10358,46%0,26
40,15% 0,22
47,03% 0,08
4336,36% 1,24
6897,23% 0,94
Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 yılı itibarıyla fen liseleri ve proje okullarında 12. sınıflarda beden eğitimi dersini programdan çıkarma ve Anadolu liselerinde seçmeli hale getirme kararı, eğitim camiasında büyük yankı uyandırdı. Eğitim-Sen tarafından yapılan açıklama, bu kararın eğitimin bütüncüllüğüne ve öğrencinin çok yönlü gelişimine vurulan ciddi bir darbe olduğunu belirtti. Karar, sadece öğrencilerin fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkilemekle kalmayıp, binlerce beden eğitimi öğretmeninin mesleki güvencesini de tehlikeye atma riski taşıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), 2025 eğitim-öğretim yılı itibarıyla fen liseleri ve proje okullarında 12. sınıflarda beden eğitimi dersini tamamen kaldırırken, Anadolu liselerinde bu dersi seçmeli hale getirdi. Eğitim-Sen ve birçok eğitimci bu kararın öğrencilerin fiziksel ve ruhsal sağlığını olumsuz etkileyeceğini, beden eğitimi öğretmenlerinin norm kadro fazlası olacağını belirterek tepki gösterdi. İşte eğitimcilerin sert eleştirileri ve kararın doğuracağı sonuçlar…
Beden Eğitimi: Sadece Spor Değil, Yaşam Becerisi!
Eğitim-Sen tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: Milli Eğitim Bakanlığı'nın 2025 yılı itibarıyla yürürlüğe koyduğu bu yeni düzenlemenin derin etkileri vurgulandı. Özellikle fen liseleri ve proje okullarında 12. sınıflarda beden eğitimi dersinin programdan çıkarılması, Anadolu liselerinde ise bu dersin seçmeli hale getirilmesi, eğitimin temel felsefesine aykırı bir adım olarak değerlendirildi. Sendika, bu kararı "eğitimin bütüncüllüğüne ve öğrencinin çok yönlü gelişimine vurulan ciddi bir darbe" olarak nitelendirdi.
Ayrıca; beden eğitiminin sadece spor faaliyetlerinden ibaret olmadığına da dikkat çekildi. Bu dersin, öğrencilere disiplin, takım ruhu, özgüven, stresle başa çıkma becerileri ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları gibi temel değerleri kazandıran kritik bir alan olduğu belirtildi. Özellikle sınav baskısının en yoğun yaşandığı 12. sınıfta, öğrencilerin bedensel etkinliklerle rahatlamasının, zihinsel ve duygusal olarak dengede kalmasının hayati bir gereklilik olduğu vurgulandı. Buna karşın, fen liseleri ve proje okulları gibi yoğun akademik programların uygulandığı kurumlarda bu dengeyi sağlayacak nadir alanlardan birisi olan beden eğitiminin, "faydasız" olarak değerlendirilerek ders çizelgelerinden çıkarılması tepkilere yol açtı.
Bu karar, pedagojik açıdan olduğu kadar mesleki açıdan da büyük bir sorun yaratıyor. Eğitim-Sen, yüzlerce beden eğitimi öğretmeninin bu düzenlemeyle birlikte ders saatlerini kaybettiğini ve norm kadro fazlası durumuna düştüğünü belirtti. Bu öğretmenlerin ya başka okullara gönderilmek zorunda kalacağı ya da ders saatlerini tamamlayamadıkları için ek ders gelirlerinden mahrum kalacağı ifade edildi. Açıklamada, MEB'in öğretmenlerin istihdam güvencesini sağlamakla yükümlüyken, adeta öğretmenleri kendi mesleklerinden soğutan bir düzenlemeye imza attığı dile getirildi.
Eğitim-Sen, açıklamasında eğitimin sadece akademik başarıya indirgenemeyecek kadar geniş ve kapsamlı bir alan olduğunu bir kez daha vurguladı. Çocuğun bedensel, zihinsel, sosyal ve duygusal gelişiminin bir bütün olduğu belirtilerek, bu bütünlüğü parçalamanın ve eğitimi sadece sınav odaklı bir yarışa dönüştürmenin, uzun vadede sağlıksız bireylerin ve eşitsizliklerin çoğaldığı bir toplumun yaratılması anlamına geleceği uyarısı yapıldı.
Sendika, eğitim politikalarının sermaye odaklı değil; çocuk odaklı olması gerektiğini savunuyor. Öğretmeni değersizleştiren, öğrenciyi sadece test çözmeye ve sınava girmeye iten, sanatı, sporu, sosyal etkinlikleri dışlayan bir eğitim yaklaşımı ile çağdaş ve özgür düşünen bireylerin yetiştirilmesinin mümkün olmadığını ifade etti.
Eğitim-Sen, çağrısının açık olduğunu belirterek; beden eğitimi dersinin tüm okul türlerinde zorunlu ders olarak yeniden düzenlenmesini, beden eğitimi öğretmenlerinin haklarının korunmasını ve eğitimde çok yönlü gelişimin esas alınmasını talep etti.