9339,59%-0,11
39,45% 0,26
45,36% -0,27
4295,26% 0,26
6927,68% -0,09
Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) son dönemde açıkladığı düşük öğretmen ataması sayıları, eğitim fakültelerinde büyük bir belirsizlik ve endişe yarattı. On binlerce öğretmen adayı ve mevcut öğrenci, gelecekteki istihdam olanakları konusunda karamsar bir tabloyla karşı karşıya kalırken, eğitim fakültelerinin bazı bölümlerinin kapatılabileceği iddiaları da gündeme geldi. Peki, bu süreç nasıl işleyecek ve öğrencileri neler bekliyor? İşte eğitim fakültelerindeki son durum ve merak edilen tüm detaylar...
Eğitim Fakülteleri Kapanma Tehlikesiyle Karşı Karşıya mı? Öğretmen Adaylarını Bekleyen Belirsiz Gelecek!
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından son dönemde açıklanan öğretmen ataması sayıları, Türkiye'deki eğitim fakültelerini ve on binlerce öğretmen adayını derinden etkiledi. Düşük atama kontenjanları, fakültelerin geleceği ve mezunların istihdamı konusunda ciddi soru işaretleri yaratırken, eğitim fakültelerinde kapanma tehlikesi ve bazı bölümlerin tasfiye edilebileceği yönündeki öngörüler eğitim camiasında geniş yankı uyandırdı.
MEB'in açıkladığı verilere göre, 2025-2026 eğitim öğretim yılında göreve başlayacak öğretmen sayısı sadece 15 bin olacak. Bu sayının, ülkenin genel öğretmen ihtiyacını karşılamakta yetersiz kalacağı belirtiliyor. Daha da endişe verici olan ise, tahmini olarak 2027-2028 eğitim öğretim yılında göreve başlayacak olan öğretmen sayısının yalnızca 10 bin olacağı yönündeki beklenti. Bu durum, eğitim fakültelerinde öğrenim gören on binlerce öğrenci ve mezun olmuş öğretmen adayları arasında derin bir karamsarlığa neden oldu. Gelecekte atanma şanslarının düşüklüğü, mesleki motivasyonlarını olumsuz etkiliyor.
Yaşanan bu gelişmelerin bir sonucu olarak, 2025 yılı Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercihlerinde eğitim fakültesini seçecek öğrenci sayısının tarihin en düşük seviyesine inmesi bekleniyor. Öğretmen adaylarının ve lise öğrencilerinin bu durumu göz önünde bulundurarak farklı kariyer rotalarına yöneleceği tahmin ediliyor.
Eğitim camiasındaki bazı uzmanlar, bu durumun kaçınılmaz bir sonucu olarak, özel eğitim öğretmenliği ve sınıf öğretmenliği dışında çok sayıda öğretmenlik bölümünün kapatılacağı yönünde öngörülerde bulunuyor. Bu iddialar, özellikle küçük ve orta ölçekli üniversitelerin eğitim fakültelerini ciddi şekilde etkileyebilir.
Eğitim fakülteleri için bu belirsiz süreçte öğrencileri bekleyen en önemli durum, istihdam garantisinin azalmasıdır. Atama sayılarının düşüklüğü, mezunların iş bulma sürelerini uzatabilir veya farklı sektörlere yönelmelerine neden olabilir. Fakülteler açısından ise, öğrenci sayılarındaki düşüş, bölüm kapatmalarına ve akademik kadroların daralmasına yol açabilir. Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu (YÖK) arasındaki koordinasyonun, bu süreçte atılacak adımların ana belirleyicisi olması bekleniyor.
Bu durum, Türk eğitim sisteminin geleceği ve nitelikli öğretmen yetiştirme politikaları üzerinde önemli tartışmaları beraberinde getiriyor.