10325,76%1,56
40,07% 0,07
47,03% 0,16
4277,07% 0,25
6842,71% 0,31
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu kapsamında çocuklar hakkında verilen koruyucu ve destekleyici
tedbir kararları, farklı kamu kurumları eliyle uygulanmaktadır. Bu tedbirler arasında yer alan eğitim
tedbiri, çocukların bir eğitim kurumuna devam etmelerini, meslek kurslarına katılmalarını veya iş
yerlerine yerleştirilmelerini kapsamaktadır. Bu doğrultuda eğitim tedbiri kararlarının sahadaki
uygulayıcısı çoğu zaman okul yöneticileridir.
Ancak mevcut durumda yalnızca danışmanlık tedbiri yürüten rehber öğretmen/psikolojik
danışmanlara Adalet Bakanlığı tarafından ek ödeme yapılmakta; eğitim tedbiri yürüten okul
idarecileri ise bu kapsamın dışında bırakılmaktadır. Bu uygulama, aynı sorumluluğu taşıyan personel
arasında eşitsizlik ve adaletsizlik doğurmaktadır.
Oysa 5395 sayılı Kanun’un Tanımlar başlıklı 3. maddesinin (e) bendi, sosyal çalışma görevlisinin;
yalnızca psikolojik danışmanlık ve rehberlik değil, aynı zamanda öğretmenlik, çocuk gelişimi, sosyoloji,
psikoloji ve sosyal hizmetler gibi birçok alandan mezun meslek mensuplarını kapsadığını açıkça
belirtmektedir. Bu tanım doğrultusunda eğitim tedbiri uygulayan okul yöneticileri de sosyal çalışma
görevlisi kapsamına girmektedir.
Aynı Kanun’un 5. maddesinin (1)(b) bendi ise eğitim tedbirini; çocuğun bir okula devam etmesi,
meslek edinmesi veya bir iş yerine yerleştirilmesi gibi süreçleri içeren yasal bir yükümlülük olarak
tanımlamaktadır.
En önemlisi, Kanun’un 33. maddesinde açıkça şu hükme yer verilmektedir: “Bu Kanun kapsamındaki
tedbirleri uygulayan sosyal çalışma görevlileri [...] almakta oldukları aylıklarının (ek gösterge dahil)
brüt tutarının yüzde ellisi oranında ödeme alırlar. Bu ödeme ilgili kurum tarafından yapılır.”
Yani Kanun, danışmanlık tedbiri ile sınırlı değil; tüm koruyucu ve destekleyici tedbirleri yürüten sosyal
çalışma görevlilerine bu ödemenin yapılacağını düzenlemektedir. Eğitim tedbiri de bu kapsamda
olmasına rağmen uygulamada yok sayılmaktadır.
Bu açık mevzuat hükümlerine rağmen okul yöneticilerinin ödeme dışında bırakılması, hem
hakkaniyete hem de eşit işe eşit ücret ilkesine aykırıdır.Eğitim Gücü-Sen olarak, eğitim tedbiri yürüten okul yöneticilerinin de bu haktan yararlanması
gerektiğini belirterek Millî Eğitim Bakanlığına resmi başvuruda bulunmuş bulunuyoruz. Bu sorunun
çözülmesi için gerekli düzenlemelerin ivedilikle yapılmasını talep ediyor; kamuoyunu ve karar
vericileri bu konuda duyarlılığa davet ediyoruz.
Eğitim Gücü-Sen Genel Başkanı
Oğuz Öza