10225,48%-1,28
40,22% 0,13
46,70% -0,31
4306,95% -0,26
6902,17% 0,06
[Washington D.C.] Dünya ekonomisinin seyrini uzun süredir etkileyen ABD ile Çin arasındaki ticaret gerilimi, Beyaz Saray'dan gelen flaş açıklamayla resmen son buldu. ABD Başkanı Donald Trump, iki dev ekonomi arasındaki ticaret anlaşmasının nihayet imzalandığını duyurdu. Washington'da düzenlenen ekonomi odaklı bir etkinlikte konuşan Trump, ticaret diplomasisinin zaferini ilan ederken, yeni anlaşmalar ve ekonomik politikalar hakkında da önemli mesajlar verdi.
Başkan Donald Trump, "Daha dün Çin ile imzaladık. Artık gümrük tarifelerine dayalı savaş sona erdi" sözleriyle tarihi mutabakatı duyurdu. Aylar süren yoğun müzakerelerin ardından, ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, Ticaret Bakanı Howard Lutnick ve Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer'ın çabalarıyla başarılı bir sonuca ulaşıldığını belirten Trump, bu anlaşmanın küresel ticaret dengeleri açısından dönüm noktası olduğunu vurguladı. Trump, "Herkesle anlaşma yapmayacağız. Bazılarına sadece bir mektup gönderip, 'Çok teşekkür ederiz, yüzde 25, 35, 45 tarife ödeyeceksiniz,' diyeceğiz," diyerek gelecekteki ticaret stratejilerine de ışık tuttu.
Çin ile varılan anlaşmanın hemen ardından, Başkan Trump'ın radarına giren yeni ülke Hindistan oldu. Trump, Hindistan'la yakın zamanda büyük bir ticaret anlaşması yapabileceklerinin sinyallerini vererek, "Hindistan'ı açacağız. Çin anlaşmasında da Çin'i açmaya başladık. Bu, daha önce hiç mümkün olmayan bir gelişmeydi," ifadelerini kullandı. ABD Başkanı, mevcut ülkelerle olan ilişkilerinin "harika" seyrettiğini ve şimdiye kadar yapılan anlaşmaların "mükemmel" olduğunu dile getirdi. Bu açıklamalar, ABD'nin küresel ticaret ağını daha da genişletme ve yeni pazarlara açılma arayışında olduğunu gösteriyor.
Trump, imzalanan ticaret anlaşmalarının doğrudan yatırım ortamına olumlu etkilerini de gözler önüne serdi. ABD merkezli çip üreticisi Texas Instruments'ın 60 milyar dolarlık devasa bir yatırım planladığını açıklayan Trump, uygulanan tarifeler sayesinde ülkeye yeni yatırımların ve fabrikaların geldiğini savundu. Bu örnek, ticaret anlaşmalarının sadece gümrük vergilerini düşürmekle kalmayıp, aynı zamanda yerel üretime ve istihdama da katkı sağladığı tezini güçlendiriyor.
Konuşmasının bir bölümünde ABD Merkez Bankası (FED) Başkanı Jerome Powell'ı bir kez daha hedef alan Trump, faiz politikalarını sert bir dille eleştirdi. Powell'ın görevini yeterince iyi yapmadığını iddia eden Trump, "Eğer FED'de faiz oranlarını biraz düşürecek bir kişi olsaydı, bu faydalı olurdu. Bu adamla mücadele etmemiz gerekiyor, işini yapmıyor," dedi. Trump, faiz oranlarında 2 puanlık bir indirimin 600 milyar dolarlık tasarruf sağlayacağını öne sürerek, "Sadece bir kalem darbesiyle, bir cümleyle 1 trilyon dolar tasarruf edebilirsiniz. En yüksek faiz oranlarından birine sahip olmamız utanç verici. En düşük biz olmalıydık," ifadeleriyle FED'e yönelik baskısını sürdürdü. Bu eleştiriler, Trump yönetiminin para politikaları üzerindeki etkisini artırma isteğinin bir yansıması olarak yorumlanıyor.