10924,53%-1,34
42,20% 0,24
48,86% 0,30
5429,94% 0,77
9007,06% 0,59
Türkiye Kamu-Sen, artan enflasyon karşısında maaşların eridiğini belirterek, TBMM önünde büyük bir eyleme hazırlanıyor.
Sendika, “refah payı” ve “ek zam” taleplerini güçlü bir şekilde dile getirecek.
Gözler, bütçe görüşmeleri sırasında hükümetin yapacağı açıklamaya çevrildi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) bütçe görüşmelerinin başlamasıyla birlikte, memur maaşları ve alım gücü sorunu gündemin en tepesine yerleşti. Milyonlarca kamu çalışanını temsil eden Türkiye Kamu-Sen, artan enflasyonun neden olduğu reel kayıplara dikkat çekmek amacıyla radikal bir eylem kararı aldı. Sendika, kamu görevlilerine acilen "ek zam" ve ekonomik koşulları dengeleyecek "refah payı" verilmesi talebini, TBMM önünde düzenleyeceği kitlesel basın açıklamasıyla güçlü bir şekilde dile getireceğini duyurdu. Tüm gözler, Meclis önündeki bu kritik eyleme çevrildi.
Türkiye Kamu-Sen’den TBMM Önünde Büyük Eylem: “Memura Ek Zam ve Refah Payı Şart!”
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) yeni yıl bütçe görüşmeleri başlarken, kamu çalışanlarının maaş zammı beklentisi yeniden gündemin merkezine oturdu.
Artan hayat pahalılığı, yüksek enflasyon ve düşen alım gücü nedeniyle milyonlarca memur gözünü Meclis’teki bütçe görüşmelerine çevirdi.
Bu kapsamda, kamu çalışanlarının haklarını savunan Türkiye Kamu-Sen, ekonomik kayıplara dikkat çekmek ve hükümete ek zam çağrısını güçlü bir şekilde iletmek amacıyla kitlesel bir eylem düzenleme kararı aldı.
Türkiye Kamu-Sen Genel Merkezi’nden yapılan açıklamada, son aylarda hızla artan enflasyonun kamu çalışanlarını derinden etkilediği vurgulandı.
Sendika, mevcut maaş artışlarının piyasa koşullarına yetişemediğini belirterek, çalışanların refah seviyesinin korunabilmesi için acil ek zam yapılması gerektiğini ifade etti.
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Kamu çalışanlarının alım gücü her geçen ay daha da düşüyor. Maaş artışları, enflasyonun gerisinde kalıyor. Bu durum, yalnızca çalışanı değil, ailesini de doğrudan etkiliyor. Refah payı artık bir tercih değil, zorunluluktur.”
Türkiye Kamu-Sen yönetimi, TBMM önünde geniş katılımlı bir basın açıklaması yaparak hükümete doğrudan çağrıda bulunacak.
Eylemin tarihi önümüzdeki günlerde kamuoyuyla paylaşılacak.
Sendika yetkilileri, eylemin barışçıl bir şekilde, yalnızca ekonomik taleplerin vurgulanacağı bir dayanışma etkinliği olacağını duyurdu.
Yapılacak açıklamada şu taleplerin öne çıkması bekleniyor:
Tüm kamu çalışanlarına acil ek zam verilmesi,
Maaş artışlarına refah payı eklenmesi,
Vergi dilimlerinin çalışan lehine yeniden düzenlenmesi,
2026 yılı bütçesinde kamu personeli için alım gücünü koruyacak bir ücret politikası benimsenmesi.
2025 yılı boyunca uygulanan mali politikalar, memur maaşlarında beklenen iyileşmeyi sağlayamadı.
TÜFE ve ÜFE verileri arasındaki makasın açılmasıyla birlikte kamu çalışanlarının reel gelirinde ciddi kayıplar oluştu.
Sendikalar, özellikle son altı aylık dönemde enflasyon farkı kadar yapılan maaş artışlarının “telafi edici olmaktan çok uzak” kaldığına dikkat çekiyor.
Ekonomistlere göre, mevcut maaş politikası sürdürülebilir değil; enflasyon hedefi tutturulsa dahi, çalışanların yaşam maliyetleriyle arasında en az yüzde 20’lik fark oluştu.
Bütçe görüşmeleri sürerken, gözler Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na çevrilmiş durumda.
Kulis bilgilerine göre, kamu çalışanlarına yönelik “ek zam” konusunun bütçe dengesine etkileri değerlendiriliyor.
Ancak şu ana kadar hükümet kanadından resmi bir açıklama yapılmadı.
Ekonomik çevreler, Kasım ayı içinde yapılacak ara değerlendirmede, kamu çalışanlarının maaşlarında revizyon yapılabileceği ihtimali üzerinde duruyor.
Editör Yorumu:
Kamu çalışanlarının sesi artık daha gür çıkıyor.
Yıllardır süren enflasyon baskısı, yalnızca maaş artışıyla çözülecek bir mesele olmaktan çıktı.
Refah payı talebi, bugünün ekonomik şartlarında bir hak arayışı değil, adalet arayışıdır.
Eğer hükümet, bütçe disiplinini korurken toplumsal dengeyi de gözetmek istiyorsa, memurun sesine kulak vermek zorunda.
Çünkü ekonomik istikrar, ancak adil gelir dağılımı ile mümkün olabilir.