Ankara Emniyeti'nde dönemin Organize Suçlardan sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı olarak görev yapan Emniyet Müdürü Alp Aslan, Ankara Asayiş Şube'den sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Oben Özay ile suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Ayhan Bora Kaplan'ın da aralarında bulunduğu 4'ü polis 5 kişinin "rüşvet" ve "mal varlığı bildirilmesi kanununa muhalefet" suçlarından yargılanmasına başlandı.
Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Alp Arslan, Ercan Karagöz, Serdar Coşkun ve Oben Özay katılırken, silahlı suç örgütü kurduğu iddiasıyla başka bir davada tutuklu yargılanan Ayhan Bora Kaplan ise Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya katılacağı gerekçesiyle mazeret sunarak bu davaya katılmadı.
Duruşmada savunma yapan Alp Arslan, banka hesabında tespit edilen para transferlerinin tamamının arkadaşları ve akrabaları tarafına gerçekleştirildiğini söyledi. Arslan, "Mazlum Görgü, Levent Yılmaz arkadaşımdır. Bahsettiği işlemler trafikte kavga, basit bir yaralama. Yine bir işlemden bahsedilmiş o da kavga, basit bir yaralama. Silah satmışım onun işlemi. Ticari işlemlerdir." dedi.
Eşi ile birlikte yapacakları tatil için otele nakit para göndermeleri gerektiğini anlatan Arslan,"Tatil için ben Vedat'tan borç aldım. Param yoktu, borç aldım. Bu niye dikkat çekmiş, onu da anlamış değilim. Mal varlığımı hiçbir zaman gizlemedim. Hayatım boyunca haksız kazancım olmadı." diye konuştu.
Sanık Oben Özay ise mal varlıklarının oturduğu ev, eşi adına kayıtlı araba ve 2013 yılında göndermiş olduğu 600 bin lira nakit paradan ibaret olduğunu ileri sürdü.
Özay, bankadaki para transferlerinin uzun süredir tanıdığı yakın arkadaşı F.A. ile arasında gerçekleştiğini belirterek, şöyle devam etti:
"F.A. ile ben Başbakanlık Koruma Daire Başkanlığında görev yaparken tanıştım, yaklaşık 10 seneyi aşkın tanıdığım ve kardeşlik, dostluk safhasına gelmiş olduğum birisidir. Ben onun ailesini o da benim ailemi tanır. MASAK raporundan da anlaşılacağı üzere maaş hesabıma ve borsa işi ile uğraştığım için açtığım maaşımı aldığım bankadaki iki hesabıma 570 bin lira para gönderdiği doğrudur. Bunun 170 bin lirası silah karşılığı, diğer kalan 400 bin lira para da 2019-2023 arasında mühendislik okuyan ikiz oğullarım adına kullandığım paradır. F.A. aramızdaki dostluk ilişkisine bağlı bu 400 bin lirayı aralıklarla göndermiştir."
Daha sonra söz alan sanık Serdar Coşkun ise ticaretle uğraştığını fakat yaşanan olaylardan dolayı ticaret yapmasının engellendiğini söyledi. Coşkun, "Ben bu devlete 30 yıl hizmet etmişim, 17 yaşındaki kızımı 5 yıl görmemişim. Çalışmak içi didiniyorsunuz, suçla ilgili hiçbir şey yapmıyorsunuz. Ticaret bitti şimdi. Önünüzdeki MASAK raporu usulsüzlükle alınmıştır. Benim suça karışmamla ilgili bir durum yoktur." dedi.
Tutuksuz sanık Ercan Karagöz ise gizli tanık Serdar Sertçelik'in ifadeleri nedeniyle soruşturmaya dahil edildiğini öne sürerek, "Serteçelik'in de ifadelerini nasıl verdiğini basında gördük ve aynı mahkemede de yargılanıyorlar." diye konuştu.
Sanıkların savunmalarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanıkların mal varlığı üzerinde bulunan tedbir kararlarını kaldırmamasına, başka dosyadan tutuklu bulunan Bora Kaplan'ın duruşmada dinlenilmesine hükmetti.
Duruşma 20 Aralık'a ertelendi.
- Davanın Geçmişi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma çerçevesinde Ankara Emniyeti'nde Organize Suçlarla Mücadele Şubesinden sorumlu eski İl Emniyet Müdür Yardımcısı Alp Arslan, eski Ankara Asayiş Şube Müdürü Oben Özay, Başkomiser Ercan Karagöz ve polis Serdar Coşkun'un "mali profili ile uyumsuz şekilde banka hesaplarına yüksek tutarlarda para yatırıldığı" tespit edilmişti.
Müdürler hakkında hazırlanan iddianamede, Ayhan Bora Kaplan'ın ifadeleri ve telefon kayıtları ile mali profiller de delil olarak yer almıştı.
Sanıklar Aslan ve Özay'ın mal varlığı bildirilmesi kanununa muhalefet suçundan 5 yıla kadar hapis ve 10 milyon liraya kadar para cezası ile cezalandırılması talep edilen iddianamede, Aslan için ayrıca rüşvet suçundan da 12 yıl hapis talebinde bulunulmuştu. Ayrıca her iki emniyet müdürünün de "ömür boyu kamu hizmetinden men edilmesi" talep edilmişti.
Öte yandan şüpheliler hakkında "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" iddiasından ayrıca soruşturma yürütüldüğü ve bu kapsamda "mal varlıklarına el koyma kararı talebinde bulunulduğu" belirtildi.