Genel

Ekonomi yönetimi, açıklanan OVP'nin ardından soruları yanıtladı: (2)

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergide adaleti sağlamaya yönelik, özellikle bazı istisnaların gözden geçirilmesi, indirimli oranların gözden geçirilmesi konusundaki çalışmalara gelecek dönemde de devam edeceklerini söyledi.

Abone Ol

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, vergide adaleti sağlamaya yönelik, özellikle bazı istisnaların gözden geçirilmesi, indirimli oranların gözden geçirilmesi konusundaki çalışmalara gelecek dönemde de devam edeceklerini söyledi.

Ekonomi yönetimi, 2025-2027 dönemi Orta Vadeli Program'ın (OVP) Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz tarafından Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde açıklanmasının ardından soruları yanıtladı.

Mehmet Şimşek, kısa vadede temel önceliklerinin dezenflasyon ve fiyat istikrarı olduğuna işaret ederek, fiyat istikrarı olmadan sürdürülebilir yüksek büyümenin sağlanamayacağını belirtti.

Şimşek, "Kalıcı refah artışı için, sürdürülebilir yüksek büyüme için mutlaka ve mutlaka enflasyonu düşük tek hanelere indirip, fiyat istikrarını sağlamamız lazım. Bu nedenle de önceliğimiz fiyat istikrarıdır. Kısa vadeli dezeflasyonun büyüme üzerine olumsuz etkileri olabiliyor. Ama şunun altını çizmek istiyorum. Bu, geçicidir." dedi.

Türkiye'nin önünün açık olduğunu, dezenflasyon ile birlikte büyümenin yükseleceğini vurgulayan Şimşek, şu ifadeleri kullandı:

"1990'lı yıllarda enflasyon hem yüksektir hem çok oynaktır. Yani inişli çıkışlıdır. Büyüme ortalama yüzde 3'ler civarındadır. 2000'li yıllarda enflasyon tek haneye inmiştir ve Türkiye'nin ortalama büyümesi yüzde 5,5'e yaklaşmıştır. Çok net bir şekilde enflasyonu düşük tek haneye indirmemiz yüksek büyüme için olmazsa olmaz ön koşuldur. Çünkü, ancak düşük enflasyon ortamında finansmana erişim daha kolay ve ülke ekonomisi daha öngörülebilir, yatırım ortamı daha elverişlidir."

- ⁠"Yönetilen ve yönlendirilen fiyat artışları hedef enflasyonla uyumlu olacak"

Şimşek, 2025 yılında negatif mali etkinin söz konusu olacağını dile getirerek, "Bütçe açığını azaltıyoruz. Bütçe açığının azalması demek enflasyonun düşürülmesine güçlü destek demektir. Bu sene öngördüğümüz bütçe açığının milli gelire oranı yaklaşık yüzde 4,9. Gelecek sene bunun yüzde 3,1'e düşecek olması demek muazzam bir negatif mali etkidir. Yani dezenflasyonu destekleyici demek." şeklinde konuştu.

Yönetilen ve yönlendirilen fiyat artışlarının hedef enflasyonla uyumlu olacağını kaydeden Şimşek, bunun programın esaslarından olduğunun ve dezenflasyonu desteklediğinin altını çizdi.

Şimşek, gelirler politikasının da 2025 yılında daha destekleyici olacağını bildirerek, maliye politikasının dezenflasyona çok güçlü destek sağlayacağını söyledi.

Bakan Şimşek, "Uyum noktasında zaten hiçbir tereddüdün olmaması lazım. Eş güdüm noktasında da böyle. Bizim amacımız, kısa vadede temel hedefimiz önce fiyat istikrarını sağlamak, sonra kalıcı refah artışını onunla birlikte sağlamak ve bunun daha adil dağılımı." dedi.

- "Rantın vergilendirilmesi hususunda çalışmalarımıza devam edeceğiz"

Son 1 yıldır doğrudan vergilerin payını artırmak yani vergide adaleti sağlamak için önemli adımlar attıklarını ve atmaya devam ettiklerini anlatan Şimşek, vergide adaleti tesis etmek için vatandaşa ilave yük getirmeden vergi sistemini nasıl iyileştirdiklerine dair örnekler verdi.

Şimşek, vergi paketi kapsamında kurumlar vergisine dair düzenlemelerin de olduğunu anımsatarak, bunların sonuçlarının gelecek yıllarda alınacağına işaret etti.

Yatırım fonu ve ortaklıklarına, mevduata vergi getirdiklerini, kur korumalı mevduat (KKM) kapsamındaki mevduata şirketler için vergi avantajını kaldırdıklarını dile getiren Şimşek, aşağı yukarı, borsa hariç, bütün finansal enstrümanlara vergi uygulamasına başladıklarını belirtti.

Şimşek vergide adaleti sağlamaya yönelik hiçbir dönemde olmadığı kadar, son 1 yıl içerisinde, bir çaba olduğunu ifade ederek, şu ifadeleri kullandı:

"Bunu, tabii, muhalefet işte 'yükü vatandaş çekiyor' şeklinde, kendi perspektifiyle bir söylem içerisinde. Ama gerçekler bununla tutarlı değil. Gerçekler benim somut bir şekilde ortaya koyduğum net bir resmi yansıtıyor. Önümüzdeki dönemde de tekrar söylüyorum vergide adaleti sağlamaya yönelik, özellikle bazı istisnaların gözden geçirilmesi, indirimli oranların gözden geçirilmesi hususunda çalışmalarımıza sürekli devam edeceğiz. Rantın vergilendirilmesi hususunda çalışmalarımıza devam edeceğiz."

- "Vergide adaleti sağlamak için en önemli konu kayıt dışılıkla mücadele"

Şimşek, vergide adaleti sağlamak için yapılan çalışmalara da değinerek, "Vergide adaleti sağlamak için bence en önemli konu kayıt dışılıkla mücadeledir. Programın esaslarından bir tanesi de kayıt dışılıkla mücadeledir. Çünkü kayıt dışılık en büyük adaletsizliktir." diye konuştu.

Son çıkan vergi paketinde önemli düzenlemeler olduğunun altını çizen Şimşek, şunları kaydetti:

"Özellikle, izaha davet gibi veya belli sektörlerde gidip denetimler üzerinden bunun sağlanması gibi. Biz gidip, diyelim ki Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak, kayıt dışı işletmelerde, günlük, ayda birkaç gün, yılda birkaç ay denetim yaparak hasılat tespitine gidiyoruz. O hasılat tespitini biz referans alacağız. Bakın, bu o kadar kritik bir adım ki herkes genelde işte 'Şu oran şuradan şuraya arttı' şeklinde bakıyor ama bence son vergi paketindeki en kritik adım buydu. Çünkü bizim hasılat tespiti üzerinden kayıt dışılıkla mücadelede elimiz güçlendirildi. Yüce Meclis'imize bu yetki için çok teşekkür ediyoruz. Bu, hakikaten önümüzdeki dönemde kayıt dışılıkla mücadelede elimizi güçlendiren bir adım."

- "OVP ile TCMB'nin duruşu uyumlu"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Fatih Karahan da OVP'deki makro çerçeve ile Bankanın duruşunun uyumlu olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu:

"Program ile bütçe açığında ciddi bir gerileme öngörülüyor. Geçen yıl milli gelire oran olarak yüzde 5,2 olan bütçe açığının bu sene yüzde 4,9, önümüzdeki yıl yüzde 3,1 ve daha sonra da yüzde 3'ün altına inmesi bekleniyor. Bu durum dezenflasyon süreciyle uyumlu. Makro çerçeve açısından iyileşmeye baktığımızda da bunun önemli bir kısmının harcamalardan geldiğini görüyoruz. Harcamaların milli gelire oranı yüzde 27'den önce yüzde 25'e, sonra yüzde 24'e inecek. Dolayısıyla makro çerçeve olarak değerlendirildiğinde programın, dezenflasyon süreciyle uyumlu olduğunu değerlendiriyoruz."

(Sürecek)

{ "vars": { "account": "G-KW05LWMTBL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }