Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi: (2)

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Netanyahu yönetimi altındaki İsrail saldırganlığı durdurulmadıkça, Türkiye dahil bölgemizdeki hiçbir devlet kendini emniyette hissedemez." dedi.

Abone Ol

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Netanyahu yönetimi altındaki İsrail saldırganlığı durdurulmadıkça, Türkiye dahil bölgemizdeki hiçbir devlet kendini emniyette hissedemez." dedi.

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.

ÇAYKUR'un çay alım fiyatı ve Toprak Mahsulleri Ofisi'nin buğday ve arpa alım fiyatı üzerinden yapılan haksız eleştirileri izlediklerini ifade eden Erdoğan, yaş çay alım fiyatının yanında üreticileri destekleme primi verilmesi uygulamasını ilk kez kendilerinin başlattığını söyledi.

Hasat döneminde üreticiyi korumak için yeni çay fabrikaları yaparak ÇAYKUR'un kapasitesini artırdıklarını belirten Erdoğan, ayrıca günlük alımlarda kısıtlamayı kaldırarak, üreticilerin ÇAYKUR'un alım fiyatının üzerinde ürününü satmasına imkan sağladıklarını kaydetti.

- Buğday fiyatları

Buğday fiyatlarında ise dünya piyasasının bir hayli üstünde olduklarına dikkati çeken Erdoğan, sözlerine şöyle sürdürdü:

"Yurt dışı ekmeklik buğday fiyatı, yerinde ton başına 248 dolardır. Navlunla birlikte bu rakam 270 dolara çıkıyor. Toprak Mahsulleri Ofisi alım fiyatı, desteklerle birlikte ton başına 359 dolar olup, dünya fiyatlarından 89 dolar yüksektir. Hasat döneminde üreticimizi koruma amacıyla Dahilde İşleme Rejimi'yle hububat ithalatını 15 Ekim'e kadar durdurduk. Ayrıca ham madde ve un ihracatını ise serbest bırakarak, ilave dış ticaret tedbirleri aldık. Üretici maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlamak amacıyla vereceğimiz fark ödemesinin toplam miktarı 29 milyar liradır. Yani toplam tarımsal destek bütçemizin yaklaşık 4'te 1'ini buğday ve arpa üreticilerimizin maliyetlerine katkı amacıyla kullanıyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisimiz, alımla ilgili süreçleri titizlikle yürütüyor. Çiftçimizin ürününü en hızlı şekilde almak, gerekli depolamayı yapmak ve zamanında ödemesini gerçekleştirmek için gayret gösteriyor. Ofis, hububat teslim eden üreticilerimizin ödemelerine başladı. İlk etapta 6 Haziran'a kadar ürün verenlerin ödemeleri hesaplarına yatırıldı."

- "Tüm imkanlarımızla çiftçilerimizin yanlarında olacağız"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, aldıkları bütün bu tedbirlere rağmen, çiftçilerin, üreticilerin memnuniyetsizliği veya şikayetlerinin olabileceğini söyledi.

Bunları da Cumhurbaşkanı olarak şahsen takip ettiğini dile getiren Erdoğan, "Çiftçi kardeşlerimizin sıkıntılarının giderilmesi için bakanlarımıza gerekli talimatı veriyorum. Milletin efendisi olan çiftçimizin mağdur edilmesine müsaade etmeyiz. Kimse kusura bakmasın ama sicili bozuk olanların, eli öpülesi çiftçilerimizi istismar ederek, buradan bir siyasi rant devşirmesine de izin vermeyiz. Son 21 yıldır iyi ve kötü gününde nasıl çiftçimizin yanında olduysak, bundan sonra da tüm imkanlarımızla yanlarında olacağız. Bir kez daha çiftçilerimize hayırlı, bereketli bir hasat sezonu diliyorum." ifadelerini kullandı.

- "Doğu Akdeniz'de ısınan sular, bizi ve bölgemizdeki kardeş ülkeleri tedirgin ediyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin stratejik önemi fevkalade yüksek, üç kıtanın kavşak noktası olan bir coğrafyada bulunduğunu anımsattı.

Tarih boyunca medeniyetlerin beşiği olmuş, ama aynı zamanda paylaşım kavgasının tam merkezinde yer almış bir bölgede olduklarına dikkati çeken Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Böyle bir coğrafi konuma sahip olmak ülkemize siyasi, ekonomik ve askeri avantajlar sağlama yanında tehditleri de beraberinde getirmektedir. Birinci Dünya Savaşı'na giden yolun taşları bizim bölgemizde döşendi. İkinci Cihan Harbi'nin odağında aynı şekilde yine bizim bölgemiz vardı. Soğuk Savaş döneminde bloklar arası rekabetin yoğunlaştığı bölgelerden biri, yine Türkiye'nin merkezinde olduğu coğrafyaydı. 13'üncü yılını tamamlayan Suriye krizi en fazla bizim bölgemizi etkiledi. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın olumsuz yansımalarına maruz kalan bölgelerin başında yine biz yer alıyoruz. 7 Ekim'den bu yana İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği soykırıma varan katliamlar yine bizlerin yüreğini yakıyor. İsrail'in Gazze'ye saldırmasıyla birlikte Doğu Akdeniz'de ısınan sular, aynı şekilde en fazla bizi ve bölgemizdeki kardeş ülkeleri tedirgin ediyor."

- "İsrail'in yayılmacı hedefler peşinde koştuğunu her zeminde vurguladık"

Erdoğan, Batılı güçlerin askeri, diplomatik ve siyasi desteğini arkasına alan İsrail'in gözünü komşularına diktiğini gördüklerini kaydetti.

"Lübnan'a yönelik saldırıların, tehdit dilinin artması, bölgemizin geleceği adına bizi ciddi manada endişelendirmektedir." diyen Erdoğan, şunları söyledi:

"Şunu bir defa çok net ifade etmek isterim, Batı dünyası destek verdikçe, İslam alemi de sessiz kaldıkça, Netanyahu denilen caninin, tüm bölgemizi ateşe sürükleme pahasına, işgal politikasına devam edeceği anlaşılıyor. Türkiye olarak biliyorsunuz ilk günden beri buna dikkati çekmekteyiz. Gazze krizinin sadece Gazze ile sınırlı kalmayacağını, İsrail zulmünün çok vahim sonuçları olabileceğini sık sık dile getirdik. İsrail'in yayılmacı hedefler peşinde koştuğunu her zeminde vurguladık. Gerek İran'la yaşanan füze gerilimi gerekse İsrail'in Lübnan'a yönelik artan saldırıları maalesef kaygılarımızda bizi haklı çıkardı. Buradan bir kez daha şu uyarıyı yapmak durumundayım, karşımızda 'devlet adamı' vasfının asgari şartlarını dahi taşımayan, gözü dönmüş, ihtiraslarının esiri olmuş, aklını, vicdanını kaybetmiş bir katil vardır. Masumların kanından beslenen bu zalim, siyasi ömrünü uzatmak adına kendi vatandaşlarının güvenliğini dahi hiçe saymaktadır.

Netanyahu yönetimi altındaki İsrail saldırganlığı durdurulmadıkça, Türkiye dahil bölgemizdeki hiçbir devlet kendini emniyette hissedemez. Bakınız bu durum, İsrail'in komşusu olan Lübnan ve Suriye başta olmak üzere tüm ülkeler için de geçerlidir. Daha önce de ifade ettim; Ankara'nın güvenliğini Gazze'nin, Kudüs'ün, Ramallah'ın, Beyrut'un, Amman'ın, Bağdat'ın huzur ve güvenliğinden ayrı göremeyiz. Türkiye olarak güvenlik önceliklerimizi buna göre tayin ve tespit ediyoruz. Dış politikada atacağımız adımları da bu gerçekler ekseninde planlıyoruz. Hedefimiz, doğru, akıllı ve uzun vadeli hamlelerle bu mücadeleden ülkemizi kayıpsız, hatta kazançlı olarak çıkarmaktadır. Ne yapıyorsak bunun için yapıyoruz ne söylüyorsak bunun için söylüyoruz."

- Barış, diyalog, diplomasi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, barışı, diyaloğu ve diplomasiyi en üst seviyede devreye almaları gereken günlerden geçildiğini belirtti.

Özellikle aynı coğrafya ve aynı kaderin paylaşıldığı devletlerle karşılıklı diyalog zeminini güçlendirmelerinin önem arz ettiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Mevcut bölgesel ve uluslararası konjonktürde, İslam ülkeleri arasında dayanışmayı artırmamız, fikir ayrılıklarını gidermemiz son derece mühimdir. Geçmişin, geleceğimizi de ipotek altına almasına müsaade edemeyiz. Bu anlayışla, komşularımızdan başlayarak bölgemizdeki tüm aktörlerle münasebetlerimizi ilerletmeye gayret ediyoruz. Şimdiye kadar bu çabalarımızın somut çıktılarını birçok yerde gördük."

(Sürecek)

{ "vars": { "account": "G-KW05LWMTBL" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }