14182,78%0,27
42,73% 0,03
50,18% 0,01
5990,19% 0,47
9607,06% 0,04
Milli Eğitim Bakanlığı’nın 12 Temmuz’da yürürlüğe koyduğu Proje Okulları Yönetmeliği, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından Danıştay’a taşındı. CHP, yönetmeliğin eğitimde fırsat eşitsizliğini artırdığını ve Anayasa’ya aykırı olduğunu savunuyor. Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 12 Temmuz 2025’te yürürlüğe giren "Proje Okulları Yönetmeliği", siyaset ve eğitim çevrelerinde geniş yankı uyandırmaya devam ediyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), yönetmeliğin eğitimde fırsat eşitsizliğini derinleştirdiği ve Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali ve yürütmesinin durdurulması talebiyle Danıştay'a başvurdu. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, yönetmeliği "devleti ele geçirme projesi" olarak nitelendirirken, Muğla Milletvekili Gizem Özcan ise "telafisi mümkün olmayan zararlar doğurabilir" uyarısında bulundu. İşte bu önemli hukuki mücadelenin tüm detayları ve tartışılan maddeler...
CHP'den "Proje Okulları Yönetmeliği"ne Danıştay Şoku: İptal ve Yürütmenin Durdurulması Talebiyle Hukuki Süreç Başladı!
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından 12 Temmuz 2025 tarihinde yürürlüğe sokulan "Proje Okulları Yönetmeliği", kamuoyunda ve siyasi arenada geniş yankı uyandırmaya devam ederken, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bu yönetmeliğe karşı hukuk savaşını başlattı. CHP, yönetmeliğin eğitimde fırsat eşitsizliğini derinleştirdiği ve Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla Danıştay'a başvurarak iptalini ve yürütmesinin durdurulmasını talep etti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Danıştay'a yapılan başvuru sonrası yaptığı açıklamada, söz konusu yönetmeliği Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından yürürlüğe sokulan bir "devleti ele geçirme projesi" olarak nitelendirdi. Özçağdaş, "proje okulları" kavramının ilk kez 2014 yılında dönemin Bakanı Nabi Avcı ve Müsteşar Yusuf Tekin tarafından gündeme getirildiğini hatırlatarak, mevcut durumun vahametine dikkat çekti:
"Bugün 2 bin 153 proje okulu var ve bu okullara öğretmenler Bakan tarafından doğrudan atanıyor. Torpil, yandaş sendika ve teşkilat referanslarıyla yapılan bu atamalar eğitimde büyük bir adaletsizlik yaratıyor."
Özçağdaş, bu atama sisteminin, liyakat yerine siyasi ve ideolojik referansları esas aldığını ileri sürerek, eğitim kalitesini düşüreceği ve kamuoyunda büyük tepki topladığına işaret etti.
CHP'nin Danıştay'a taşıdığı yönetmelikteki diğer kritik maddeler de büyük tartışma yaratıyor:
Öğrenci Alım Sınavları: Yönetmelikteki özel program uygulayan okulların, her biri için ayrı ayrı sınavlarla öğrenci alması, dar gelirli ailelerin çocukları için fırsat eşitsizliği yaratacağı endişesini doğuruyor.
"Hami" Atamaları: Okullara atanacak "hami"lerin, tarikat ve cemaatlerle yakın ilişkili isimler olacağı iddiası, eğitimin seküler yapısına yönelik ciddi bir tehdit olarak değerlendiriliyor.
Yabancı Uyruklu Öğretmenler: Pedagojik formasyon olmadan yabancı uyruklu öğretmenlerin görevlendirilmesinin ciddi güvenlik ve kalite sorunları yaratacağını belirten Özçağdaş, bu uygulamanın bazı okulları geçmişteki "FETÖ okullarına dönüştürebileceği" gibi çarpıcı bir iddiada bulundu.
Yatılı Sistem: Projedeki yatılı sistemin ise öğrencileri ideolojik olarak şekillendirmeyi amaçladığı ileri sürülüyor.
CHP Muğla Milletvekili Gizem Özcan da yaptığı açıklamada, yönetmeliğin kamu okulları arasında ayrımcılığı artırdığını ve denetimi son derece güç bir yapı kurduğunu vurguladı. Özcan, "Bu nedenle Danıştay'a başvurduk. Aksi halde telafisi mümkün olmayan zararlar doğabilir" diyerek hukuki mücadelenin önemini belirtti.
CHP'nin açtığı bu dava ile birlikte "Proje Okulları Yönetmeliği" yeniden Türkiye'nin gündemine otururken, gözler Danıştay'ın vereceği karara çevrildi. Danıştay'ın yürütmeyi durdurma veya iptal kararı, Türk eğitim sisteminin geleceği üzerinde büyük bir etki yaratabilir.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.