10325,76%1,56
40,07% 0,07
47,03% 0,16
4277,07% 0,25
6842,71% 0,31
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Türkiye'nin eğitim sistemine yönelik önemli ve kapsamlı değerlendirmelerde bulundu. İbn Haldun Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen "Türkiye'de Yükseköğretimin Yeniden Yapılandırılması" kongresinde yaptığı konuşmada Yalçın, özellikle uzun süredir tartışılan 4+4+4 eğitim modelinin acilen gözden geçirilmesi gerektiğini vurguladı. Sendika olarak bu olası revizyonlara yönelik bir ön çalışma yürüttüklerini belirten Yalçın, hazırlıklar olgunlaştığında kamuoyuyla detayları paylaşacaklarının sinyalini verdi.
Yalçın, mevcut eğitim sisteminin mesleki eğitime olan etkilerini eleştirel bir gözle değerlendirdi. Mesleki eğitime yeterli teşvikin sağlanamadığını ve öğrencilerin akademik liselere yönlendirilmesinin sağlıklı bir yaklaşım olmadığını dile getirdi. Eğitim sisteminin mesleki alana yeterince ivme kazandıramadığının altını çizen Yalçın, mevcut meslek liselerinin üniversite geçiş kurgusunun acilen yeniden yapılandırılması gerektiğini vurguladı. Bu vurgu, Türkiye'nin ihtiyaç duyduğu nitelikli iş gücünün yetiştirilmesinde mesleki eğitimin stratejik önemini bir kez daha ortaya koydu.
Öğretmen yetiştirme sürecinin kalitesi konusunda da önemli tespitlerde bulunan Ali Yalçın, eğitim fakültelerinin kapsamlı bir şekilde yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Mezunların teorik bilginin ötesinde, doğrudan uygulama içinde yetiştirilmesinin hayati önem taşıdığını vurgulayan Yalçın, müfredatın güncellenmesi ve uygulama ile teori arasındaki bütünlüğün sağlanmasının şart olduğunu ifade etti. Ayrıca, öğretmen mezun sayısının, ülkenin gerçek ihtiyacına göre dengelenmesi gerektiğinin altını çizdi. Bu durum, eğitimde nitelikli insan kaynağı planlamasının önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Yeni kurulacak Milli Eğitim Akademisi uygulamasının, öğretmenlerin sahada daha etkin bir şekilde yetiştirilmesini hedeflediğini aktaran Yalçın, bu uygulamanın yükseköğretimle Milli Eğitim Bakanlığı arasındaki ilişkiyi doğrudan etkileyeceğini belirtti. Yalçın, koordinasyonun sağlanması ve olası uyum sorunlarının giderilmesi için sağlıklı tartışmalara ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. Bu açıklama, iki önemli kurum arasındaki işbirliğinin verimliliği açısından kritik bir uyarı niteliğindeydi.
Eğitim sisteminin genel yapısına değinen Ali Yalçın, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun artık günün koşullarına cevap veremediğini açıkça belirtti. Üniversitelerde çalışan personelin yaşadığı sorunlara dikkat çeken Yalçın, aile bütünlüğü başta olmak üzere birçok alanda çözüm bekleyen yapısal sorunların olduğunu dile getirdi. Ayrıca, üniversite senatolarında çalışan temsilcisinin bulunmamasının büyük bir eksiklik olduğunu vurguladı.
Yalçın, konuşmasının sonunda üniversitelerde katılımcı yönetimin önemine dikkat çekerek, fikirlerin özgürce tartışılabildiği, tüm paydaşların sürece dahil olduğu bir yapının gerekliliğini savundu. "Yönetim mekanizmalarında direnç var, ama biz bu duvarları konuşarak yıkmalıyız," diyen Yalçın, üniversitelerde fikir ve söz hakkının yaygınlaştırılmasının akademik ve idari gelişim için şart olduğunu kaydetti.