği bireyler adına devletin sağladığı destek ödemesi alabilmesi için biyometrik kimlik doğrulama kullanması şart koşuldu. Böylece kuruma devam eden öğrenci ya da bireyin eğitim hizmetine fiilen katıldığının kesin olarak doğrulanması sağlanacak. Bu değişiklik, son yıllarda sıkça dile getirilen usulsüz ödeme tartışmalarının da önüne geçmeyi hedefliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, biyometrik sistem için geçiş sürecini planladı ve kurumlara net bir takvim sundu. Buna göre 1 Ocak 2026 tarihine kadar her özel eğitim kurumu kendi altyapısını kurmak ve MEB bilişim ağına entegre etmek zorunda olacak.
Bu tarihten itibaren sisteme dahil olmayan kurumlar önemli bir yaptırımla karşılaşacak:
Entegrasyon sağlanana kadar devlet desteği ödemesi yapılmayacak.
Bu durum, süreci geciktiren kurumların ciddi gelir kaybı yaşamasına yol açabilir. Bakanlık, kurumların mağdur olmaması için tüm teknik adımların erkenden tamamlanmasını tavsiye ediyor.
Yeni düzenleme ile Bakanlık süreçleri daha sıkı kontrol altına almayı hedefliyor. Biyometrik kimlik doğrulama sayesinde:
Hizmet alan kişinin gerçekten kurumda bulunduğu anlık olarak doğrulanacak,
Eğitim hizmeti ile ödeme süreci birebir eşleşecek,
Olası uygunsuzlukların tespiti kolaylaşacak,
Devlet desteğinin doğru kişilere doğru şekilde ulaştığı kesinleşecek.
Bu sayede hem kamu kaynaklarının verimli kullanılması hem de özel eğitim sektörünün güvenilirliğinin artırılması amaçlanıyor.
Özel eğitim kurumları için biyometrik doğrulama altyapısı teknik ve mali açıdan belirli bir hazırlık süreci gerektiriyor. Ancak MEB, bu adımın gelecekte daha sağlıklı bir ödeme mekanizması oluşturacağının altını çiziyor. Sektör temsilcileri ise doğru uygulanması hâlinde bu değişikliğin hem öğrenci devam takibini güçlendireceğini hem de kurumların işleyişini daha kurumsal bir yapıya kavuşturacağını ifade ediyor.
Yeni yönetmelik, özel eğitim kurumlarının devlet desteği alabilmesi için teknolojik doğrulama sürecini zorunlu hale getirerek önemli bir eşik oluşturuyor. 1 Ocak 2026’ya kadar sisteme geçmeyen kurumlar ödemelerden yararlanamayacak. Bu nedenle sektör için önümüzdeki dönem hazırlık, planlama ve uyum süreci açısından kritik bir zaman dilimi niteliğinde.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.