10924,53%-1,34
42,20% 0,24
48,86% 0,30
5429,94% 0,77
9007,06% 0,59
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), bu yıl ilk kez ülke genelinde uygulanacak ortak yazılı sınavlar için katılım zorunluluğunu netleştirdi. Sınavlara geçerli bir mazeret bildirmeksizin katılmayan 7., 8. ve 9. sınıf öğrencileri başarısız sayılacak. Okul yönetimleri, bu öğrencilerin e-Okul sistemindeki not hanesine 'G' (Girmedi) ibaresini işleyecek ve bu not karne ortalamasına 'sıfır' puan olarak yansıyacak. Mazereti olan öğrenciler için ise 18 Kasım 2025 Salı günü mazeret sınavı hakkı tanınacak.
MEB’den yeni dönem uyarısı geldi! Ortak sınavlara mazeretsiz katılmayan öğrencilere “sıfır” verilecek. Mazeret bildirenler ise telafi sınavına alınacak. İşte tarih, kural ve detaylar…
MEB’den Ortak Sınav Uyarısı: Mazeretsiz Katılmayana “Sıfır” Verilecek!
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2025-2026 eğitim öğretim yılı için ülke genelinde yapılacak ortak sınavlara ilişkin önemli bir uyarı yayımladı. Yeni uygulamaya göre, sınava geçerli mazeret bildirmeksizin katılmayan öğrenciler, not hanesinde “G” (girmedi) ibaresiyle değerlendirilecek ve bu ibare karne notu hesaplamasında “sıfır” olarak sayılacak.
MEB yetkilileri, bu kararın eğitimde ölçme ve değerlendirme standartlarını güçlendirmek amacıyla alındığını belirtti. Ancak, öğrencilerin katılım konusundaki sorumluluğuna dikkat çekilerek “mazeretsiz devamsızlıkların akademik başarıyı doğrudan etkileyeceği” vurgulandı.
Artık tüm ortaokul ve lise öğrencileri için uygulanacak olan ortak yazılı sınavlar, Türkiye genelinde eş zamanlı yapılacak. Öğrenci, herhangi bir geçerli mazeret sunmadan sınava katılmazsa, bu durum e-Okul sisteminde otomatik olarak ‘G’ koduyla işlenecek.
Bu “G” ibaresi, puanlama sisteminde “0” (sıfır) olarak değerlendirileceğinden, öğrencinin karne not ortalamasını ciddi şekilde düşürecek.
Bakanlık, 2025 yılı Kasım ayı itibarıyla ülke genelinde yapılacak ortak sınavların tarihlerini de duyurdu.
Yeni takvime göre:
7. Sınıf Türkçe: 4 Kasım 2025
8. Sınıf Türkçe: 5 Kasım 2025
9. Sınıf Matematik: 6 Kasım 2025
Bu tarihlerde tüm okullarda aynı anda sınav yapılacak ve sonuçlar doğrudan e-Okul sistemine işlenecek.
Sağlık sorunu veya geçerli bir mazereti nedeniyle sınava giremeyen öğrenciler için mazeret sınavı hakkı tanımlandı.
Veliler, öğrencinin mazeretini sınav tarihinden itibaren 5 iş günü içinde okul müdürlüğüne yazılı olarak bildirmek zorunda olacak.
Mazeretleri onaylanan öğrenciler, 18 Kasım 2025 Salı günü yapılacak telafi sınavına katılabilecek. Bu sınavın değerlendirmesi, öğrencinin kendi ders öğretmeni tarafından yapılacak.
Geçerli bir nedenle hem ortak hem de mazeret sınavına katılamayan öğrenciler için ise öğretmen, öğrencinin özrünün bitiminden itibaren 5 iş günü içinde özel bir değerlendirme yapabilecek.
MEB, uygulamanın amacının öğrenciler arasında fırsat eşitliği sağlamak ve akademik disiplini güçlendirmek olduğunu açıkladı.
Bakanlık kaynaklarına göre bu sistem, öğrencilerin yalnızca sınava değil, sorumluluk bilincine dayalı bir öğrenme sürecine de dahil olmalarını teşvik edecek.
Eğitim uzmanları, “sıfır not uygulamasının” özellikle devamsızlık alışkanlığı olan öğrenciler üzerinde caydırıcı bir etki yaratacağını belirtiyor. Ancak uzmanlar, okullarda rehberlik hizmetlerinin de bu süreçte aktif rol oynaması gerektiğini vurguluyor.
Pedagoglar ve eğitimciler, velilere önemli bir çağrıda bulunarak çocuklarının sınav takvimini yakından takip etmelerini istedi. Uzmanlara göre, özellikle ortaokul seviyesindeki öğrencilerde sınav kaygısı veya motivasyon düşüklüğü yaşanabiliyor; bu nedenle aile desteği ve rehberlik hizmetleri bu dönemde kritik öneme sahip.
Türkiye’de eğitimde ölçme ve değerlendirme sisteminin yeniden yapılandığı bu dönemde, MEB’in aldığı karar; hem sorumluluk bilincini artırma hem de eğitimde eşitliği güçlendirme hedefi taşıyor.
Artık öğrenciler sadece bilgilerini değil, devamlılık ve sorumluluk anlayışlarını da göstermek durumunda kalacak.
Bu durum, geleceğin eğitim modelinde “sürekli öğrenen, sorumluluk bilincine sahip bireyler” yetiştirme hedefiyle doğrudan örtüşüyor.
Uzmanlar, alınan kararın yalnızca sınav disipliniyle sınırlı kalmaması, okul-aile-öğrenci üçgeninde karşılıklı iletişimi güçlendirecek bir kültürel dönüşümün de başlangıcı olabileceğini belirtiyor.