10918,51%-1,07
42,39% -0,02
49,47% 0,01
5742,82% -0,16
9299,63% 0,00
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Türk eğitim sisteminde uzun süredir tartışma konusu olan ilkokul birinci sınıfa başlama yaşını köklü bir değişiklikle düzenlemeye hazırlanıyor. Yapılacak kritik düzenlemenin temel amacı, aynı sınıftaki öğrenciler arasındaki yüksek yaş farkını en aza indirerek, sosyal uyum problemlerini gidermek ve öğrencilerin gelişimsel eşitsizliklerini ortadan kaldırmak.
Mevcut uygulamada velilerin bir dilekçe ile çocuklarını 66 aylıkken ilkokula başlatabilmesi, sınıflarda bazı öğrencilerin diğerlerinden tam 14 ay daha küçük olmasına yol açıyordu. Uzmanlar ve sınıf öğretmenleri, bu büyük yaş farkının hem akademik başarıyı hem de sosyal adaptasyonu ciddi biçimde olumsuz etkilediği konusunda hemfikirdi.
Hazırlanan yeni düzenleme ile okula başlama yaşı standart bir düzene kavuşturuluyor:
Temel okula başlama yaşı 72 ay (6 yaş) olarak kesinleştirilecek.
Yalnızca 69 ila 75 ay aralığındaki çocuklar için sınırlı bir esneklik tanınacak.
Velilerin çocuklarını 66 aylıkken okula başlatma hakkı tamamen ortadan kaldırılacak.
Bu adım sayesinde, sınıflardaki yaş uyumu sağlanarak, gelişimsel farklılıklardan kaynaklanan sorunların büyük ölçüde önüne geçilmesi hedefleniyor.
Psikologlar, çocuk gelişim uzmanları ve deneyimli sınıf öğretmenleri, erken yaşta ilkokula başlatılan öğrencilerin karşılaştığı zorlukları uzun süredir raporluyor. Özellikle 66-71 ay aralığındaki çocuklarda gözlemlenen yaygın sorunlar, düzenlemenin gerekliliğini destekliyor:
Bilişsel Yetersizlikler: Yönergeleri takip etme ve dikkat süresi zayıflığı.
Fiziksel Olgunluk: Kalem tutma ve el yazısı becerilerinde gelişim eksikliği.
Öz Bakım Sorunları: Tuvalet ve giyinme gibi temel öz bakım yeteneklerinde yetersizlik.
Duygusal Tepkiler: Okul temposuna uyumda zorluk, sık sık ağlama nöbetleri ve yüksek kaygı seviyesi.
Sosyal Uyum: Sınıf içi davranış sorunları ve akran ilişkilerinde zorlanma.
Uzmanlar, öğrencinin başarılı bir okul hayatına başlayabilmesi için gerekli olan bilişsel, fiziksel ve duygusal olgunluğagenellikle 72 ay civarında ulaştığını belirtiyor.
MEB'in hazırladığı bu kritik düzenleme ile ulaşılmak istenen temel hedefler, eğitimde fırsat eşitliğini ve öğrenci refahını artırmaya odaklanıyor:
Gelişimsel Uyum: Öğrencinin bilişsel ve duygusal olarak tam hazır olduğu bir yaşta eğitime başlamasını garantilemek.
Sınıf Dengesi: Gelişimsel uyum farklarını minimize ederek öğretmenlerin sınıf yönetimini kolaylaştırmak.
Sosyal Refah: Akran zorbalığının önüne geçmek ve daha dengeli sosyal etkileşim ortamları yaratmak.
Bu kapsamlı sistem değişikliğinin, yakın zamanda Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor.