10924,53%-1,34
42,20% 0,24
48,86% 0,30
5429,94% 0,77
9007,06% 0,59
Yüksek Kamu Personeli Seçme Sınavı (KPSS) puanlarına rağmen mülakat değerlendirmelerinde mağduriyet yaşadıklarını iddia eden öğretmen adayları, hak arayışlarının 335. gününde Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) önünde bir araya gelerek kapsamlı bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Türkiye'nin dört bir yanından gelen ve adalet taleplerini dile getiren mülakat mağduru öğretmenler, mevcut sistemin köklü bir revizyondan geçirilmesi gerektiğinin altını çizdi. Protestoya, muhalefet partilerinden Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan da destek verdi.
Basın açıklamasını okuyan Ayşenur Çalışkan, mücadelenin çıkış noktasını 2023 seçimlerindeki siyasi vaatlere bağladı. Çalışkan, iktidar partisinin "kamuda zorunlu haller dışında mülakatın kaldırılacağı" yönündeki sözlerine güvenerek sınava hazırlandıklarını, ancak seçim sonrası dönemin Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in "mülakat gibi mülakat" söylemiyle umutlarının kırıldığını ifade etti. Öğretmen adayları, KPSS başarısına rağmen düşük mülakat notları, değerlendirmelerin objektiflikten uzak olması ve komisyonlardaki usulsüzlükler gibi gerekçelerle dava yoluna başvurduklarını belirtti.
Mülakat mağdurları, hukuki süreçlerde karşılaştıkları tutarsızlıkları da kamuoyunun dikkatine sundu. Çalışkan, mahkeme kararlarında dahi birlik sağlanamadığını vurguladı. Örneğin, Ankara 12. İdare Mahkemesi'nin, eğitim bilimleri sorusuna sıfır puan verilen bir adayın durumunu adil bulmayarak yürütmeyi durdurma kararı verdiğini; buna karşın 23. İdare Mahkemesi'nin ise benzer bir başvuruda hem yürütmeyi durdurma hem de esas yönünden ret kararı verdiğini aktardı. Ayrıca 25. İdare Mahkemesi'nin sıfır puan vakasında yürütmeyi durdurma vermediği halde esastan işlem iptali kararı verdiği belirtildi.
Çalışkan, daha önce iller arasındaki farklı mülakat kriterleri yüzünden elendiklerini anımsatarak, şimdi de "mahkemeler arası fark yüzünden davaları kaybetme" durumuyla karşı karşıya kaldıklarını dile getirdi. Bu çelişkili durumların adalet kavramıyla bağdaşmadığını belirten öğretmenler, yüce yargıya saygı duymakla birlikte, bu kararları vicdanen kabul edemediklerini net bir şekilde ifade etti.
Öğretmen adayları, MEB önünden yetkililere yaptıkları çağrıda, bireysel dava zaferlerinin sorunun kökten çözümü için yeterli olmadığının altını çizdi. Kazanılan hakların, mülakat sisteminin yapısal olarak yeniden düzenlenmesigerekliliğini açıkça ortaya koyduğunu belirttiler. Hukukun üstünlüğü ilkesi çerçevesinde mahkeme kararlarına titizlikle uyulmasını ve tüm mağduriyetlerin hızla giderilmesini talep ettiler.
Açıklamada kullanılan sert ve dikkat çekici ifadeler, konunun aciliyetini yansıtıyordu: “Bizlere geçmişte sunmuş olduğunuz çözüm yollarını uygulayarak net çözüm istiyoruz. Bu ülkenin mülakatlarla, sahte diplomalarla kaybedecek bir saniye daha vakti yoktur. Mülakata hayır, liyakata evet diyoruz. Adalet arayışımızdan asla vazgeçmeyeceğiz.”
Mülakat mağduru Kiraz Polat, yaşadığı kişisel deneyimle sistemdeki çürümeyi gözler önüne serdi. 6 Şubat depremlerine Adıyaman'da yakalanan ve sonrasında AFAD gönüllüsü olarak enkaz çalışmalarına katılan Polat, Cumhurbaşkanı'nın mülakatı kaldırma sözüne güvenerek büyük zorluklar içinde 2023 KPSS'ye hazırlandığını anlattı. Polat, kendi branşında 285 kişilik kontenjana 285. olarak çağrılmasına rağmen, mülakat sırasında şube müdürlerinin form doldurmadaki hataları nedeniyle elendiğini ifade etti.
Bakan Tekin'in yargı yolunu göstermesine rağmen, Polat ve birçok arkadaşının maddi hata tespitine rağmen ret kararlarıyla karşılaştığını belirtti. Polat, deprem, mülakat ve mahkeme süreçlerinden kaynaklanan üçlü mağduriyetyaşadıklarını vurguladı. "Biz sınava çalıştık. Büyük bir başarı elde ettik. Bizden çok daha düşük puan alanlar atandı. Biz başarımızla cezalandırıldık" sözleriyle duygusal bir isyan dile getirdi. Bu durum, sınav başarısının mesleğe atanmada tek ve belirleyici kriter olmaktan çıkarılmasının yarattığı derin hayal kırıklığını simgeliyor.