GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ :
- Elazığ Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü tarafından kurulan oyun ve etkinlik çadırları
- Oyun ve etkinlik çadırında oyun oynayan çocuklar
- Bahçede çeşitli oyunlar oynayan çocuklar
- Ekip üyelerinden Aile Danışmanı ve Sosyolog Ayşe Keskin ile röportaj Elazığ depremini yaşayan sosyolog ve ekibi, Kahramanmaraş'ta afetzede çocukların yüzünü güldürüyor
- Elazığ Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünde görevli sosyolog Ayşe Keskin:
- 'Bu ortamı 3 yıl önce yaşayarak deneyimledik. Buradaki insanları anlayabilen ilk şehir Elazığ oldu'
KAHRAMANMARAŞ (AA) - Elazığ Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğünde görevli sosyolog Ayşe Keskin, 3 yıl önce kentlerinde meydana gelen 6,8'lik depremi yaşayan ekip üyesi arkadaşlarıyla gönüllü olarak geldikleri Kahramanmaraş'ta, çadır kentte kalan çocuklara psikososyal destek sağlıyor.
Elazığ Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ekipleri, dönüşümlü olarak geldikleri deprem bölgesinde çocukların minik kalplerinden depremin izini silmeye çalışıyor.
Bölgede bulunan ekibin lideri Ayşe Keskin, AA muhabirine, Elazığ'da 2020 yılında 6,8 büyüklüğündeki depremi yaşadıklarını ve Elazığ ile Malatya'da 41 kişinin hayatını kaybettiğini söyledi.
Kendi şehirlerinde de benzer şekilde çadır kentler kurulduğunu hatırlatan Keskin, 'Bu ortamı 3 yıl önce yaşayarak deneyimledik. Buradaki insanları anlayabilen ilk şehir Elazığ oldu. Elazığ bölgesi bu anlamda çok güzel bir duyarlılık gösterdi. Elazığ Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde kurulmuş olan 40 kişilik ekip olarak dönüşümlü olarak buradaki insanlara psikososyal destek vermek için geliyoruz.' dedi.
- 'Zorlu süreci hafifletmeye çalışıyoruz'
Ayşe Keskin, çocukların yanı sıra annelere yönelik de çeşitli etkinlikler yaptıklarını ifade etti.
Afetzedelerin yaşadıkları zorlu süreci hafifletmeye çalıştıklarını dile getiren Keskin, 'Buradaki insanlar artık yavaş yavaş normale dönmenin adımlarını atmaya başlamış. Çadırımızın kapısını çalıp kendi çadırlarında pişirmiş oldukları yemekten getirip ikram etmeleri benim için çok anlamlıydı. Zaten burada bu şoku ve travmayı atlatabilmenin en önemli yollarından bir tanesi de birbirimizi anlayabilmek, elimizi uzatabilmek. Birbirimize pişirdiğimiz aştan bu şartlar altında ikram edebildiğimiz sürece birbirimizin yaralarını hızlıca sarabileceğimizi düşünüyorum.' diye konuştu.
