9181,72%0,88
39,68% 0,18
45,71% 0,09
4296,95% 0,14
6933,62% 0,33
Kurban Bayramı'na sayılı günler kala, binlerce öğretmeni üzen bir gelişme yaşandı. Özellikle İstanbul'un Maltepe ilçesindeki yaklaşık 4 bin öğretmenin ek ders ücretleri henüz hesaplarına yatırılmadı. Eğitim-İş Sendikası, yaşanan bu gecikmenin öğretmenleri büyük bir maddi sıkıntıya sürüklediğini ve bayram sevinçlerini gölgelendiğini belirterek Milli Eğitim Bakanlığı'na acil çözüm çağrısında bulundu. İşte bayram öncesi yaşanan ek ders krizinin detayları..
MEB'de Bayram Öncesi Ek Ders Krizi: 4 Bin Öğretmenin Bayram Sevinci Gölgede Kaldı!
Kurban Bayramı'na günler kala, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) bünyesinde görev yapan binlerce öğretmeni yakından ilgilendiren önemli bir ek ders ücreti krizi patlak verdi. Özellikle İstanbul'un Maltepe ilçesindeki yaklaşık 4 bin öğretmenin ek ders ücretleri, bayram öncesi hesaplarına yatırılmadı. Bu durum, eğitim camiasında büyük bir tepkiye yol açarken, Eğitim-İş Sendikası konuyla ilgili sert bir açıklama yaparak MEB'e acil çözüm çağrısında bulundu.
Evrensel gazetesinin aktardığı bilgilere göre, Eğitim-İş Sendikası'ndan yapılan açıklamada, İstanbul'daki eğitim emekçilerinin halihazırda zorlu ekonomik koşullarla mücadele ettiğine dikkat çekildi. "İstanbul'da pek çok ilçemizde ek ders ücretleri öğretmenlere yatırılmadı ve bayram sevinçlerinin gölgelendiği görülmektedir. Ne yazık ki 4 bine yakın öğretmen Kurban Bayramı'na parasız girmek zorunda kaldı" ifadeleri kullanıldı. Sendika, özellikle Maltepe'deki öğretmenlerin bu gecikme nedeniyle çocuklarına bayramlık dahi alamadığını vurgulayarak, yaşanan maddi sıkıntının öğretmenlerin bayram coşkusunu buruk bir şekilde yaşamasına neden olduğunu belirtti. Bu durum, öğretmenlerin bayram öncesi hak ettikleri ücretleri alamamasının yarattığı hayal kırıklığını gözler önüne serdi.
Ek ders ücretlerindeki bu kabul edilemez gecikme üzerine Eğitim-İş Sendikası, Milli Eğitim Bakanı'na yönelik oldukça sert ifadeler içeren bir çağrıda bulundu. Açıklamada, "AKP iktidarı devlet kurumlarında özellikle de eğitimde kadrolaşma hırsı ve gayretiyle liyakatız olsun ama ‘Yeter ki bana yakın olsun’ anlayışıyla pek çok kişiye devlet bürokrasisinde ve milli eğitimdeki önemli makamlarda görev vermeye devam ediyor" denildi. Sendika, bu "inatlaşma ve kadrolaşma hırsının" öğretmenlerin bayramlarının bile zehir olmasına neden olduğunu savundu.
Eğitim-İş, Bakanlık'tan acil bir çözüm talep ederek, öğretmenlerin sürekli değişen ek ders ödeme tarihleri konusunda kalıcı bir düzenleme yapılmasını ve hak edişlerinin liyakatiz bürokratların insafına terk edilmemesini istedi. Bu çağrı, sadece Maltepe'deki değil, benzer sorunlar yaşayan tüm öğretmenlerin sesi olmayı hedefliyor. Öğretmenler, bayram öncesi yaşanan bu mağduriyetin bir an önce giderilmesini ve gelecekte benzer sorunların yaşanmaması için kalıcı adımlar atılmasını bekliyor.
Ek Ders Ödemelerinde Süregelen Belirsizlik: Öğretmenlerin Hakları Göz Ardı Edilmemeli
Öğretmenlik, yalnızca ders anlatmak ve müfredatı aktarmakla sınırlı olmayan, fedakârlık gerektiren bir meslek. Eğitim camiasının temel taşı olan öğretmenler, sadece sınıf içinde değil, eğitim politikalarındaki değişimlere karşı da mücadele etmek zorunda kalıyor. Ek ders ücretlerinin zamanında ödenmemesi, öğretmenlerin yalnızca ekonomik olarak değil, psikolojik ve sosyal anlamda da yıpranmalarına sebep oluyor.
Geciken ödemeler, öğretmenlerin planlarını aksatıyor, bayram gibi özel günlerde bile kaygı içinde olmalarına yol açıyor. Üstelik her yıl farklı nedenlerle ortaya çıkan bu belirsizlik, kalıcı bir çözüme kavuşması gereken bir problem hâline geldi. Memurların maaş ve ek ders ödemelerinin sistematik bir düzene oturtulması gerekirken, öğretmenler bürokratik süreçlerin ve yönetimsel aksaklıkların mağduru olmamalı.
Eğitim-İş sendikasının çağrısı önemli bir noktaya işaret ediyor: Öğretmenlerin hakları sadece sözde değil, fiiliyatta da korunmalı. Öğretmenlerin ek ders ödemeleri belirlenen takvim doğrultusunda, gecikme yaşanmadan hesaplarına yatırılmalı. Eğitimin temel yapı taşları olan öğretmenler, maaş ödemeleri konusunda belirsizlikler içinde bırakılmamalı ve hak ettikleri ekonomik güvence sağlanmalı.
Sonuç olarak, eğitimde kaliteyi artırmak istiyorsak, öncelikle öğretmenlerin haklarını tam anlamıyla güvence altına almamız gerekiyor!