9350,01%0,41
39,36% 0,08
45,54% 0,23
4290,08% 0,14
6934,05% 0,00
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu yönetmeliğin psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi yönündeki düzenlemesini onarken, öğrencilere verilen kınama cezasının takdir ve teşekkür belgesi almasına engel teşkil etmesi yönündeki hükmü ise bozdu. İşte bu yankı uyandıran yargı kararının detayları ve eğitim camiası için anlamı...
Danıştay'dan MEB Yönetmeliğine Çifte Yorum:
Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, uzun süredir merakla beklenen davayı sonuçlandırdı. Kurulun verdiği karara göre, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Okul Öncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 9. maddesinde psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi yönündeki eksik düzenlemenin iptali talebi reddedildi ve bu kısım onandı. Ancak, yönetmeliğin 56. maddesinin 10. fıkrasında yer alan, "kınama yaptırımı alan öğrenciye o eğitim ve öğretim yılı içinde teşekkür ve takdir belgesi verilmez" şeklindeki hükmün iptaline ilişkin kısım ise bozuldu. Bu karar, öğrenci ödüllendirme süreçlerinde önemli bir değişikliğin habercisi olabilir.
Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmelikte Yer Almaya Devam Edecek:
Dava sürecinde, yönetmeliğin ilgili maddesinde psikolojik danışma hizmetlerine açıkça yer verilmemesi eleştiriliyordu. Ancak Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu, bu eksik düzenlemenin iptali yönündeki talebi reddederek mevcut uygulamanın devam etmesine hükmetti. Kararın gerekçesinde, davalı idarenin savunmaları ve ilgili mevzuat değerlendirildi. Kurulun çoğunluğu, mevcut düzenlemenin hukuka aykırı olmadığı yönünde görüş bildirdi. Ancak, bu karara katılmayan üyeler, psikolojik danışma hizmetlerinin yönetmelikte açıkça belirtilmemesinin bir eksiklik olduğu yönünde karşı oy kullandılar.
Kınama Cezası Alan Öğrenciye Takdir ve Teşekkür Belgesi Verilmesinin Önü Açıldı:
Danıştay'ın dikkat çeken bir diğer kararı ise, kınama cezası alan öğrencilerin takdir ve teşekkür belgesi almasının engellenmesine yönelik düzenlemeyle ilgili oldu. Kurul, bu hükmün ölçülülük ilkesine aykırı olduğuna hükmederek iptal kararını bozdu. Kararın gerekçesinde, takdir ve teşekkür belgelerinin öğrencilerin akademik başarılarının yanı sıra olumlu tutum ve davranışlarını da teşvik etmek amacıyla verildiği belirtildi. Ancak, kınama cezasını gerektiren davranışların ağırlığı ve niteliği dikkate alındığında, bu cezanın otomatik olarak takdir ve teşekkür belgesi alınmasına engel teşkil etmesinin amaç ve araç arasında makul bir dengeyi bozduğu vurgulandı. Kurul, öğrencinin olumlu yönlerinin de değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti. Bu karar, kınama cezası alan ancak diğer yönleriyle başarılı öğrencilerin ödüllendirilmesinin önünü açabilir.
Takdir ve Teşekkür Belgesi Verilirken Öğrencinin Davranışları da Göz Önünde Bulundurulacak:
Danıştay, takdir ve teşekkür belgesi verilmeden önce öğrencinin tutum ve davranışlarının dikkate alınmasının hukuka uygun olduğuna da hükmetti. Kararda, Milli Eğitim Temel Kanunu'nun genel amaçları doğrultusunda, öğrencilerin sadece akademik başarılarının değil, aynı zamanda ahlaki, sosyal ve duygusal gelişimlerinin de değerlendirilmesinin önemine vurgu yapıldı. Bu nedenle, yöneticilere, öğretmenlere ve arkadaşlarına saygısız davranmak, okul kurallarını ihlal etmek, yalan söylemek, törenlere katılmamak, sigara içmek, kavga etmek, siber zorbalık yapmak, hırsızlık yapmak, okul eşyalarına zarar vermek gibi olumsuz davranışları sergileyen öğrencilerin bu belgeleri hak etmediği yönündeki düzenleme yerinde bulundu.
Yargılama Süreci ve Kurulun Değerlendirmesi:
Dava, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 10 Temmuz 2019 tarihli yönetmelik değişikliğine karşı açılmıştı. Davacı sendika, yönetmeliğin çeşitli maddelerinin iptalini talep etmişti. Danıştay Sekizinci ve İkinci Daireleri Müşterek Kurulu, ilk kararında psikolojik danışma hizmetlerine yer verilmemesi ve kınama cezasının takdir/teşekkür belgesine engel olması yönündeki düzenlemelerin iptaline karar vermişti. Ancak, davalı idarenin temyizi üzerine dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu'nda yeniden değerlendirildi ve yukarıda belirtilen nihai karar çıktı. Kurul, kararında ilgili mevzuatı, ölçülülük ilkesini ve kamu yararını dikkate alarak bir denge kurmaya çalıştı.
Kararın Eğitim Camiasına Yansımaları:
Danıştay'ın bu kararı, Milli Eğitim Bakanlığı'nın yönetmelik uygulamalarında ve okullardaki öğrenci ödüllendirme süreçlerinde önemli değişikliklere yol açabilir. Özellikle kınama cezası alan öğrencilere takdir ve teşekkür belgesi verilmesinin önünün açılması, okullardaki rehberlik ve öğrenci değerlendirme yaklaşımlarını yeniden şekillendirebilir. Kararın gerekçeli metninin yayınlanmasıyla birlikte, uygulamanın detayları daha netlik kazanacak.