11189,50%1,65
42,55% 0,07
49,50% 0,01
5734,37% -0,20
9297,33% 0,17
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılı özür grubu atama kılavuzunda yer alan ücretsiz izin seçeneği, eş durumu tayini çıkmayan öğretmenler arasında büyük tartışma yarattı. İl ve ilçe emri uygulamasının kaldırılması ise norm fazlası sorununu daha da derinleştiriyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 2025 yılı özür grubu tayinleri kılavuzu, binlerce öğretmeni mağdur etmeye devam ediyor. Özellikle eş durumu (aile birliği) mazeretiyle tayin talebi reddedilen öğretmenlere, Bakanlık tarafından "ücretsiz izine ayrılın" seçeneği sunulması büyük tepki topladı. Norm fazlası gerekçesiyle kaldırılan il ve ilçe emri uygulaması, öğretmen ailelerini parçalama noktasına getirirken, kamuoyunda "Aile Yılı'na ters düşen bu uygulama kabul edilemez" sesleri yükseliyor. İşte mağduriyetin boyutları ve çözüm arayışları...
Eş Durumu Tayini Çıkmayan Öğretmenlere MEB'den Şok Edici Yanıt: “İsterseniz Ücretsiz İzine Ayrılın!”
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 2025 yılında yayımlanan özür grubu tayinleri kılavuzu, binlerce öğretmenin eş durumu (aile birliği) mazeretinden dolayı yaşadığı mağduriyeti derinleştirdi. Tayin talepleri reddedilen öğretmenlere Bakanlık tarafından sunulan seçenekler arasında "ücretsiz izine ayrılın" ifadesi, eğitim camiasında ve kamuoyunda büyük bir şok ve tepkiyle karşılandı.
Norm Fazlası Gerekçesiyle Kaldırılan İl ve İlçe Emri Uygulaması Mağduriyeti Artırdı
MEB, 2025 yılında yaptığı köklü değişikliklerle, özellikle norm fazlası öğretmen sorununu gerekçe göstererek geçmiş yıllarda uygulanan il emri ve ilçe emri gibi tayin seçeneklerini kaldırmıştı. Ancak bu durum, birçok öğretmenin ailesinden uzakta, farklı şehirlerde görev yapmasına neden oldu. Yayınlanan mevcut kılavuzda, özür grubu atamalarında görev yerleri değişmeyen öğretmenlere, çeşitli alternatifler sunulmasına rağmen, bu alternatiflerin çoğunun öğretmenleri tatmin etmediği ve mağduriyetleri gideremediği belirtiliyor.
"Ya Benim Dediğim Olacak Ya da Ücretsiz İzine Ayrılacaksın" Anlayışı Tepki Çekiyor
Öğretmen sendikaları ve mağdur aileler, Bakanlığın bu yaklaşımını "ya benim dediğim olacak ya da ücretsiz izine ayrılacaksın" şeklindeki dayatmacı bir tutum olarak değerlendiriyor. Özellikle eşi özel sektörde çalışan veya kamu personeli olmasına rağmen özel şartlarla görev yapan personelin öğretmen eşleri için durum daha da vahim bir hal alıyor. Bu durumda olan binlerce ailenin çoluk çocuğuyla birlikte dağılma riskiyle karşı karşıya kalması, sosyal bir dramı gözler önüne seriyor.
MEB'in, il ve ilçe emri uygulamasının norm fazlası öğretmen sorununa yol açtığı argümanını savunmasına rağmen, yayımladığı her yeni atama çizelgesi ile farklı branşlarda yeni norm fazlalıklara sebep olması da eleştirilerin odağında yer alıyor. Bu durum, Bakanlığın kendi içinde çelişkili politikalar izlediği yorumlarına yol açıyor.
"Aile Yılı'nda Bu Uygulama Kabul Edilemez!"
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından ilan edilen "Aile Yılı" vurgusu dikkate alındığında, Milli Eğitim Bakanlığı'nın eş durumu tayinlerinde gösterdiği bu katı tutumun, aile bütünlüğünü ve öğretmenlerin sosyal refahını göz ardı ettiği düşünülüyor. Kamuoyu, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da il emri ve ilçe emri uygulamasının yeniden getirilmesini talep ediyor.
Ülkemizin içinde bulunduğu mevcut ekonomik durum, yüksek enflasyon ve geçim sıkıntısı düşünüldüğünde, öğretmenlere "isterseniz ücretsiz izne ayrılın" denilmesinin kabul edilemez olduğu belirtiliyor. Bu çağrı, öğretmenlerin ekonomik zorluklar içinde bir de aile bütünlüğü mücadelesi vermek zorunda kalmalarının önüne geçilmesi gerektiğini vurguluyor.
Öğretmenler ve kamuoyu, MEB'in bu konuda geri adım atarak, öğretmenlerin mağduriyetini giderecek insani ve adil çözümler üretmesini bekliyor.
Editör Yorumu
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2025 yılına ait özür grubu atama kılavuzunda yer alan “ücretsiz izin” seçeneği, eğitim emekçileri açısından ciddi bir sosyal ve mesleki sorgulama gerektiriyor. Aile birliğini sağlamayan öğretmenlere sunulan alternatifin ücretsiz izin olması, pedagojik verimlilikten çok, bireysel fedakârlıkla çözülmeye çalışılan yapısal bir sorunun göstergesi.
İl ve ilçe emri gibi geçmişte çözüm aracı olan uygulamaların norm fazlası öğretmen sorunu nedeniyle kaldırılması, öğretmenler arasında zaten var olan adaletsizlik algısını derinleştiriyor. Bakanlığın bu uygulamaları yeniden değerlendirmesi, aile bütünlüğü ve öğretmen motivasyonu açısından elzem bir hâl almış durumda.
Öğretmenlere Yönelik Görüş Yazısı
Bu yıl yayımlanan özür grubu atama kılavuzu, binlerce öğretmenin aile birliği talebine karşılık vermekte yetersiz kalmış görünüyor. Ücretsiz izne ayrılma önerisi, yalnızca maddi bir yükümlülük değil; mesleki kimliğe vurulan bir gölgedir. Eşi özel sektörde çalışan ya da atanma şartlarını sağlayamayan öğretmenler için bu seçenek, haklı bir hayal kırıklığı doğuruyor.
Bu noktada öğretmenler olarak birlik içinde, karar vericilere sesimizi duyurmak, adaletli ve sürdürülebilir çözümler talep etmek bizlerin en temel hakkıdır. Aile birliği sadece bir mazeret değil, toplumsal huzurun temel taşıdır. Eğitim gibi bir kamu hizmetini yürüten öğretmenlerin motivasyonuna ket vuran uygulamalardan kaçınılmalı, öğretmenlerin insani koşullarda görevlerini sürdürebilmesi sağlanmalıdır.
Sesinizin güçlenmesi için bu platform aracılığıyla düşüncelerinizi paylaşabilirsiniz. Bu haber sadece bir bilgilendirme değil, aynı zamanda bir çağrıdır: Eğitimi sadece dersliklerde değil, toplumsal yapının her katmanında savunalım.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.