11007,37%0,81
42,52% 0,07
49,55% -0,06
5743,85% -0,15
9322,75% 0,27
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) okul yöneticisi atamalarına yönelik hazırladığı yeni yönetmelik, eğitim sendikalarının sert tepkisiyle karşılandı. BASK ve Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici, yeni sistemin Milli Eğitim Akademileri üzerinden yürütülecek olmasının liyakat ilkesini zedeleyebileceği yönünde uyarılarda bulundu. Öğretici, özellikle 2014 yılında yaşanan yönetici kıyımına benzer bir sürece asla izin vermeyeceklerini vurgularken, Bakanlıktan eğitimin içeriği ve başarı kriterleri hakkında şeffaflık talep etti.
MEB, okul yöneticisi atamalarına ilişkin yeni bir yönetmelik hazırlığında.
BASK ve Anadolu Eğitim Sendikası, geçmişteki hataların tekrarlanmaması ve liyakat esaslı bir sistemin kurulması çağrısında bulundu.
Sendikalara göre, Milli Eğitim Akademisi’nin eğitim ve değerlendirme süreçleri şeffaf biçimde açıklanmazsa “2014 benzeri bir kriz” yeniden yaşanabilir.
Okul Yöneticisi Atamalarında Yeni Dönem: MEB’in Yönetmelik Hazırlığı Eğitim Camiasında Endişe Yarattı
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), okul yöneticisi atamalarına ilişkin yeni bir yönetmelik hazırlığında olduğu yönündeki bilgiler, eğitim çevrelerinde tartışma yarattı.
Bürokratik kadrolarda yapılacak olası değişikliklerin sinyalleri, sendikaları da harekete geçirdi.
BASK ve Anadolu Eğitim Sendikası Genel Başkanı Mehmet Alper Öğretici, sürece dair yaptığı açıklamada, “Geçmişte yaşanan hatalar tekrarlanmamalı. Liyakatsiz atamaların bedelini yine eğitim öder,” ifadeleriyle dikkat çekti.
Öğretici, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in geçtiğimiz aylarda duyurduğu Milli Eğitim Akademileri projesine atıfta bulunarak, yeni yönetmelikle birlikte yöneticilerin de bu akademilerde eğitime tabi tutulacağını hatırlattı.
Ancak sürecin şeffaflığı konusunda ciddi soru işaretleri bulunduğunu dile getirdi:
“Bu akademilerde hangi içeriklerle eğitim verilecek? Eğitimi kimler planlayacak, başarı kriterleri neye göre belirlenecek? Eğer bu soruların yanıtları net değilse, sistemin objektifliğinden bahsetmek mümkün değildir.”
Öğretici’ye göre, atama ve yetiştirme süreçlerinde liyakat, adalet ve şeffaflık ilkeleri temel alınmadığı takdirde, geçmişte olduğu gibi “yönetici kıyımı” tartışmaları yeniden gündeme gelebilir.
Eğitim sendikaları, yeni yönetmelik hazırlığını 2014 yılında yaşanan büyük yönetici değişiklikleri sürecine benzetiyor.
O dönemde yapılan düzenlemeler, binlerce okul yöneticisinin görevden alınmasına ve eğitim camiasında uzun süreli kırılmalara yol açmıştı.
Mehmet Alper Öğretici, benzer bir senaryonun yeniden sahneye konulması ihtimaline sert bir dille tepki gösterdi:
“Eğer amaç, 2014’teki gibi siyasi veya kişisel tercihlere dayalı bir kadrolaşma ise buna asla izin vermeyiz. Bizim kırmızı çizgimiz liyakattir. Hiçbir sendika, hiçbir eğitimci buna sessiz kalmaz.”
MEB tarafından oluşturulan Milli Eğitim Akademileri, öğretmen ve yönetici yetiştirmede merkezi bir rol üstlenecek. Ancak sendikalar, bu yapıların merkeziyetçi ve denetimsiz hale gelmesinden endişe ediyor.
Akademilerin içeriği, eğitmen seçimi ve ölçme-değerlendirme sisteminin henüz açıklanmamış olması, kamuoyunda “gizli kadrolaşma endişesi”ne yol açıyor.
Eğitim uzmanları, bu süreçte öğretmen yetiştirme sisteminin akademik özgürlük ilkesiyle çelişmemesi gerektiğine dikkat çekiyor.
“Akademi, mesleki gelişimi desteklemeli ama mesleğe girişte yeni bir bariyer haline dönüşmemeli,” görüşü öne çıkıyor.
BASK ve Anadolu Eğitim Sendikası, MEB’in hazırladığı düzenlemenin tüm paydaşlarla istişare edilmesi gerektiğini vurguluyor.
Öğretici, “Bu ülkenin geleceğini şekillendirenler öğretmenlerdir. Onların yöneticisi olacak kişiler, sadece sınavla değil, kişilik, vizyon ve adalet duygusuyla öne çıkmalıdır,” dedi.
Eğitimde kaliteyi artırma hedefiyle başlatılan akademi ve yönetici yetiştirme çalışmaları, bazı çevrelerde “yeni bir merkezileşme hamlesi” olarak görülüyor.
Uzmanlara göre, asıl mesele yönetmelikten ziyade uygulamanın kimler tarafından ve hangi kriterlerle yürütüleceği olacak.
Eğitim analistleri, “Türkiye’de eğitim reformları çoğu zaman iyi niyetle başlar ama uygulamada şeffaflık eksikliği nedeniyle güven kaybına uğrar. Yeni düzenlemede bu hatadan kaçınılmalı,” uyarısında bulunuyor.