10924,53%-1,34
42,20% 0,24
48,86% 0,30
5429,94% 0,77
9007,06% 0,59
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), okuma alışkanlığını ve kütüphane verimliliğini artırmak amacıyla Okul Kütüphaneleri Yönetmeliği’ni destekleyen kritik bir "Uygulama Kılavuzu"nu devreye aldı. Kılavuzla birlikte kitap seçim süreçleri demokratikleşirken, öğretmen, öğrenci ve veliler de koleksiyonun belirlenmesine katılacak. En önemli hedef ise Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin 10 Kritik Okuryazarlık Becerisinin (dijital, finansal, sürdürülebilirlik vb.) kütüphaneler aracılığıyla geliştirilmesi. Kitap temininde ise bağış ve değişim gibi farklı yöntemler teşvik ediliyor.
MEB, okul kütüphanelerini yeniden şekillendiriyor. Yeni uygulama kılavuzuyla kitap seçimi, koleksiyon oluşturma ve etkinlik süreçlerinde artık öğrenciler, öğretmenler ve veliler söz sahibi olacak. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’yle uyumlu sistem, eğitimde okuma kültürünü güçlendirmeyi ve kütüphaneleri yeniden öğrenmenin kalbine taşımayı hedefliyor.
MEB’den Kütüphane Devrimi: Yeni Uygulama Kılavuzuyla Okullar Okuma Merkezine Dönüşüyor
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğrencilerde okuma alışkanlığını güçlendirmek, kütüphanelerin etkin kullanımını artırmak ve eğitimde kültürel sürdürülebilirliği sağlamak amacıyla önemli bir adım attı.
23 Kasım 2024’te yayımlanan Okul Kütüphaneleri Yönetmeliği’nin ardından, süreci destekleyecek “Okul Kütüphaneleri Uygulama Kılavuzu” yayımlandı.
Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğü koordinasyonunda hazırlanan bu kılavuz, okullardaki kütüphaneleri sadece kitap raflarından ibaret olmaktan çıkararak; öğrenci, öğretmen ve velilerin aktif katılım sağladığı canlı öğrenme alanlarına dönüştürmeyi hedefliyor.
Yeni kılavuzun en dikkat çekici yönlerinden biri, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin 10 Kritik Okuryazarlık Becerisi ile doğrudan bağlantılı olması.
MEB, artık kütüphaneleri yalnızca “kitap okuma” alanı değil, 21. yüzyıl becerilerinin geliştirildiği çok yönlü eğitim merkezleri olarak konumlandırıyor.
Bu kapsamda hedeflenen 10 okuryazarlık alanı şu şekilde belirlendi:
Bakanlık, kitap seçimi sürecinde bu becerileri destekleyen yayınlara öncelik verilmesini öngörüyor. Böylece öğrenciler sadece okumayı değil, okuduğunu analiz etmeyi, sorgulamayı ve üretmeyi de öğrenecek.
Uygulama Kılavuzu, kütüphane yönetiminde ilk kez katılımcı bir karar mekanizması getiriyor.
Her okulda kurulacak olan “Seçim ve Ayıklama Komisyonu”, kitap seçimi ve koleksiyon oluşturma sürecini yönetecek.
Komisyonun bileşimi dikkat çekici:
İlçe Millî Eğitim Şube Müdürü başkanlığında, okul müdürü, kütüphane görevlileri, zümre başkanları ve öğretmen temsilcilerinden oluşacak.
Bu yapı sayesinde kitap seçimi yalnızca idari bir işlem değil, pedagojik ve kültürel bir değerlendirme süreci haline gelecek.
Veliler ve öğrenciler de öneri aşamasında aktif rol üstlenecek; böylece kütüphane koleksiyonu okulun gerçek ihtiyaçlarını ve öğrencilerin gelişim düzeylerini birebir yansıtacak.
Kılavuz, okullarda kitap temini konusunda da yenilikçi bir yaklaşım sunuyor.
Bundan böyle kütüphaneler yalnızca satın alma yöntemiyle değil; bağış, değişim, proje iş birlikleri ve Bakanlık kanalıyla yapılan gönderimler aracılığıyla da zenginleştirilecek.
Ayrıca yerli yazarların eserlerine ve milli-manevi değerlere katkı sağlayan yayınlara öncelik verilecek.
Böylece hem Türk edebiyatının tanıtımı desteklenecek hem de çocukların kendi kültürleriyle bağ kurması sağlanacak.
MEB, yeni kılavuz kapsamında okul kütüphanelerinin yıl boyunca aktif şekilde kullanılmasını istiyor.
Bu doğrultuda, öğrenci ve öğretmenlerin katılım sağlayabileceği çeşitli etkinlikler öneriliyor:
Kitap bağışı ve değişim kampanyaları,
“Her Yerde Kitap Okuyoruz” temalı sosyal farkındalık projeleri,
Yazar-öğrenci buluşmaları,
Okuma maratonları ve söyleşiler,
Kütüphane haftası yarışmaları,
Sosyal medya destekli okuma hareketleri.
Bu etkinlikler sayesinde kütüphaneler, öğrencilerin yalnızca ders çalıştığı değil, düşünce ürettiği ve paylaşımda bulunduğu alanlara dönüşecek.
MEB’in yayımladığı uygulama kılavuzu, okul kütüphanelerini eğitim sisteminin merkezine taşırken, aynı zamanda aile-okul iş birliğini de güçlendiriyor.
Artık öğretmen, veli ve öğrenci aynı hedef için bir arada:
👉 Okuyan, düşünen, üreten ve kültürle beslenen bir nesil yetiştirmek.
Bakanlık, bu dönüşümün yalnızca kitap okuma alışkanlığını değil, aynı zamanda dijital okuryazarlık, sürdürülebilirlik bilinci ve kültürel farkındalık gibi çok boyutlu becerileri de geliştireceğini vurguluyor.
Eğitimciler, uygulamanın okul kültürüne büyük katkı sağlayacağını belirtiyor.
Uzmanlara göre; bu yaklaşım, öğrencilerin yalnızca bilgiye ulaşmalarını değil, bilgiyi yönetme ve yorumlama becerilerini de geliştirecek.
Kütüphanelerin böylelikle “sessiz bilgi depoları” olmaktan çıkarak, aktif öğrenme merkezlerine dönüşeceği ifade ediliyor.
Milli Eğitim Bakanlığı, son dönemde okullarda başlattığı yapısal reformlara bir yenisini eklemiş oldu.
Yeni Okul Kütüphaneleri Uygulama Kılavuzu ile amaç, sadece öğrencilerin kitap okuması değil; her yaşta bireyin bilgiye ulaşma, analiz etme ve üretme alışkanlığı kazanması.
Bu düzenleme, Türkiye’nin okuma kültürünü güçlendirmede ve eğitimde fırsat eşitliğini sağlamada yeni bir dönemin kapısını aralıyor.