MEB’de Mülakat Krizi: Sendikalar Ayakta, Öğretmen Adayları İsyanda

Milli Eğitim Bakanlığı’nın 15 bin sözleşmeli öğretmen alımı için yapılan mülakat sonuçları büyük tartışmalara yol açtı. KPSS’de yüksek puan almasına rağmen sözlü sınavdan düşük not verilerek elendiğini söyleyen çok sayıda aday, sosyal medyada tepkisini dile getirdi. Sendikalar ise mülakat uygulamasını "adaletsizlik" olarak nitelendirerek hukuki mücadele başlatmaya hazırlanıyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 15 bin sözleşmeli öğretmen ataması için gerçekleştirdiği mülakatların sonuçları, eğitim camiasında büyük bir tartışma başlattı. KPSS'den yüksek puan alan binlerce adayın elenmesi, sendikaların sert tepkisine neden oldu ve süreç yargıya taşınıyor.

MEB’de Mülakat Krizi: Yüksek KPSS Puanlı Öğretmen Adayları Elendi, Sendikalar Ayaklandı

Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 15 bin sözleşmeli öğretmen alımı için gerçekleştirdiği mülakatların sonuçları açıklandı. Ancak açıklamanın hemen ardından, eğitim camiasında sert tartışmalar başladı. KPSS’den yüksek puan almasına rağmen sözlü sınavda düşük not verilerek elendiğini belirten adayların sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Bu durum, öğretmen atama sistemine olan güveni yeniden sarsarken, sendikaları ve eğitimcileri harekete geçirdi.

On Binlerce Aday Ter Döktü, Yüksek Puanlılar Elendi
Bakanlık verilerine göre, 14 bin 981 kontenjan için 34 bin 881 aday sözlü sınavlara çağrıldı. Bunlardan 30 bin 850’si mülakata katıldı. Ancak sonuçlar açıklanınca tablo büyük hayal kırıklığı yarattı. KPSS’den 80, 85 hatta 90’ın üzerinde puan almasına rağmen elendiğini söyleyen çok sayıda aday, sosyal medyada tepkisini dile getirdi. “Emeğimiz gasp edildi”, “Hakkımız yeniyor” gibi paylaşımlar kısa sürede gündem oldu.

Geçen Yılın Tekrarı mı?
Geçtiğimiz yıl da benzer bir kriz yaşanmış, yüksek puanlı öğretmen adaylarının mülakatlarda düşük notlarla elendiği ortaya çıkmıştı. Bu yıl yaşanan tablo, “MEB mülakatlarda liyakatten uzaklaşıyor mu?” sorusunu yeniden gündeme taşıdı. Eğitimciler, objektif bir ölçme-değerlendirme sistemi olan KPSS’nin önüne subjektif kriterlerle şekillenen mülakatların geçmesinin adaleti zedelediğini vurguluyor.

Sendikalardan Sert Tepki: “Emek Hırsızlığıdır”
Konuya ilişkin en sert çıkışı Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı Talip Geylan yaptı. Geylan, mülakat sonuçlarını “emek hırsızlığı” olarak nitelendirdi. Açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Yine aynı tabloyla karşı karşıyayız. KPSS sonuçlarına göre atanması gereken gençlerimiz, mülakatta düşük puan verilerek eleniyor. Yazık bu emeğe, yazık bu gençlere! Bu kul hakkıdır. Sendikamız, geçen yıl olduğu gibi bu yıl da mağdur öğretmen adaylarının yanında olacak ve haklarını alana kadar mücadeleyi sürdürecektir.”

Kul Hakkı ve Liyakat Tartışması Gündemde
Sonuçların açıklanmasının ardından, eğitim camiasında “kul hakkı”, “liyakat” ve “adalet” tartışmaları yeniden alevlendi. Uzmanlar, öğretmen atamalarında mülakatların kaldırılması gerektiğini, çünkü sözlü sınavların nesnellikten uzak ve torpile açık olduğunu dile getiriyor. KPSS’nin yıllarca çalışarak alınan bir başarı belgesi olduğuna dikkat çeken uzmanlar, mülakat sisteminin ise bu başarıyı gölgede bıraktığını ifade ediyor.

Adaylardan Yürek Burkan Tepkiler
Sosyal medyada paylaşılan mesajlarda bazı adayların gözyaşları içinde “Bir yıl boyunca gece gündüz çalıştım, 90 puan aldım ama yine atanamadım” dediği görüldü. Başka bir aday ise, “KPSS’de başarıyla derece yapmamın hiçbir anlamı kalmadı. Mülakatta düşük not verdiler ve hayallerim elimden alındı” sözleriyle isyanını dile getirdi.

MEB’in Sessizliği Eleştiriliyor
Tüm bu tepkilere rağmen MEB’in süreç hakkında detaylı bir açıklama yapmaması da eleştirilerin dozunu artırıyor. Eğitimciler, şeffaflık çağrısında bulunuyor ve mülakatlarda hangi kriterlere göre puan verildiğinin kamuoyuna açıklanmasını talep ediyor.

Eğitimde Güven Krizi Derinleşiyor
Bu tartışmalar, yalnızca adayları değil eğitim sisteminin bütününü etkiliyor. Uzmanlara göre, liyakatin zedelendiği bir ortamda öğretmen motivasyonu düşüyor, bu da doğrudan öğrencilerin başarısına yansıyor. Eğitimde güven ortamının sağlanamaması, geleceğin teminatı olan gençlerin de zarar görmesine yol açıyor.