Bugün, 18 Haziran 2025 Çarşamba
9339,59%-0,11
39,45% 0,26
45,36% -0,27
4295,26% 0,26
6927,68% -0,09
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından açıklanan 2025-2026 eğitim öğretim yılı çalışma takvimi, öğretmenler arasında büyük bir kafa karışıklığına ve beraberinde soru işaretlerine neden oldu. Özellikle sene sonu seminer programının nasıl bir formatta gerçekleştirileceği, hatta tamamen iptal edilip edilmeyeceği merak konusu haline geldi.
MEB'in duyurduğu çalışma takvimine göre, 2025-2026 eğitim öğretim yılı 26 Haziran 2026 Cuma günü sona erecek. Bu uzun ders yılı süresi, öğrenciler ve veliler arasında çeşitli eleştirilere yol açarken, öğretmenler açısından da önemli bir belirsizliği beraberinde getirdi. Öğretmenler, 26 Haziran 2026 Cuma günü öğrencilere karnelerini dağıttıktan sonra, hafta sonu tatiline girecekler. Ancak Haziran ayında karneden sonra sadece iki iş günü kalıyor: 29 Haziran ve 30 Haziran.
Bakanlık tarafından yayımlanan yönetmeliğe göre, öğretmenler eğitim öğretim yılının Haziran ayının son haftasında seminer programına tabi tutuluyor. Geçtiğimiz yıllarda iki hafta süren bu seminerler, ara tatillerin uygulamaya konulmasıyla birlikte bir haftaya indirilmişti. Ancak yeni açıklanan takvim, seminer yapılabilmesi için Haziran ayında sadece 29 ve 30 Haziran tarihlerini uygun günler olarak gösteriyor.
Bu durum, öğretmenlerin kafasında "Seminer programı bu kadar kısa sürede nasıl yapılacak?", "Yoksa seminer programı tamamen iptal mi edilecek?" gibi soruların oluşmasına neden oldu. Öğretmenler, bu iki günlük sürenin verimli bir seminer programı için yeterli olmayacağını düşünürken, Bakanlığın bu konudaki resmi açıklamasını bekliyor.
Şu ana kadar Milli Eğitim Bakanlığı'ndan seminer programının süresi veya iptal edilip edilmeyeceği konusunda herhangi bir resmi açıklama gelmedi. Bu belirsizlik, öğretmenlerin önümüzdeki yaz dönemi planlarını yapmalarını da zorlaştırıyor. Bakanlığın konuya bir an önce açıklık getirmesi, öğretmenlerin yaşadığı bu tereddütü giderecektir.
Eğitim camiası, bu önemli konudaki düşüncelerini ve taleplerini yetkililere duyurmak amacıyla çeşitli platformlarda seslerini yükseltmeye devam ediyor. Öğretmenlerin bu konudaki yorum ve beklentileri, sürecin şekillenmesinde etkili olabilir.
