10924,53%-1,34
42,20% 0,24
48,86% 0,30
5429,94% 0,77
9007,06% 0,59
Milli Eğitim Bakanlığı’nın uzun süredir üzerinde çalıştığı Milli Eğitim Akademisi, 2026 Ocak ayı itibarıyla resmen faaliyete geçiyor. İlk etapta 10 bin öğretmen, hazırlık eğitimine alınacak. Akademide görev alacak profesör, doçent, doktor öğretim üyesi ve öğretmenlere ödenecek ders saati ücretleri de belli oldu.
Millî Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 2026 Ocak ayında hayata geçireceği Millî Eğitim Akademisi'nde görev alacak öğretim üyeleri ve öğretmenlere ödenecek ek ders ücretleri belirlendi. Hazırlık eğitimine 10 bin öğretmenin kabul edileceği akademide, ders saati başına Profesörlere 374,46 TL, MEB bünyesindeki öğretmenlere ise 187,23 TL ödeme yapılacak. Haftalık maksimum ek ders süreleri üzerinden yapılan hesaplamaya göre, öğretmenler aylık 11.233 TL ek ders ücreti alabilecekken, Profesörlerin aylık ek ders ücreti 29.956 TL'ye ulaşacak.
Milli Eğitim Akademisi 2026’da Başlıyor: Ücretler, Kadrolar ve Yeni Eğitim Dönemi Detayları
Milli Eğitim Bakanlığı, öğretmenlik mesleğini daha nitelikli ve çağın gereklerine uygun hale getirmek amacıyla hayata geçirdiği Milli Eğitim Akademisi projesinde sona yaklaştı.
Akademi, 2026 yılı Ocak ayı itibarıyla resmen faaliyete geçecek. İlk etapta 10 bin öğretmen adayının hazırlık eğitimine kabul edilmesi planlanıyor. Bu gelişme, Türkiye’de öğretmen yetiştirme sisteminde yeni bir dönemin başlangıcı olarak değerlendiriliyor.
Milli Eğitim Akademisi’nin eğitim kadrosu büyük ölçüde üniversitelerin akademik personelinden oluşturulacak.
Profesör, doçent ve doktor öğretim üyeleri bu yeni sistemin temel taşı olacak.
Ayrıca, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindeki öğretmenler arasından doktora derecesine sahip olanlara da akademide görev alma hakkı tanınacak.
Bu yönüyle Milli Eğitim Akademisi, MEB ve yükseköğretim dünyasını bir araya getiren yeni bir eğitim köprüsü kurmayı hedefliyor.
Bakanlık kaynakları, bu yapının öğretmenlik mesleğini yalnızca bir memuriyet olmaktan çıkarıp, akademik bir kimliğe kavuşturacağını vurguluyor.
Böylece öğretmenlik, sürekli gelişim odaklı bir kariyer alanı haline gelecek.
Akademide görev alacak personel için ders saati başına ödenecek ücretler de netleşti.
Ücret skalası, unvanlara göre şu şekilde belirlendi:
Profesör, doçent ve doktor öğretim üyelerinin haftalık asgari ders yükü 10 saat olacak.
Bu öğretim üyeleri, on saatin üzerindeki görevleri fiilen yerine getirmeleri halinde haftalık 20 saate kadar ek ders ücreti alabilecekler.
Bu kapsamda, dört haftalık bir ay üzerinden 80 saatlik ders için hesaplandığında:
Milli Eğitim Akademisi bünyesinde ders verecek MEB öğretmenleri için de ayrı bir düzenleme yapıldı.
Öğretmenlerin 15 saati maaş karşılığına sayılacak, kalan 15 saat için ise ek ders ücreti ödenecek.
Böylece öğretmenler ayda toplam 60 saatlik ders karşılığında 11.233 TL alacak.
Bu ödeme, öğretmenlerin fiilen derse girmesi koşuluyla gerçekleşecek.
Yeni sistemle birlikte öğretmenler hem meslek içi eğitimlerde aktif rol oynayacak hem de bilgi ve deneyimlerini öğretmen adaylarına aktararak eğitimin niteliğini artıracak.
Milli Eğitim Akademisi, klasik formasyon modelinden farklı olarak öğretmen adaylarına modern, uygulamalı ve bilimsel bir eğitim süreci sunacak.
Eğitimlerde, sınıf yönetimi, iletişim becerileri, ölçme-değerlendirme, dijital araçların kullanımı ve öğrenci psikolojisi gibi konulara ağırlık verilecek.
Programın temel amacı, öğretmen adaylarını yalnızca bilgiyle değil, mesleki duruş, ahlaki değerler ve çağdaş pedagojik yaklaşımlarla donatmak.
Bakanlık yetkilileri, bu sistem sayesinde öğretmen adaylarının sınıfa daha hazırlıklı, özgüvenli ve donanımlı şekilde gireceğini belirtiyor.
Akademi aynı zamanda, görevdeki öğretmenlere yönelik sürekli mesleki gelişim modülleri de sunacak.
Bu modüllerle öğretmenler, yeni eğitim yaklaşımlarını öğrenme fırsatı bulacak ve eğitimde kalite standardı ülke genelinde eşitlenecek.
Milli Eğitim Akademisi, Türkiye Yüzyılı Eğitim Vizyonu’nun somut adımlarından biri olarak görülüyor.
Uzmanlara göre bu proje, öğretmenlik mesleğinde kaliteyi artıracak, mesleki motivasyonu güçlendirecek ve öğrenci başarısına doğrudan yansıyacak.
Yıllardır eğitim dünyasında konuşulan “öğretmenlik akademisi” fikri, bu adımla birlikte artık gerçeğe dönüşüyor.
Akademi, Türkiye genelinde kurulacak bölgesel merkezlerle geniş bir yapıya kavuşacak.
Eğitimlerin dijital ortamda desteklenmesiyle, ülkenin her köşesindeki öğretmenler aynı standartta eğitim alabilecek.
Yeni sistemin öğretmenlik mesleğini bir kariyer yoluna dönüştürmesi bekleniyor.
Milli Eğitim Akademisi mezunları, öğretmenliğe atanabilmek için belirli bir yeterlilik seviyesini tamamlamak zorunda olacak.
Bu durum, hem eğitim fakültelerinde hem de öğretmenlik alanında rekabeti kaliteye dönüştürecek.
Uzmanlar, sistemin uzun vadede öğretmenlerin mesleki donanımını artıracağını ve eğitimde fırsat eşitliğini destekleyeceğini ifade ediyor.
Eğitim Uzmanlarından İlk Yorumlar: “Öğretmenlik Artık Gerçek Bir Kariyer Mesleği Oluyor”
Milli Eğitim Akademisi’nin hayata geçmesi, eğitim dünyasında büyük yankı uyandırdı.
Eğitim uzmanları, bu adımı “öğretmenlik mesleğinin profesyonelleşmesi yönünde tarihi bir dönüm noktası” olarak değerlendiriyor.
Uzmanlara göre akademi modeli, öğretmenlik mesleğini yalnızca diploma sahibi olmanın ötesine taşıyacak; bilgi, beceri ve mesleki yeterlilik temelli bir yaklaşımı zorunlu kılacak.
Öğretmen adaylarının artık yalnızca pedagojik formasyon değil, aynı zamanda uygulamalı öğretmenlik becerileri, ölçme-değerlendirme donanımı ve iletişim yeterliliği ile yetiştirilmesi hedefleniyor.
Eğitim yönetimi alanında uzman akademisyenler, bu sistemin uzun vadede öğretmen kalitesini artıracağını, öğrenci başarısına doğrudan katkı sağlayacağını vurguluyor.
Özellikle üniversite ile MEB arasındaki akademik işbirliğinin, hem öğretmenlik mesleğinin saygınlığını güçlendireceği hem de eğitim sisteminin bütüncül bir yapıya kavuşmasına katkı sunacağı ifade ediliyor.
Bir eğitim yöneticisinin ifadesiyle:
“Milli Eğitim Akademisi, öğretmenliği yeniden tanımlıyor. Artık her öğretmen, sürekli öğrenen ve kendini geliştiren bir meslek mensubu olacak. Bu da eğitimde kalite devrimini beraberinde getirecek.”
Milli Eğitim Akademisi’nin kurulmasıyla birlikte gözler, üniversitelerin eğitim fakültelerine çevrildi.
Yeni sistem, öğretmen yetiştirme sürecinde fakültelerden akademiye geçiş modelini gündeme taşıyor.
Uzmanlara göre bu düzenleme, eğitim fakültelerinin rollerini ortadan kaldırmayacak, aksine daha akademik ve araştırma odaklı hale getirecek.
Eğitim fakülteleri, temel öğretmenlik bilgilerini vermeye devam ederken, Akademi mezuniyet sonrası uygulamalı eğitimlerle süreci tamamlayacak.
Bu kapsamda eğitim fakülteleri ile Milli Eğitim Akademisi arasında sürekli bir veri paylaşımı ve ortak çalışma kültürü oluşturulması planlanıyor.
Böylece öğretmen adayları, hem üniversite hem akademi aşamasında çift yönlü bir eğitim sürecinden geçerek sahaya daha hazırlıklı çıkacak.
Eğitim ekonomisi uzmanları ise bu modelin, öğretmenlik mesleğini cazip hale getireceğini, liyakat ve kalite odaklı bir atama sistemine zemin hazırlayacağını belirtiyor.
Uzman yorumlarına göre bu dönüşüm, Türkiye’nin eğitim sisteminde uzun yıllardır ihtiyaç duyulan yapısal bir yeniliği temsil ediyor.
Artık öğretmenlik, sadece bir görev değil, kariyer basamakları ve sürekli gelişim olanaklarıyla desteklenen bir meslek haline geliyor.
Milli Eğitim Akademisi, öğretmenlik mesleğini yeniden şekillendirecek bir vizyon projesi olarak görülüyor.
Ücret düzenlemeleri, akademik kadro yapısı, kalite odaklı yaklaşım ve uygulamalı eğitim modeliyle Türkiye’de öğretmen yetiştirme sistemine yeni bir standart kazandırılacak.
Uzmanlara göre bu dönüşümün etkileri yalnızca öğretmenlerle sınırlı kalmayacak; öğrenci başarısından veli memnuniyetine, eğitimde fırsat eşitliğinden toplumsal kalkınmaya kadar geniş bir yelpazede hissedilecek.
Milli Eğitim Akademisi, öğretmenliğin “öğreten” kadar “öğrenmeye açık” bir meslek olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.