Bugün, 9 Kasım 2025 Pazar
  • BIST 100

    10924,53%-1,34
  • DOLAR

    42,20% 0,24
  • EURO

    48,86% 0,30
  • GRAM ALTIN

    5429,94% 0,77
  • Ç. ALTIN

    9007,06% 0,59

Fatih'i Terbiye Eden Tokat! Sistemi Neden Terbiye Edemiyor? Eğitimde Kuralın ve Vicdanın Krizi

Son dönemlerde eğitim kurumlarımızdaki genel huzursuzluk ve "karmakarışık" iklim tespitleri, ne yazık ki mevcut sistemin önemli bir yarasıdır.

Eğitim 26.10.2025 10:32:00 0
Fatih

Hangi kapıyı çalsak, hangi kurum yöneticisi veya öğretmeni ile konuşsak, ya kronikleşmiş bir personel sorunu, ya da yönetimsel bir tıkanıklıkla karşılaşıyoruz. Oysa özellikle altı çizilmesi gereken, mesleğine adanmış, kapısından girerken saygıyla yaklaşılmayı gerektirecek kadar kıymetli insanlar da var bu sistemin içinde. Bununda farkındayız. Hatta devam eden çarkın da onların sayesinde ve samimiyeti ile devam etmekte olduğunu biliyoruz ve hissediyoruz.

Peki, diğer taraftan bu çatışma ve huzursuzluklarınkaynağı ne? Cevap, sadece tek bir kapıda değil tabi ki, toplumsal genlerimizin değişimiyle birlikte kurumlarımızın önceliklerinin şaşmasında ve en önemlisi, toplumsal reflekslerimizin körelmesinde yatıyor elbet.

Eğitim, bir zamanlar "insan yetiştirme sanatı" iken, bugün büyük ölçüde "başarı verisi üretme fabrikası" haline gelmiş durumdadır. Öğrencilerin kaç net yaptığı, hangi dilime girdiği, hangi projelere imza attığı... Başarı, vicdanın, ahlakın ve sağlıklı kişisel gelişimin önüne geçmiştir. Toplum olarak çocuklarımızı yetiştirirken, dürüstlükten, empati kurmaktan çok, maddesel başarıyı kutsayan bir yaklaşım sergilenmektedir. Peki ya sonra…

Sonuç? Sosyal ve kişisel gelişimi sağlıklı temellere oturmayan bireyler, maalesef ki sadece doktor, mühendis veya öğretmen olmuyor; aynı zamanda bulundukları kurumun ayarlarını da bozmaya başlıyor. Zira en üst düzeyde teknik bilgiye sahip olmak, insan yönetimi ve kurum kültürü oluşturma becerisine sahip olmak anlamına gelmiyor.

İşte bu noktada, toplumsal bir hastalık baş gösteriyor ve bu da duyarsızlık ve reaksiyonsuzluktur. Sorunlu bireyin, yaptığı "ayıp" veya "hata" yüzüne vurulmadığı, çevreden anında ve güçlü bir toplumsal tepki görmediği sürece, hareketinin ne kadar yanlış olduğunu idrak edemiyor. Aksine, yaptığının yanına kâr kaldığını, hatta bir "marifet" olduğunu zannediyor. Sistemde bir aksaklık, bir ahlaki yozlaşma gördüğümüzde, "Aman benden olmasın," deyip başımızı çeviriyoruz birçoğumuz. Hâlbuki bu duyarsızlık, kanserli bir hücrenin sağlıklı bir organa yayılması gibidir.

Bu hastalıklı durumu anlatan çok güzel bir hikâyedir ki, Bir ormanda ağaçlar kesilmeye başlanmış. Meşe ağacı, “Beni kesmiyorlar ya, bana ne!” demiş.
Sonra sıra çam ağacına gelmiş, “Beni kesmiyorlar ya, bana ne!” o da aldırmamış.
Derken sıra kavak ağacına gelmiş, “Zaten ben inceyim, bana dokunmazlar!” diye geçiştirmiş.
En sonunda, ormanda tek bir ağaç kalmamış. Fırtına çıktığında sığınacak gölge de, tutunacak kök de bulamamışlar.

Tıpkı bu hikâyedeki gibi, kurumlardaki veya okullardaki kronik sorunlu bir personel, bir öğretmen, bir idareci veya dışarıdan gelen bir baskı unsuru, o kurumun bütünlüğünü tehdit eden bir virüstür. Toplum olarak, sağlam yapıdan kanserli hücreyi söküp atmadıkça, ayrıştırmadıkça, o küçücük virüsün tüm toplumu bozacağı gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız.

Bu noktada, tarihimizin en ibretlik olaylarından biri bize ışık tutmaktadır. Fatih Sultan Mehmet'in çocukluğu ve Akşemseddin'in tokadı hikâyesini hepimiz hatırlarız.

Rivayet odur ki, Şehzade Mehmet, derslerinde yaramazlık yapmakta ve hocası Akşemseddin'isıkıştırmaktadır. Her seferinde de, "Ben Padişahın oğluyum, bana bir şey yapamazsın" diyerek kendini dokunulmaz kılmaktadır. Durumu Padişah II. Murad'a arz eden Akşemseddin'e, Padişah kulağına bir plan fısıldar. Ertesi gün ders esnasında, Şehzade'nin tehditleri sürerken, Padişah II. Murad kapıdan ansızın içeri girer. İşte o an, yetkinin ve gücün vicdana ve ilme nasıl teslim olduğunu gösteren tarihi bir ders yaşanır: Akşemseddin hiddetlenir ve Padişaha, "Sınıfa izinsiz giremezsin!" diyerek bir tokat atar ve derhal dışarı çıkmasını ister. Padişah mahcup bir şekilde özür dileyerek dışarı çıkar. Şehzade Mehmet'in nutku tutulmuştur. Güvendiği makamın, kuralların önünde eğildiğini görmüştür. O günden sonra, Fatih'in yaramazlığı sona erer.

Bu hikâye, bugünün kurum iklimine vurucu bir örnektir.Yönetim, en üst makam bile olsa, kuralı hiçe sayanı değil; kuralın kendisini savunmuştur. O "tokat" (yani kuralın uygulanması), Şehzade'ye, gücün ve makamın, adaletin ve eğitimin üzerinde olmadığını, yanlışın mutlaka bir karşılığı olduğunu göstermiştir.

Ne yazık ki, bugün birçok kurumda üst merciler, "Bana sorun getirmeyin de ne yaparsanız yapın" mantığıyla hareket etmektedir. Sorun çözmek için var olan makamlar, sorunları halının altına süpürmektedir. Böyle ki, vücutta küçücük bir merhemle geçecek olan yara, büyür büyür ve bir çıban haline geldikten sonra onu oradan söküp atmak için vücudun bütününe de zarar vererek temizlemek zorunda kalınmaktadır. Varsa yoksa sayılar, reklamlar, projeler... Tıpkı patlak tekerle bir sonraki istasyona kadar gitmeye çalışan bir araba gibi, kurumsal sorunlar görmezden gelinerek sadece günü kurtarmaya odaklanılmaktadır.

Oysa uygarlık düzeyini yakalamanın yolu, II. Murad'ın dersinden geçmektedir. Kim olursa olsun, unvanı ne olursa olsun, kişilere değil, probleme odaklanarak yönetim anlayışı gütmeliyiz. Bırakın sorunlu kişiyi, o sorunlu kişiyi koruyan en üst gücün bile, Akşemseddin'in karşısında eğildiği gibi, adaletin ve kuralın karşısında eğilmesi gerekmektedir.

Kurumlarımızdaki iklimin düzelmesi, ancak toplumsal reaksiyonu kaybetmemiş, duyarsızlığa teslim olmamış ve kuralın üstünlüğünü sağlayan bir sistemle mümkündür. Fatih'in Hocasına saygı duyması, babasının tokadı yiyişini görmesiyle başlamıştır. Kurumlarımızda da liyakatli, ilkeli ve sağlıklı bir iklimin tesisi, ancak gücün değil, kuralın otoritesini gören bir sistemle sağlanabilir. Aksi takdirde, sadece "reklamları oynarız, filmin özünü kaçırırız" ve eğitim kurumlarımız karmakarışık olmaya devam eder.

Ömer KACAR

Denizli Merkezefendi Eğitim Gücü Sen Temsilcisi

Yorum

Öğretmen Maaşlarına 2026 Ocak’ta Yaklaşık %19 Zam Geliyor: TCMB’nin Enflasyon Tahmini Beklentileri Değiştirdi

MEB’den 81 İl Valiliğine 10 Kasım Genelgesi! Bakan Tekin Uyardı: Okullarda Siyasi Tören Düzenlenmesi Yasak!

MEB’den Öğretmenlere 15 Saatlik Online Seminer: Ek Ders Ücreti Detayları Belli Oldu

Memur maaş promosyonunda tarihi rekor! İlk kez bu kadar yüksek anlaşma yapıldı

500.000 TL Faizsiz Kredide Tek Şart Açıklandı!

8 Kasım Zafer Bayramı: Tarihin Altın Sayfası

Proje okulu öğretmen atamasına mahkemeden yeni karar

Ataması Yapılmayan Öğretmenler Ankara Ulus'ta Alanlara İniyor! Ek Atama İçin Kritik Eylem!

MEB Seminer Görevini Tamamlamayan Öğretmenlere Para Cezası Uygulayacak! İşte Cezanın Detayları!

Okul Müdürü Milli Eğitim Müdürü Olarak Atandı

"Zulmü Fırçala" Resim Sergisi Yeniden

Memur Maaşları İçin DMS’den Çarpıcı Uyarı

Öğretmen Maaşlarında Yeni Dönem: Ocak 2026’da Maaşlar 80 Bini Aşıyor

Norm Fazlası Öğretmen Atama Takvimi Başladı! 81 İl MEM Duyuruları Peş Peşe Yayımlıyor!

Merkez Bankası’ndan Yeni Enflasyon Raporu: Maaş Zamları Yeniden Hesaplandı!

YÖK Başkanı Özvar'dan Tarihi Açıklama: Türkiye, Yükseköğretimde 'Kalite İhraç Eden Bölgesel Merkez' Oluyor!

Online Seminerlere Katılan Öğretmenlere 2.445 TL Ek Ders Ücreti Ödenecek!

Sayın Bakanımızla Memurların Hakları mı Yoksa Kuşadası mı Görüşüldü?

A Milli Takım'ın Bulgaristan ve İspanya Maçları Aday Kadrosu Açıklandı! Bir İsim Kadroda, Bir İsim Yok

MEB'in 2026 Eğitim-Öğretim Yılı Ortak Sınav Takvimi Açıklandı! İşte İlk Belirlenen Tarihler!

Belediyelerde Memur Alımlarına Elektronik Başvuru Kolaylığı

Ocak 2026 Uzman ve Başöğretmen Maaşları İçin İlk Rakamlar Ortaya Çıktı: Kesinleşen Zam Oranı Ne Kadar?

MEB'den Öğrencilere Eğlenceli ve Öğretici Ara Tatil Hediyesi

MEB'den Norm Fazlası Öğretmen Atamasında Kritik Ayrım: Sözleşmeli Öğretmenlere İki Aşamalı Zorunlu Görevlendirme!

Eski İlçe Müdürü’nün Ölümü Üzerine Eğitim-Bir-Sen'den Çağrı: 'Belediye Başkanı Vicdan Azabı Duyuyor Musunuz?'

Belediyede Memur Olmak İsteyenlere Kritik Düzenleme!

Kasım Ara Tatili Seminerleri İçin Resmi Yazı Okullara Gönderildi: İşte Uzaktan Eğitimin Başlangıç ve Bitiş Tarihi!

Eğitimde Büyük Çelişki: 87 Bin Ücretli Öğretmen Görevde, MEB Sadece 10 Bin Kadro Açtı!

Öğretmenlere indirim açıklaması

Jandarma Genel Komutanlığı'ndan Yeni İstihdam Duyurusu! 16 İlde 29 Sözleşmeli Destek Personeli Alınacak!

Yükleniyor

YAZARLAR