9700,17%-0,48
38,78% 0,00
43,39% -0,03
4021,78% -0,78
6535,31% 0,00
Bugün İstanbul’da meydana gelen art arda iki deprem, milyonlarca vatandaşı endişeye sevk etti. 6.2 ve 4.0 büyüklüğündeki depremler Silivri açıklarında ve Kumburgaz Fay zonunda yaşandı. Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, bu sarsıntıların yerinin anlamlı olduğunu ve dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Türkiye’nin deprem gerçeği, fay hatları üzerindeki riskin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
İstanbul'da Art Arda Depremler ve Naci Görür’den Kritik Uyarılar
İstanbul bugün art arda yaşanan depremlerle sarsıldı. Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem ve ardından gelen 4.0 büyüklüğündeki artçı sarsıntı, Marmara Bölgesi’nde geniş çaplı bir panik yarattı. Vatandaşlar sokaklara dökülerek güvenli alanlara yöneldi. Deprem uzmanı Prof. Dr. Naci Görür, bu hareketliliğin Kumburgaz Fay zonunda enerji birikimi ile ilişkilendirilebileceğini ifade etti.
Prof. Dr. Görür, yaptığı açıklamada Kumburgaz Fayı’nın kilitli bir fay olduğunu ve enerji biriktirdiğini belirtti. Özellikle bu bölge, zaman zaman küçük depremlerle kendisini hatırlatıyor. Ancak büyük İstanbul depremine dair endişeler, fay hattındaki hareketlilik nedeniyle her geçen gün daha da artıyor.
Prof. Dr. Naci Görür'ün Kumburgaz Fayı ile ilgili vurguları, Türkiye'nin deprem gerçeğini ve bu tehlikeye yönelik bilimsel yaklaşımları bir kez daha ön plana çıkarıyor. Görür, özellikle Kumburgaz Fay zonunun "kilitli" bir fay olduğunu ve enerji biriktirdiğini belirtiyor. Bu durum, bölgedeki enerji yüklenmesinin zamanla artarak büyük bir deprem potansiyeli oluşturabileceğini gösteriyor.
Kumburgaz Fayı, Marmara Denizi'nde Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın bir uzantısı olarak biliniyor. Bu fay hattının kilitli olması, fayın hareket etmeyerek büyük bir gerilim biriktirdiği anlamına geliyor. Normalde küçük depremler, bu gerilimin bir kısmını azaltabilir. Ancak, kilitli faylar uzun süre birikim yapabilir ve sonuç olarak daha büyük bir deprem üretebilir. Naci Görür, bu tür bir hareketliliğin son derece dikkatle izlenmesi gerektiğini ve ilgili bölgelerde halkın bilinçlendirilmesi gerektiğini vurguluyor.
Enerji birikimi, depremlerin temel fiziksel mekanizmasını oluşturur. Yer kabuğundaki plakaların hareketi sonucu fay hatlarında biriken stres, bir noktada fayın kırılmasına ve depremin meydana gelmesine neden olur. Prof. Dr. Görür, bu enerji birikiminin özellikle Kumburgaz Fayı'nda devam ettiğini belirterek, Marmara Denizi çevresindeki şehirlerin yüksek risk taşıdığını ifade ediyor. İstanbul gibi yoğun nüfuslu ve hassas bölgelerde bu uyarılar hayati bir anlam taşıyor.
Naci Görür'ün "Yeri anlamlı, dikkatli olmak lazım" şeklindeki açıklaması, sadece bilimsel bir uyarı değil, aynı zamanda toplumun ve yetkililerin de deprem hazırlıklarını bir kez daha gözden geçirmesi gerektiğinin altını çiziyor. Özellikle büyük İstanbul depreminin beklenmesi, şehirdeki altyapının güçlendirilmesi ve deprem anında kullanılacak acil durum planlarının daha etkin hale getirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.
Görür'ün açıklamalarından hareketle atılabilecek adımlar şunlardır:
Prof. Dr. Naci Görür'ün açıklamaları, Türkiye'nin deprem riskiyle yüzleşmesi için bilimsel verilerin ışığında alınması gereken önlemleri açıkça ortaya koyuyor. Bu uyarılar, sadece bugün değil, gelecek nesillerin güvenliği için de kritik öneme sahiptir. Deprem gerçeğini göz ardı etmek yerine, bu tür bilimsel analizleri ciddiye almak herkesin sorumluluğudur.