9339,59%-0,11
39,45% 0,26
45,36% -0,27
4295,26% 0,26
6927,68% -0,09
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Türkiye'nin eğitim sisteminde köklü bir dönüşüm sinyali veriyor. Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'in "12 yıllık zorunlu eğitim konusunda rahatsızlıklarını dile getiren, iş dünyası gibi bazı kesimler var" açıklaması, eğitim çevrelerinde büyük yankı uyandırdı. Bu çarpıcı ifade, "Liseler kısalıyor mu?", "4+4+4 sistemi değişiyor mu?" gibi soruları gündemin ilk sırasına taşıdı. Edinilen bilgilere göre, yeni eğitim sistemi için iki önemli seçenek masada: 2+2 modeli ve 3+1 modeli. Bu modeller, zorunlu eğitim süresinin kısalması ve lise eğitiminin yeniden yapılandırılması potansiyeli taşıyor.
2012 yılından bu yana uygulanan 4+4+4 eğitim sistemi, zaman zaman farklı kesimlerden eleştiriler alıyordu. Özellikle iş dünyası, ara eleman temininde yaşadığı güçlükleri sıkça dile getiriyor ve eğitim sisteminin piyasa ihtiyaçlarına yeterince cevap vermediğini savunuyordu. Bakan Tekin'in bu yöndeki açıklamaları, eğitimde reform ihtiyacının altını çizerken, "Liseler ve zorunlu eğitim kaç yıl olacak?", "4+4+4 sistemi yerine nasıl bir eğitim sistemi gelecek?" gibi kritik soruların yanıtları merakla bekleniyor.
Haber Global'de yer alan bilgilere göre, MEB'in gündemine aldığı alternatif eğitim modelleri arasında iki ana seçenek öne çıkıyor:
3+1 Modeli: Bu model, lise eğitiminin ilk 3 yılının zorunlu eğitim olarak sürdürülmesini, son yılın ise tamamen üniversiteye hazırlık süreci olarak yapılandırılmasını öngörüyor. Bu sayede öğrencilerin, yükseköğretime geçişsüreçlerine daha odaklı ve esnek bir şekilde hazırlanması amaçlanıyor.
2+2 Modeli: Daha radikal bir değişiklik içeren bu modelde, lise eğitiminin ilk 2 yılının ardından diploma verilmesi ve öğrencilere 2 yıl daha akademik veya mesleki eğitim seçenekleri sunulması planlanıyor. Bu model, öğrencilerin erken yaşta mesleki yönelim kazanmalarına veya akademik kariyerlerine devam etme kararı almalarına olanak tanıyabilir.
Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Talat Yavuz, yeni eğitim modellerine ilişkin yaptığı değerlendirmelerde, zorunlu eğitimin bireylerin temel haklara erişimini sağlayan ve toplumsal eşitliği destekleyen temel kamusal hizmetlerden biri olduğunu vurguladı. Ancak Yavuz, eğitim sistemlerinin toplumların ihtiyaçları ve dönüşen koşullar doğrultusunda sürekli gözden geçirilmesi gerektiğini de belirtti.
Yavuz, özellikle esnek müfredat modeline dikkat çekerek şu önemli açıklamaları kaydetti: "Model önerisi için şu anda gündemimizde, lisenin son yıllarının isteğe bağlı hale getirildiği bireyselleşmiş ve modüler bir ortaöğretim yapısının kurulması, okul öncesi eğitimin zorunlu ve ücretsiz hale getirilmesi, fen, teknoloji, mühendislik ve matematik (STEM) ile dijital okuryazarlık gibi alanlara dayalı esnek müfredat modelleri geliştirilmesi, mesleki yönlendirme sistemlerinin güçlendirilmesi ve haftalık çevrim içi eğitim günleri ile dijital öğrenme becerilerinin artırılması yer almaktadır."
Bu açıklamalar, MEB'in sadece zorunlu eğitim süresi ve lise yapısını değil, aynı zamanda eğitimin içeriği, müfredatın esnekliği ve dijitalleşme gibi konularda da kapsamlı bir dönüşüm hedeflediğini gösteriyor. Eğitim camiası, öğrenciler, veliler ve iş dünyası, bu tarihi değişikliklerin nasıl şekilleneceğini ve Türk eğitim sistemine nasıl bir yön vereceğini yakından takip ediyor.