Hamas, Uluslararası Adalet Divanı'nın İsrail işgaline ilişkin danışma görüşünden memnun

İSTANBUL (AA) – Hamas, İsrail'in Filistin topraklarındaki işgalinin hukuka aykırı olduğunu ve işgalin derhal sonlandırılması gerektiğini belirten Uluslararası Adalet Divanı'nın (UAD) danışma görüşünü memnuniyetle karşıladığını açıkladı.

Hamas’tan yapılan yazılı açıklamada, “UAD’nin Siyonist işgalin (İsrail) hukuka aykırılığını ve buna son verilmesinin gerekliliğini teyit ettiği, faşist yerleşim sistemini (Yahudi yerleşim birimleri) teşhir ettiği, sona ermesini talep ettiği ve işgalci hükümetlerin halkımıza ve Filistin topraklarımıza karşı işlediği yaygın uluslararası hukuk ihlallerinin ortaya çıkarılmasına işaret ettiği hukuki mütalaayı memnuniyetle karşılıyoruz.” ifadeleri kullanıldı.

Açıklamada, bu karar ve UAD’nin Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne, İsrail işgaline son verecek önlemlerin değerlendirilmesi yönündeki talebinin, ciddi adımların atılması için acil eylem ihtiyacını ortaya koyduğu vurgusu yapıldı.

İsrail’in, ABD yönetiminin tam desteği ve kapsamasıyla tüm uluslararası kararları görmezden geldiğine dikkat çekilen açıklamada, uluslararası topluma bu kararları “kuşanarak”, İsrail’i bu kararları uygulamaya zorlama çağrısı yapıldı.

- Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in Filistin'i işgaline ilişkin danışma görüşünü açıkladı

Uluslararası Adalet Divanı (UAD) Başkanı Lübnanlı Yargıç Nawaf Salam, halka açık oturumda, İsrail'in, işgal ettiği Filistin topraklarındaki uygulamalarının hukuki sonuçlarına ilişkin danışma görüşünü açıkladı.

UAD, Lahey'deki oturumda İsrail'in Filistin'i işgaline ilişkin danışma görüşünü açıklarken işgal altındaki Filistin topraklarının parçalanmış ayrı bölgeler değil, 'tek bir bölgesel birim' olduğunu bildirdi.

İsrail'in Gazze'de işgalci güç konumunda olduğunu belirten UAD, İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'da da işgalci olduğunu ortaya koydu.

UAD, ayrıca İsrail'in Filistin topraklarındaki işgaline 'en kısa sürede son vermesi' gerektiğini belirterek, tüm devletlerin de İsrail'in işgal ettiği topraklardaki varlığını hukuki olarak tanımama, yardım veya destek sağlamamakla 'yükümlü olduğunu' dile getirdi.