İSTANBUL (AA) - GÜLŞEN TOPÇU - İsrail'in Gazze Şeridi'nde 11 aydır sürdürdüğü saldırılara ve ablukaya rağmen tıp ve hemşirelik bölümü öğrencileri eğitimlerini tamamlayıp sağlık sektöründe hizmet etmek için çabalıyor.
İsrail'in sürdürdüğü saldırıların en önemli boyutlarından biri, sağlık ve eğitim sistemlerine uygulanan "soykırım". İsrail kasıtlı olarak Gazze'deki okul, üniversite ve hastaneleri yerle bir ederek, bir nesli eğitimsiz ve kendi yaralarını saracak sağlıkçı kadrosundan mahrum bırakıyor.
Gazze'deki hükümetin Medya Ofisinden 26 Ağustos'ta açıklanan veriler, trajedinin boyutunu gözler önüne seriyor.
Buna göre, 11 ayda, 885 sağlık çalışanı ile 110 üniversite hocası ve araştırmacı saldırılarda öldü; 122 okul ve üniversite tamamıyla, 334'ü ise kısmen yıkıldı. Saldırılarda 34 hastane, 80 sağlık ocağı ile 162 sağlık kuruluşu hizmet dışı kaldı.
Ancak tüm bu olumsuz koşullara; saldırıların oluşturduğu tehlikeye, tekrar tekrar yaşanan zorunlu göçe ve geleceğe dair yaşadıkları belirsizliğe rağmen Filistinli tıp öğrencileri eğitimlerini tamamlayıp sağlık alanında hizmet vermekte kararlı.
Çok sayıda tıp fakültesi ve hemşirelik bölümü öğrencisi, yıkılan üniversitelere alternatif olarak Gazze Şeridi'nin güneyindeki Han Yunus kentinde bulunan Nasır Hastanesinin konferans salonlarında yeniden eğitim almaya başladı.
- Öğrenciler eğitimlerini tamamlamak istiyor
Nasır Hastanesi Pediatri Bölümü Başkanı Doktor Ahmed el-Ferra, Gazze İslam Üniversitesi ve Ezher Üniversitesi tıp fakültelerinden öğrencilerin hastanede eğitime başladıklarını ve sınavlara girdiklerini söyledi.
Öğrenciler arasında kadın doğum ve çocuk hastalıkları uzmanlık öğrencilerinin de olduğunu kaydeden Ferra, hayırseverlerin de yardımıyla üniversiteleri yıkılan bu öğrencilerin yeniden eğitim almalarına olanak sağladıklarını dile getirdi.
Ferra, "Bu öğrenciler, lise sınavlarında derece yapan kişiler, azimli ve kararlılar. Mezun olup Gazze'deki sağlık sektörünün nüvesini teşkil edecekler. Biz de gerek sağlık kadrosu olarak gerekse verdiğimiz teorik ve pratik eğitimlerle onlar için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz." dedi.
- Öğrenciler de eğitimciler de kararlı
Eğitim sürecinde pek çok zorlukla karşılaştıklarını kaydeden Ferra, yıkılan üniversitelerdeki amfiler yerine kısıtlı imkanlarla da olsa Nasır Hastanesindeki bazı konferans salonlarını sandalye ve led ekranlarla donattıklarını kaydetti.
Öğrencilerin vasıta olmadığı ve sürekli yer değiştirdikleri için hastaneye ulaşma konusunda da sıkıntı yaşadığını, bazılarının 1 ay içinde 3-4 kere yer değiştirdiğini, elektrik ve internet olmadığı için öğrencilerin ders çalışmakta ve ders materyallerini yüklemekte zorlandığını söyleyen Ferra, ancak hem öğrenciler hem de eğitimci kadrosunun, onların doktor olarak bu vatana hizmet etmeleri konusunda kararlı olduğunu vurguladı.
- Saldırıların altında eğitim
Gazze İslam Üniversitesi Tıp Fakültesi 4. sınıf öğrencisi Bera Dola da Nasır Hastanesinde eğitimini tamamlamaya çalışan öğrencilerden.
Eğitiminin yarıda kalmasının yanı sıra saldırıların başından bu yana elim olaylar yaşadıklarını anlatan Bera, İsrail'in evlerini yaktığını bu sırada bilgisayarı ve kitaplarının kullanılamaz hale geldiğini söyledi.
Nasır Hastanesinin öğrencilere eğitimlerini tamamlama fırsatı verdiğini ancak olağandışı koşullarda eğitim aldıklarını belirten Bera, "Bilgisayarım yandığı için cep telefonuyla idare ediyorum. Elektrikli cihazları şarj edecek elektrik yok, internet yok. Ayrıca savaş ortamında eğitim alıyoruz. Uçakların ve tankların seslerini duyuyoruz. Çadırlarda sıcak ve sineklerle boğuşuyoruz. Bu koşullar kesinlikle eğitime uygun değil. Hastaneye ulaşmak için de vasıtalara aylık yüksek meblağlar ödememiz gerekiyor." diyerek çektikleri sıkıntıları anlattı.
Filistin Hemşirelik Fakültesi öğrencisi Hiba Ebu Zerga da ders çalışmak için sakin ortam bulamadıklarını ifade etti. Gazze dışındaki öğrenciler gibi yüz yüze eğitim alamadıklarını kaydeden Hiba, çok uzak bir bölgede yaşamasına ve vasıta bulmakta çok zorlanmasına rağmen sınava girmek için hastaneye geldiğini dile getirdi.
