9715,58%4,48
37,98% 0,04
40,97% -0,09
3688,29% 0,29
5964,06% 0,02
Milli Eğitim Bakanlığı'nın seçmeli dersler için öğrenci taleplerini önceliklendirme çağrısına rağmen, bazı okul yönetimlerinin öğrencileri belirli derslere yönlendirdiği iddiaları gündeme geldi. Eğitim-Sen, okul yönetimlerinin bu tür dayatmalarından vazgeçerek öğrencilerin ve velilerin kendi seçmeli derslerini özgürce belirleyebilmelerini savunuyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2025-26 eğitim öğretim yılı için seçmeli ders seçimlerinin başladığını duyurdu. Ancak, geçmiş yıllarda yaşanan sorunlar bu yıl da tekrarlanır mı endişesi halen devam ediyor..
MEB'in açıklamalarına göre, okul yönetimleri seçmeli dersleri belirlerken okulun fiziki imkanlarını, öğretmen kadrosunu ve program içeriklerini dikkate alacak. Öğrenci taleplerine göre belirlenecek dersler 14 Şubat'a kadar e-Okul sistemine işlenecek.
Ancak, Eğitim-Sen gibi eğitim sendikaları, okul yönetimlerinin öğrencileri belirli derslere yönlendirdiği, hatta öğrencilerin yerine ders seçimi yaptığı yönünde şikayetlerde bulunuyor. Sendika, seçmeli derslerin seçiminde öğrenci ve velilerin özgür iradelerinin esas alınması gerektiğini vurguluyor.
Geçtiğimiz yıllarda bazı okullarda öğrencilerin 'insan toplum ve bilim', 'din ahlak ve değerler' ve 'kültür sanat ve spor' alanlarından en az birer ders seçmeleri gerektiği yönünde dayatmalar yaşandığı biliniyor. Bu durum, öğrencilerin ilgi ve yeteneklerini dikkate almadan, MEB'in ve okul idarelerinin 'zorunlu seçmeli ders' dayatması olarak eleştiriliyor.
MEB'in açıklamasında öğrenci taleplerine öncelik verileceği belirtilse de, okulun fiziki imkanları ve öğretmen yetersizliği nedeniyle bazı öğrencilerin istedikleri dersleri seçemeyeceği de bir gerçek. Ayrıca, okullardaki rehber öğretmen açığı, ders seçimlerinde rehberlik sürecini olumsuz etkileyebilir.
Eğitim-Sen, bazı okul yöneticilerinin özellikle dini içerikli derslerin seçilmesi için öğrenci ve velileri yönlendirmeye çalıştığını da iddia ediyor. Sendika, MEB'in seçmeli ders sürecini merkeziyetçi bir bakış açısıyla yönlendirmesinin doğru olmadığını savunarak, öğrenci ve veli katılımını artıran demokratik bir modelin benimsenmesi gerektiğini belirtiyor.
Öğretmen yokluğu gerekçe gösterilerek bazı seçmeli derslerin açılmaması ve öğrencilerin dini içerikli derslere yönlendirilmesi de kabul edilemez bir durum olarak değerlendiriliyor. Seçmeli ders tercihlerinde temel ölçütün öğrencinin ilgi ve yetenekleri olması gerektiği vurgulanıyor.
Eğitim-Sen, okul yönetimlerinin öğrenci ve velilere bilgi vermeden onlar adına ders seçimi yaptığı ve sonrasında seçilen dersleri imzalamaları için velilere tebliğ ettiği durumların yaşandığını da hatırlatarak, bu tür uygulamaların tekrarlanmaması için velileri uyarıyor.
Sonuç olarak, seçmeli derslerin belirlenmesi sürecinde öğrenci ve velilerin özgür iradelerinin esas alınması, okul yönetimlerinin dayatmacı tutumlarından vazgeçmesi ve MEB'in daha demokratik bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor.