14182,78%0,27
42,73% 0,03
50,18% 0,01
5990,19% 0,47
9607,06% 0,04
Millî Eğitim Bakanlığına (MEB) öğretmen olarak atanmadan önce devletin farklı kademelerinde 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında görev yapmış, ancak bu hizmet sürelerinin Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) kariyer basamaklarında değerlendirilmemesi nedeniyle mağduriyet yaşayan öğretmenler seslerini yükseltiyor. Yaklaşık 1000 ila 1500 arasında olduğu tahmin edilen bu öğretmenler, her ay hem maddi hem de manevi hak kaybı yaşadıklarını belirterek, yetkililerden ve kamuoyundan destek bekliyor.
Öğretmenlik kariyerine başlamadan önce farklı hizmet sınıflarında görev yapmak zorunda kalan bu öğretmenlerin hikayesi, genellikle 2000'li yılların başları ile 2010 arasındaki döneme dayanıyor. O yıllarda MEB'in yetersiz atama yapması, formasyon eğitimlerinin kaldırılması veya kısıtlanması, kontenjanların çok sınırlı tutulması ve İmam Hatip Liselerinin kapanması gibi faktörler, birçok branştan mezun olan öğretmen adaylarının yüksek KPSS taban puanlarına rağmen mesleklerine atanamamalarına neden oldu.
Bu koşullar altında, öğretmenlik vasıflarına sahip binlerce genç, devlete hizmet etme arzusuyla farklı bakanlıklar bünyesinde, polis, din görevlisi, normal memur, gardiyan, sağlık görevlisi gibi çeşitli kadrolarda memuriyete başladı. Yıllarca bu farklı alanlarda devletlerine kadrolu olarak hizmet ettikten sonra, nihayetinde MEB'e öğretmen olarak atanma fırsatı buldular. Ancak bu geçiş, beraberinde yeni bir mağduriyeti getirdi.
Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK), öğretmenlik kariyer basamaklarında (Uzman Öğretmenlik, Başöğretmenlik) ilerleme için belirli hizmet sürelerini ve şartları öngörüyor. Mağduriyet yaşayan öğretmenler, kanunun mevcut haliyle, öğretmen olarak atanmadan önce 657 sayılı Kanun kapsamında diğer hizmet sınıflarında geçirdikleri sürelerin, bu kariyer basamaklarında ilerlemede dikkate alınmadığını belirtiyor.
Bu durum, söz konusu öğretmenlerin meslektaşlarına göre daha geç "Uzman Öğretmen" veya "Başöğretmen" unvanı almalarına yol açıyor. Kariyer basamaklarında yaşanan bu gecikme, doğrudan maaşlarına yansıyan ek ödemelerdenmahrum kalmalarına, dolayısıyla maddi kayıplara uğramalarına neden oluyor. Ayrıca, mesleki tecrübeleri ve devlete hizmet süreleri göz ardı edildiği için manevi bir haksızlık hissi de yaşıyorlar.
Mağdur öğretmenler, yaşadıkları bu sorunu çeşitli platformlarda dile getirmeye devam ediyor. Özellikle içinde bulunduğumuz Toplu Görüşmeler sürecinde, bu konunun sendikalar aracılığıyla gündeme taşınması büyük önem taşıyor. Öğretmenlerin aktardığı bilgiye göre, Eğitim-Bir-Sen sendikası, bu mağduriyeti toplu görüşmelerin talep listesinealmış durumda. Bu gelişme, mağdur öğretmenler için umut ışığı olurken, sendikanın bu konudaki kararlılığı da beklentileri artırıyor.
Öğretmenler, kamuoyunun ve medyanın desteğinin kendileri için çok anlamlı ve önemli olduğunu vurguluyor. Küçücük puntolarla dahi olsa konunun gündemde tutulmasının, sorunun çözümüne yönelik baskı oluşturacağını ve yetkililerin dikkatini çekeceğini belirtiyorlar.
"Kariyer Mağduru Öğretmenler"in temel beklentisi, eşitlik ve adaletin sağlanmasıdır. Onlar, devletin farklı kurumlarında kazandıkları memuriyet tecrübesinin, öğretmenlik kariyerlerinde bir dezavantaj yaratmaması gerektiğini savunuyorlar. Öğretmenliğe başlamadan önceki hizmet sürelerinin, ÖMK kariyer basamaklarında ilerlemede dikkate alınması, hem geçmişteki fedakarlıklarının tanınması hem de gelecekteki hak kayıplarının önüne geçilmesi anlamına geliyor.
Bu durum, sadece sayıları 1000-1500 civarında olan bir grup öğretmenin bireysel sorunu olmanın ötesinde, kamudaki farklı hizmet sınıfları arasındaki geçişlerde ortaya çıkabilecek benzer mağduriyetlerin önlenmesi adına da emsal teşkil edebilecek önemli bir konudur. Toplu Görüşmeler sürecinin ve kamuoyunun desteğinin, bu mağduriyetin giderilmesi ve "Kariyer Mağduru Öğretmenler"in haklarına kavuşması için kilit rol oynaması bekleniyor.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.