Bugün, 7 Aralık 2025 Pazar
11007,37%0,81
42,52% 0,07
49,55% -0,06
5743,85% -0,15
9322,75% 0,27
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), binlerce kamu görevlisinin özlük haklarını yakından ilgilendiren emsal niteliğinde bir tavsiye kararı yayımladı. KDK, İŞKUR'da görevli bir meslek danışmanının lisans diploması ibrazına rağmen, ilgili birimde yaşanan tam 45 günlük idari gecikme nedeniyle terfi işleminin zamanında yapılmadığı ve bu durumun maaşında maddi kayba yol açtığı şikâyetini haklı buldu. Kurum, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na gönderdiği tavsiyede, memurun uğradığı iki aylık maaş farkının hesaplanarak yasal faiziyle birlikte kendisine ödenmesi gerektiğini hükmetti. Bu karar, bürokratik aksaklıklar sebebiyle özlük hakları geciken tüm kamu çalışanları için önemli bir hukuki dayanak oluşturdu.
KDK’dan Kamu Görevlilerine Emsal Teşkil Eden Karar: Geciken Terfi İçin Maaş Farkı ve Faiz Ödenmeli
Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK), kamu çalışanlarının özlük haklarında yaşanan gecikmelere ilişkin kritik bir karar aldı. Kamu kurumlarında işleyen bürokratik süreçlerin aksaması sonucu oluşan maddi kayıpların çalışanlara yüklenemeyeceğini vurgulayan bu karar, binlerce memuru yakından ilgilendiren emsal niteliği taşıyor.
Son dönemde kamu kurumlarına gelen özlük, terfi ve derece-kademe işlemleriyle ilgili şikayetlerin artış gösterdiği bilinirken, KDK’nın bu kararı hem çalışanların hak arama sürecinde hem de kurumların sorumluluklarında önemli bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor.
Kararın konusu olan olay, İŞKUR’da meslek danışmanı olarak görev yapan bir personelin, lisans eğitimini tamamlayarak diplomasını kurumuna sunmasıyla başladı. Çalışan, diplomasının işlenmesiyle birlikte derece ve kademe güncellemesinin yapılmasını talep etti. Ancak burada öngörülmeyen bir sorun yaşandı.
Personelin verdiği dilekçe, kurum içindeki evrak dolaşımı sırasında tam 45 gün gecikmeyle ilgili birime ulaşabildi. Normal şartlarda birkaç gün içinde işleme alınması beklenen bu resmi belge, bürokratik zincirdeki aksama nedeniyle ciddi bir gecikmeye uğradı. Bu da doğrudan memurun terfi hakkının ertelenmesine yol açtı.
Kamu yönetimi disiplininde sürelerin hayati önem taşıdığı bilinirken, bu gecikmenin hem özlük dosyasına hem de maaşına yansıması kaçınılmaz oldu.
Geciken dilekçe nedeniyle memurun alması gereken derece ve kademe ilerlemesi, yaklaşık iki ay sonra işleme koyulabildi. Bu da personelin mevzuat gereği hak ettiği maaş artışını zamanında alamamasına sebep oldu.
Memur, idari süreçlerden doğan bu gecikmenin maaşında doğrudan maddi kayıp oluşturduğunu belirterek iki aylık maaş farkının kendisine ödenmesi gerektiğini savundu. Durumu önce kurum içi yazışmalarla çözmeye çalışsa da net bir yanıt alamadı. Bunun üzerine konuyu Kamu Denetçiliği Kurumu’na taşıdı.
Bu başvuru, kamu çalışanlarının hak arama yollarına başvurduğunda karşılaştığı en önemlilerden biri olan “idari gecikme” kavramını yeniden gündeme getirdi.
KDK, başvuruyu detaylı şekilde değerlendirirken şu kritik noktaların altını çizdi:
Memurun diploma beyanını zamanında yaptığı tespit edildi.
Gecikmenin tamamının kurum içindeki evrak akışındaki aksaklıktan kaynaklandığı belirlendi.
Memurun süreçte herhangi bir kusurunun olmadığı açıkça ortaya kondu.
Gecikme nedeniyle terfinin rötar yapması ve maaş farkının doğması “idarenin gecikmesinden doğan mali zarar” olarak tanımlandı.
Bu bulgular doğrultusunda KDK, memurun talebini haklı bularak idarenin kusurundan doğan maddi kaybın memura yasal faiziyle birlikte ödenmesini uygun gördü. Böylece memurun maddi zararının tamamen karşılanması gerektiği belirtildi.
Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kararında temel ilke net ifadelerle vurgulandı:
“İdarenin gecikmesi sebebiyle doğan mali külfet kamu çalışanına yüklenemez.”
Bu değerlendirme, özellikle diploma, derece-kademe ilerlemeleri, unvan değişiklikleri ve terfi işlemlerinde meydana gelen gecikmelerin sorumluluğunun çalışanlarda değil, tamamen işlemeyi sağlayan idarelerde olduğunu bir kez daha ortaya koydu.
Bu saptama, inisiyatifin çalışanlarda olmadığı durumlarda maddi zararın yükünü kamu görevlilerinin taşımaması gerektiğini açıkça ifade ediyor.
Uzmanlara göre bu karar, gelecek dönemlerde benzer gecikmeler yaşayan kamu çalışanları için son derece önemli bir başvuru kaynağı haline gelecek. Çünkü birçok kamu kurumunda dilekçe sürecindeki gecikmeler çalışanların maaşlarında ve özlük haklarında doğrudan etkiler yaratabiliyor.
KDK’nın bu tavsiye kararı, çalışanların hak arama sürecine güç kazandırırken; aynı zamanda kamu kurumlarının süreç yönetimine ilişkin daha titiz ve şeffaf bir yaklaşım benimsemesini de teşvik ediyor.
Söz konusu kararın kamu kurumlarına gönderdiği mesaj oldukça net:
Bürokratik gecikmelerin bedeli çalışanlara yansıtılamaz ve özlük işlemlerinde hız, dikkat ve sorumluluk esastır.
Bu nedenle uzmanlar, kurum içi iş akışının daha profesyonel yönetilmesi, evrak takip sistemlerinin güçlendirilmesi ve memurların özlük taleplerinin gecikmeden işleme alınması gerektiği konusunda uyarılarda bulunuyor.
