14167,13%-0,44
42,80% 0,00
50,50% 0,35
6110,91% 0,03
9752,45% 0,00
Bir köşe yazısında dile getirilen ve sosyal medyada hızla yayılan "Türkiye’de 612 bin çocuk eğitim sisteminin dışında" iddiası, Milli Eğitim Bakanlığı’nın radarına takıldı. Kamuoyunda infial yaratan bu rakamın ardındaki gerçeği belgeleriyle açıklayan Bakanlık, uluslararası "Bir Bakışta Eğitim 2025" raporuna dikkat çekti. OECD ülkelerinin bile üzerine çıkan okullaşma oranları, aslında Türkiye'nin eğitimdeki devrimini mi simgeliyor? Peki, 612 bin rakamı nasıl bir "hesaplama hatası" sonucu ortaya çıktı? Yabancı uyruklu nüfus ve vatandaşlık verileri arasındaki o kritik detay ne? Eğitim camiasını meşgul eden bu veri kirliliğinin perde arkası ve bakanlığın sunduğu şeffaf rakamlar haberimizin detaylarında...
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), bir ulusal gazetede yayımlanan köşe yazısında dile getirilen “Zorunlu eğitim çağındaki 6-17 yaş arası 612 bin çocuk hiç okula gitmiyor” iddiasına ilişkin yazılı bir açıklama yaparak, söz konusu bilgilerin gerçeği yansıtmadığını duyurdu.
Bakanlık açıklamasında, iddianın “Kızların okutulmaması kimyasal silahtır” başlıklı köşe yazısında yer aldığına dikkat çekilirken, kullanılan verilerin hatalı yöntemlerle yorumlandığı ve kamuoyunun yanıltıldığı vurgulandı.
MEB, Türkiye’de zorunlu eğitim çağındaki çocukların okullaşma oranlarının uzun süredir yüksek seviyelerde seyrettiğini ve uluslararası karşılaştırmalarda güçlü bir görünüm sergilediğini belirtti. Açıklamada, OECD tarafından yayımlanan “Bir Bakışta Eğitim 2025” raporundaki veriler hatırlatıldı.
Buna göre;
Türkiye’de 6-14 yaş grubunda okullaşma oranı yüzde 99 seviyesinde bulunuyor.
Aynı yaş grubunda OECD ortalaması yüzde 98 olarak ölçülüyor.
Kız çocuklarının okullaşma oranı ise yüzde 99,19 ile dikkat çekiyor.
Bakanlık, bu verilerin Türkiye’nin zorunlu eğitimde erişim açısından önemli bir noktaya ulaştığını açıkça ortaya koyduğunu ifade etti.
Açıklamada, “okula gitmeyen çocuk sayısı” iddiasının temelinde, yabancı uyruklu çocukları da kapsayan çağ nüfusu verileriyle, yalnızca Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına göre hesaplanan okullaşma oranlarının birlikte değerlendirilmesi gibi metodolojik bir hata bulunduğu belirtildi.
Bu yaklaşımın bilimsel ve istatistiki açıdan doğru olmadığına dikkat çeken Bakanlık, yanlış hesaplamaların kamuoyunda endişe ve güvensizlik yaratabileceği uyarısında bulundu.
MEB açıklamasında, bilgi ve belgeye dayanmayan, resmi kaynaklarla örtüşmeyen yorum ve paylaşımlara karşı dikkatli olunması gerektiği vurgulanarak şu ifadelere yer verildi:
“Bilgi ve belgeye dayandırılmayan, hatalı hesaplamalardan kaynaklanan ve kamuoyunu yanıltan bu tür haber, yorum ve paylaşımlara itibar edilmemesini önemle rica ederiz.”
Bakanlık, eğitim gibi toplumsal hassasiyeti yüksek bir alanda yapılan değerlendirmelerin, yalnızca resmi ve doğrulanmış veriler üzerinden yapılmasının kamu yararı açısından hayati önemde olduğunun altını çizdi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.