Bugün, 8 Aralık 2025 Pazartesi
11007,37%0,81
42,52% 0,07
49,55% -0,06
5743,85% -0,15
9322,75% 0,27
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsamında öğretmen atamalarını yeniden şekillendiriyor. Yeni sistemde öğretmen adayları, Milli Eğitim Akademisi’nde zorlu bir hazırlık sürecinden geçecek. Üç aşamalı değerlendirme sonunda başarılı olanlar atanacak, yeterli performans gösteremeyenlerin ise Akademi ile ilişiği kesilecek. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Öğretmenlik Meslek Kanunu çerçevesinde öğretmen atama sistemini kökten değiştiren "Milli Eğitim Akademisi" dönemini başlattı. İlk etapta 10 bin öğretmen adayı, AGS puan üstünlüğüne göre Akademi'ye kabul edilecek. Bu zorlu süreçte adaylar, mesleki yeterliklerini kanıtlamak amacıyla 3 aşamalı detaylı bir değerlendirmeye tabi tutulacak. En dikkat çekici detay ise, adayın nihai başarı puanının hesaplanmasında üçüncü ve en güncel performansının tam yüzde 50 ağırlığa sahip olması. Başarısız olan adayların Akademi ile ilişiği kesilecek. İşte yeni atama modelinin kritik değerlendirme kriterleri...
MEB’den Resmî Açıklama Bekleniyor: Öğretmen Atamalarında Yeni Dönem Başlıyor! Akademi Modeliyle 3 Aşamalı Değerlendirme Süreci Geliyor
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmenlik mesleğinde ezber bozan bir dönüşüme hazırlanıyor. Öğretmenlik Meslek Kanunu kapsamında yürürlüğe girmesi planlanan yeni sistem, artık öğretmen atamalarını Milli Eğitim Akademisi aracılığıyla gerçekleştirecek.
Bu model, yalnızca bilgiye değil; uygulama, tutum ve pedagojik beceriye de odaklanarak öğretmenlik mesleğini kökten yeniden tanımlayacak.
Yeni dönemin merkezinde yer alan Milli Eğitim Akademisi, öğretmen adaylarını mesleğe başlamadan önce kapsamlı bir hazırlık sürecine tabi tutacak.
İlk etapta 10 bin öğretmen adayı, branşlara göre belirlenen kontenjanlara ve Akademiye Giriş Sınavı (AGS) puanına göre Akademi’ye kabul edilecek.
Burada adaylar hem teorik derslerle hem de sınıf içi uygulamalarla desteklenmiş, yoğun bir eğitim programına alınacak.
MEB yetkilileri, bu modelin öğretmenlik mesleğini artık yalnızca bir meslek değil, bir uzmanlık ve gelişim alanı haline getirmeyi hedeflediğini belirtiyor.
Bu sayede öğretmen adaylarının sadece sınav puanıyla değil, sahadaki becerisi, duruşu ve karakteriyle de değerlendirildiği yeni bir dönem başlayacak.
Akademi sürecine kabul edilen öğretmen adayları, üç aşamalı performans değerlendirmesi sürecinden geçecek.
Her aşamada öğretmen adaylarının sınıf yönetimi, öğrenciyle iletişim tarzı, anlatım yeteneği, ölçme-değerlendirme yöntemleri ve pedagojik farkındalık düzeyi incelenecek.
Bu değerlendirmeleri üç farklı yetkili kişi yapacak:
Her biri bağımsız olarak değerlendirme formu dolduracak ve bu puanların aritmetik ortalaması, öğretmen adayının genel başarı notunu oluşturacak.
Bu sistemle artık öğretmen atamalarında yalnızca akademik bilgi değil, uygulama becerisi ve mesleki gelişim performansı belirleyici olacak.
Yeni modelde her aşama farklı ağırlıkta değerlendirilecek:
Bu oranlar, adayın performansının sürece yayılarak ölçülmesini sağlayacak.
Özellikle üçüncü ve son aşama, öğretmen adayının sürece ne kadar uyum sağladığını ve gelişim göstermeyi ne kadar başardığını ortaya koyacak.
Eğitim uzmanları bu modeli, öğretmen adaylarının “öğrenen öğretmen” bilincine ulaşması açısından olumlu buluyor.
Çünkü artık bir öğretmen adayı, yalnızca bilgiye değil; öğrenciyle empati kurma, sınıf atmosferi yönetimi ve mesleki duruş gibi yönleriyle de değerlendirilecek.
Yeni sistem, kaliteyi artırmak için belirli bir başarı eşiği de getiriyor.
Akademi sürecini ve üç aşamalı değerlendirmeyi başarıyla tamamlayamayan öğretmen adaylarının Akademi ile ilişiği kesilecek.
Bu sayede, göreve başlayacak her öğretmenin tam donanımlı, nitelikli ve bilinçli olmasına özen gösterilecek.
MEB yetkilileri, bu kararın temel amacının “öğretmenlik mesleğini hak edenlerin” göreve başlamasını sağlamak olduğunu belirtiyor.
Adaylar açısından süreç daha yoğun olsa da, bu model uzun vadede eğitim kalitesine doğrudan katkı sağlayacak bir sistem olarak görülüyor.
Milli Eğitim Akademisi’nin uzun vadeli hedefi yalnızca öğretmen yetiştirmek değil; öğretmenlik mesleğini yeniden saygın ve itibarlı bir konuma taşımak.
Bu kapsamda akademik müfredatlar kadar; iletişim, etik değerler, öğrenci psikolojisi, sınıf yönetimi ve toplumsal duyarlılık gibi modüller de öne çıkacak.
Yani Akademi mezunu bir öğretmen, artık sadece bilgi aktaran değil; rehberlik eden, yönlendiren ve ilham veren bir eğitimci olacak.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın hayata geçirmeyi planladığı bu model, Türkiye’de öğretmen yetiştirme sisteminde son yılların en radikal değişimlerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Sınav odaklı sistemin yerine süreç odaklı, performansa dayalı ve insan merkezli bir modelin gelmesi; eğitimde kalite, eşitlik ve sürdürülebilirlik açısından büyük bir adım olabilir.
Ancak sistemin başarısı; değerlendirmelerin objektif, şeffaf ve denetlenebilir biçimde yürütülmesine bağlı.
Aksi halde, iyi niyetle başlatılan bu dönüşümün sahada farklı yorumlara yol açma riski de bulunuyor.
Yine de eğitimde kaliteyi yükseltme iddiası, bu projenin en güçlü yönü olarak öne çıkıyor.
Siz bu yeni öğretmenlik modelini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Milli Eğitim Akademisi öğretmenlik mesleğinde kaliteyi artırır mı, yoksa süreci zorlaştırır mı?
Fikirlerinizi yorumlarda paylaşın, bu önemli dönüşüm hakkında siz de düşüncelerinizi dile getirin.
Çünkü eğitim hepimizin geleceği..
