9700,17%-0,48
38,78% 0,00
43,39% -0,03
4021,78% -0,78
6535,31% 0,00
İSTANBUL - Marmara Denizi'nde Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul ve çevresindeki fay hatlarının geleceği ve beklenen büyük İstanbul depreminin tetiklenip tetiklenmeyeceği yönündeki endişeleri artırdı. Uzmanlar, bu sarsıntının bölgedeki sismik aktivite üzerindeki potansiyel etkilerini ve beklenen büyük depremle ilişkisini farklı açılardan değerlendiriyor.
Uzmanlardan Çelişkili Yorumlar: Stres Artışı mı, Kırılma mı?
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, 6.2 büyüklüğündeki depremin Marmara'da beklenen büyük deprem olmadığını vurguladı. Prof. Tüysüz, "Bunlar Marmara'da beklediğimiz büyük deprem değil. Bunlar bu fayın biriktirdiği stresi artırıyor. Yani kırılmaya zorluyor. Burada asıl deprem daha büyük ve 7'nin üzerinde olacak" ifadelerini kullandı. Ayrıca, bu fay hattında 17 Ağustos 1999 İzmit depreminden bu yana bir deprem beklendiğini ve bölgenin "kilitli", yani stres biriktiren bir alan olduğunu belirtti. Prof. Tüysüz, 7 büyüklüğündeki bir depremin enerjisini boşaltmak için yaklaşık 30 adet 6 büyüklüğünde deprem gerektiğini söyleyerek, "Burada bir miktar enerji boşaltmıştır ama bu bizim beklediğimiz 7'nin üzerindeki depremi çok etkileyebilecek bir deprem değildir" yorumunu yaptı. Tüysüz, "İstanbul, daha doğrusu tüm Marmara bir depreme gebedir. Bu da o anlamda uyarıcı olabilir" şeklinde konuştu.
"Büyük Depremin Öncüsü Olabilir" Endişesi
Bilim Akademisi Üyesi Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Okan Tüysüz, 6.2 büyüklüğündeki sarsıntının "büyük bir depremin öncüsü olabileceği endişesiyle önemli olduğunu" dile getirdi. Bu ifade, sarsıntının bölgedeki fay hatları üzerindeki baskıyı artırarak, daha büyük bir depremin olasılığını tetikleyebileceği yönündeki kaygıları yansıtıyor.
"Beklenen Büyük İstanbul Depremiydi" İddiası
Öte yandan, Jeofizik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Burak Çatlıoğlu, 23 Nisan'daki 6.2 büyüklüğündeki sarsıntının "beklenen büyük İstanbul depremi olduğunu" savunan uzmanlardan biri oldu. Çatlıoğlu, bu büyüklükteki bir depremin küçük sayılamayacağını vurgulayarak, "Bu hattın doğusu 1999 İzmit depreminde, batısı da 1912 Mürefte depreminde kırılmıştı. Ortada kırılmayan burası kalmıştı, burası da kırıldı" şeklinde konuştu. Bu yorum, 6.2'lik depremin Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Marmara Denizi içindeki kırılmamış segmentinde gerçekleştiği ve beklenen enerjinin bir kısmını boşalttığı anlamına geliyor.
Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Önemi ve Marmara Segmenti
Kuzey Anadolu Fay Hattı (KAF), Türkiye'nin en aktif ve önemli deprem kuşaklarından biri olarak biliniyor. Doğu Anadolu'dan başlayıp Marmara Denizi'ne kadar uzanan bu hat üzerinde geçmişte birçok büyük deprem meydana geldi. 1999 İzmit ve Düzce depremleri, bu fay hattının doğu kesimindeki yıkıcı etkilerini açıkça gösterdi. Marmara Denizi içindeki segment ise uzun süredir büyük bir deprem beklentisiyle yakından takip ediliyor. Uzmanlar, bu bölgedeki fayın kilitli olduğunu ve önemli miktarda enerji biriktirdiğini ifade ediyorlar.
Sonuç: Belirsizlik Sürüyor, Teyakkuz Çağrısı Yapılıyor
6.2 büyüklüğündeki depremin İstanbul ve Marmara Bölgesi'ndeki fay hatlarını nasıl etkileyeceği ve beklenen büyük depremle ilişkisi konusundaki farklı uzman görüşleri, belirsizliğin sürdüğünü gösteriyor. Ancak, tüm uzmanlar bölgenin aktif bir deprem kuşağında olduğu ve deprem riskinin her zaman mevcut olduğu konusunda hemfikir. Bu nedenle, vatandaşların deprem konusunda bilinçli olması, gerekli önlemleri alması ve yetkili kurumların uyarılarını dikkate alması büyük önem taşıyor.