TÜİK'in (Türkiye İstatistik Kurumu) açıkladığı Haziran ayı enflasyon verileri sonrası memur maaşlarına %15,58 oranında yapılacak zamma tepkiler çığ gibi büyüyor. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, TÜİK önünde düzenlediği basın açıklamasıyla, "gerçeklerden uzak" olduğunu iddia ettiği enflasyon rakamlarının milyonlarca emekçinin hakkını gasp ettiğini belirterek sert bir protesto gösterisi gerçekleştirdi.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu'nun TÜİK önünde gerçekleştirdiği eyleme, Genel Başkan Kadem Özbay, Genel Sekreter Seher Ergin, Genel Örgütlenme Sekreteri Bülent Metin, Genel Özlük Hukuk ve TİS Sekreteri Yeliz Toy, Genel Basın Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreteri Hüseyin Selçuk ile Ankara Şubeleri ve bağlı sendikaların Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı.
Açıklama sırasında, "TÜİK’e göre zenginim, cüzdanıma göre fakir", "Hayat pahalı TÜİK ucuz gösterir" yazılı pankartlar taşınırken, "Rakamlar sahte, yoksulluk gerçek", "Milyonlar aç, milyonlar işsiz, işte sizin düzeniniz" sloganları atılarak tepkiler dile getirildi.

Konfederasyon Genel Başkanı Orhan Yıldırım, TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeklikten tamamen uzak olduğunu vurgulayarak, kamu emekçilerinin yaşadığı dramı gözler önüne serdi. Yıldırım,
"Bugün buradayız çünkü biz gerçek emek örgütleri, yermeyi bildiğimiz kadar gerektiğinde övmeyi de biliriz. TÜİK, matematik dehalarının bile akıl sır erdiremeyeceği bir hesaplama yöntemine sahip. Biz kamu emekçilerinin aldığı maaşın yaklaşık 3’te 1’i kiraya, 3’te 1’i gıdaya, 5'te 1'i ulaşıma gidiyor. Hiç var olmamış marketlere gidip asla o fiyata bulamayacağınız ürünleri alıp enflasyon sepetine koyuyor. Bugün de böyle oldu." ifadelerini kullandı.
Birleşik Kamu-İş'in son araştırmasına göre açlık sınırının 27 bin 415 lira, yoksulluk sınırının ise 83 bin 859 lira olarak belirlendiğini kaydeden Yıldırım, "TÜİK’in açıkladığı veriler yalandır" diyerek sert tepkisini sürdürdü.
Yıldırım, 7. Toplu Sözleşme'den bu yana kamu emekçisinin çok daha hızlı bir şekilde yoksullaştığına dikkat çekerek, 2 Temmuz 2025’ten itibaren geçerli olan doğal gaz zammıyla birlikte 2023'teki TİS'ten bu yana toplam artışın yüzde 700’ü bulduğunu belirtti. Aynı sürede su fiyatlarında yüzde 144, elektrik fiyatlarında ise yüzde 91 oranlarında artış yaşandığını ifade eden Yıldırım, kiralardaki korkunç artışın da eklenmesiyle kamu emekçisinin neredeyse sadece barınma ve faturalara çalıştığını vurguladı.
Birleşik Kamu-İş’in hesaplamalarına göre Haziran 2025 itibarıyla dört kişilik bir ailenin dengeli ve sağlıklı beslenebilmeleri için yapılması gereken gıda harcaması tutarını gösteren açlık sınırının 27 bin 415 lira düzeyinde olduğunu, yoksulluk sınırının ise 83 bin 859 lira düzeyinde bulunduğunu belirten Yıldırım, şunları ekledi:
"Bekar bir kamu çalışanının maaş ve ücretleri, açlık sınırını karşılasa da 4 kişilik bir aile açtır. Emekli aylıkları ise çoğunlukla açlık sınırının bile altındadır."
Yıldırım, bu yılın ilk yarısı için 43 bin 716 lira olan en düşük memur maaşının yoksulluk sınırının yüzde 52’sini, 49 bin 599 lira olan ortalama memur maaşının ise yüzde 59’unu zor karşıladığını söyledi. Yoksulluk sınırını karşılayabilmek için en düşük memur maaşının en az 83 bin 859 lira olması gerektiğinin altını çizen Yıldırım,
"Yani kamu emekçisi açlığa, yoksulluğa göz göre göre itiliyor. Bu tablo günden güne ağırlaşırken, gerçekleri çarpıtmak için imdada TÜİK yetişiyor." diye konuştu.
Birleşik Kamu-İş olarak açıkça seslerini yükselttiklerini belirten Yıldırım,
"Bu yalancılıktır. Bu hırsızlıktır. Bu manipülasyondur. Bu çocuğuna harçlık veremeyen, maaşının yarısına yakınını barınma ihtiyacı için harcayan, haftada bir bile ailesiyle dışarıda bir yemek yiyemeyen kamu emekçisine 'sesini çıkarma' demektir. Hayatının en verimli çağlarında devletine çalışan kamu emeklisi, başka işte çalışmadan ya da evlatlarından utana sıkıla para almadan yaşayamaz durumda. Avrupa ülkelerindeki yaşıtları dünyayı gezerken onlar taksicilik yapıyor, çaycılık yapıyor, evde yük olmamak için çıkıp parklarda oturuyor. Bu yalancı enflasyon raporu, o emekliye 'Bu sana çok bile' demektir." sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bu değersizliği hak etmediğini vurgulayan Yıldırım,
"Şimdi yine aynı senaryoyla karşımızdalar; TÜİK sahneye çıktı ve ona verilen görevi yaptı. Sırada adı TİS görüşmesi olan ve bugüne dek danışıklı dövüşten ibaret olan süreç başlayacak. Ve zannediyorlar ki yine her şey eskisi gibi olacak, kamu emekçisine bir yoksulluk kaderi biçecekler ve onlar da ses çıkarmayacak." dedi.
Yıldırım, konuşmasını şu çarpıcı ifadelerle sonlandırdı:
"Kamu emekçisinin hakkının bir müzakere eşliğinde yenmesine geçit vermeyeceğiz. Bu kez TİS görüşme masasında biz varız, hem alanlarda hem o masada, bugün açıklanan TÜİK rakamlarının doğru olmadığını, pazardaki marketteki fiyatlarla arasında uçurum bulunduğunu, gerçekçi bir hesaplama yapılacaksa bunun ancak doğru rakamlarla yapılacağını söyleyeceğiz! Biz tam da bu yüzden TÜİK enflasyonu hesaplarken oldukça cimri davrandığı için ücretlerin belirlenmesinde artık TÜFE yerine, bir bakıma enflasyon ve büyüme oranının bileşiği olan milli gelirdeki cari fiyatlarla artış oranının dikkate alınmak zorundadır."
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.