Güney Kore hükümeti, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden önce Japonya'nın Sado Adası'ndaki altın ve gümüş madeni kompleksinde "zorla çalıştırılan" Koreli işçileri andı.
Yonhap'ın haberine göre, Güney Kore Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ve kurbanların aileleri, Sado Adası'nda düzenlenen anma törenine katıldı.
Güney Kore'nin Tokyo Büyükelçisi Park Cheol-hee, yaptığı konuşmada, "80 yıl önce zorla Sado madenlerine götürülen Koreli işçilerin ruhları önünde saygıyla eğiliyor ve en derin taziyelerimi sunuyorum." dedi.
Etkinliğin zorlu koşullar altında tarifsiz acılar çeken tüm Koreli kurbanlar için gerçek bir anma günü niteliğinde olması çağrısında bulunan Park, bu acı dolu tarihin unutulmamasını sağlamak amacıyla Güney Kore ile Japonya'nın işbirliği içinde hareket etmesi gerektiğini vurguladı.
Japonya'nın Sado Adası'nda dün, İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden önce altın ve gümüş madeni kompleksinde Güney Kore'nin "zorla çalıştırıldığını" belirttiği işçileri anmak üzere ilk kez Koreli işçilerin de anıldığı etkinlik düzenlenmişti. Güney Kore hükümeti, Koreli işçilerin "istismarına" ilişkin uzun zamandır süren gerilim sebebiyle anma etkinliğine katılmamıştı.
- Sado madenleri
Japon Denizi (Doğu Denizi) kıyısında, Niigata eyaleti açıklarındaki Sado Adası'nda bulunan 16. yüzyıldan kalma altın ve gümüş madenleri, 1989 yılında kapatılmadan önce yaklaşık 400 yıl boyunca işletildi.
Şubat 2022'de Japonya hükümeti, Sado Adası maden kompleksinin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne tavsiye edilmesine karar vermişti.
Güney Kore, Japonya'nın sit alanındaki sergide Kore'nin çektiği acıları daha açık şekilde kabul etmeyi ve anma törenine Korelileri de dahil etmeyi onaylamasının ardından kompleksin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmesine yönelik muhalefetini geri çekmişti.
Bu madenler, Ağustos 2024'te Güney Kore'nin de desteğiyle UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne dahil edilmişti.
Tarihçiler, Japonya'nın Kore Yarımadası'nı kolonileştirdiği 1910-1945 döneminde ve İkinci Dünya Savaşı sırasında yüzlerce Korelinin Sado madenlerinde kötü ve acımasız koşullar altında çalışmaya zorlandığını ve kadınların istismar edildiğini belirtiyor.