9339,59%-0,11
39,45% 0,26
45,36% -0,27
4295,26% 0,26
6927,68% -0,09
Kamuda görev yapan yaklaşık 600 bin işçinin maaş artışını belirleyecek olan 2025 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmesi Çerçeve Protokolü süreci, kritik bir aşamaya girmiş durumda. TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ konfederasyonları, hükümetin zam teklifini Mayıs ayı sona ermeden sunmasını talep ederken, bu görüşmelerin sadece kamu işçilerini değil, aynı zamanda milyonlarca memur, memur emeklisi ve hatta özel sektördeki çalışanları da yakından ilgilendirmesi nedeniyle büyük bir önem taşıyor. Pazarlık masasında sendikaların istediği zam oranı ve detayları kamuoyuna sızdırıldı.
TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ, ortaklaşa hazırladıkları zam teklifi taslağını Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na 27 Şubat'ta iletmişti. Ancak, aradan geçen süreye rağmen hükümet cephesinden hala resmi bir mali teklif gelmemesi, sendikaların endişesini artırıyor. 16, 24 Nisan ve 16 Mayıs tarihlerinde TÜHİS ev sahipliğinde yapılan görüşmelere rağmen, somut bir zam teklifinin sunulmaması, sendikaları sürecin gecikmesi konusunda uyarmaya sevk etti.
TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, sürecin daha fazla gecikmeden ilerlemesi gerektiğine dikkat çekerek, "600 bin kamu işçisi ve aileleriyle birlikte milyonlarca kişi bu görüşmeleri yakından izliyor. Teklifin mayıs ayı tamamlanmadan masaya gelmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı. Ağar'ın bu çağrısı, hükümetin bir an önce somut bir teklifle masaya oturması yönündeki beklentiyi yansıtıyor.
TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ'in 27 Şubat'ta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'na sunduğu taslak, oldukça iddialı talepleri içeriyor. Sendikalar, günlük en düşük ücretin 1800 liraya çıkarılmasını isterken, bunun üzerine ilk altı ay için yüzde 50 zam talep ediyor. İkinci altı aylık dönemler için ise yüzde 25'lik bir zam oranı öngörülüyor. Tüm bu zamların üzerine, çalışanların alım gücünü korumak amacıyla yüzde 10 refah payı da eklenmesi sendikaların olmazsa olmaz talepleri arasında yer alıyor.
Bu talepler, sadece söz konusu 600 bin kamu işçisini değil, aileleriyle birlikte doğrudan milyonlarca vatandaşın yaşam standartlarını etkileyecek potansiyele sahip. Özellikle yüksek enflasyon ve hayat pahalılığı ortamında, çalışanların insanca yaşayabilecekleri bir ücret seviyesine ulaşmaları için bu taleplerin kritik önemi bulunuyor.
Bu toplu sözleşme süreci, sadece kamu işçilerinin ücretlerini belirlemekle kalmıyor, aynı zamanda 4 milyon memur, 2,5 milyon memur emeklisi ve özel sektördeki grup toplu sözleşme süreçleri için de bir emsal teşkil edebileceği için son derece stratejik bir öneme sahip. Sendikalar, hem kamu çalışanlarının alım gücünü korumak hem de sosyal refah seviyesini yükseltmek adına hükümetten güçlü bir adım bekliyor. Kamu işçileri için belirlenecek zam oranının, diğer kamu kesimlerinin ve hatta özel sektördeki ücret müzakerelerinin dinamiklerini etkilemesi kuvvetle muhtemel. Tüm gözler, Mayıs ayı sonuna kadar masadan çıkacak ilk teklifte ve ardından şekillenecek nihai anlaşmada.
Memur maaş zammı, 3 Temmuz 2025 perşembe günü enflasyondaki onların açıklanmasının ardından netlik kazanacak.