Yeni Eğitim Öğretim Yılına Geç Başlayacak Olan Öğrenciler

Yeni eğitim öğretim yılına bir aydan daha az bir süre kala, öğrenciler ve öğretmenler büyük bir heyecan içerisinde hazırlıklarını sürdürüyor. Ancak, bazı öğrenciler için bu heyecan gecikecek. Bu sene, okula ilk defa başlayacak olan anaokulu ve 1. sınıf kademesindeki öğrencilerle beraber, 5. ve 9. sınıf kademesindeki öğrenciler 2 Eylül tarihinde ders başı yapacak. Diğer tüm kademelerde ise eğitim öğretim yılı 9 Eylül tarihinde başlayacak. Ancak, Milli Eğitim Bakanlığının yeni uygulamalarıyla açılacak olan 2024-2025 eğitim öğretim yılına bazı öğrenciler 1 ay hatta bazıları bir aydan daha fazla geç kalarak başlayacak.

Bu durumun en temel sebebi, tarım işçisi olarak çalışan ailelerin çocuklarının, fındık tarımı sebebiyle ülkemizin çeşitli yerlerinde işçi olarak çalışıyor olmalarından kaynaklanmaktadır. Fındık hasadı zamanı geldiğinden dolayı aileleriyle beraber fındık bahçeleri bulunan illere geçici olarak göç eden çocuklar, okula bir aydan daha uzun bir süre geç kalarak başlıyor.

Tarım İşçilerinin Göçü ve Eğitim Sorunları

Tarım işçisi olarak çalışan aileler, hasat zamanında ülkenin dört bir yanına dağılmak zorunda kalıyorlar. Fındık gibi belirli ürünlerin hasat zamanı geldiğinde, bu aileler, çocuklarıyla birlikte geçici olarak farklı illere göç ediyorlar. Bu durum, çocukların eğitimlerini aksatmakta ve yeni eğitim öğretim yılına adapte olmalarını zorlaştırmaktadır.

Fındık hasadı, genellikle Ağustos ayının ortalarında başlayıp Eylül ayının sonlarına kadar devam ediyor. Bu süreçte, çocuklar okullarından uzak kalıyor ve eğitimlerinden geri kalıyorlar. Eğitim öğretim yılının başlamasından sonra okula dönen bu çocuklar, sınıf arkadaşlarına göre geri kalmış oluyorlar ve bu da onların akademik başarılarını olumsuz etkiliyor.

Milli Eğitim Bakanlığının Çalışmaları

Milli Eğitim Bakanlığı, tarımsal üretimde çalışan ailelerin çocuklarına yönelik çeşitli eğitim çalışmaları başlatmış durumda. Bu çalışmalar, çocukların eğitimlerinden geri kalmamalarını sağlamak amacıyla düzenleniyor. Ancak, Türkiye'nin geniş coğrafyasına yayılmış olan tarımsal üretim alanları ve bu alanlarda çalışan ailelerin sayısı göz önüne alındığında, söz konusu çalışmalar her zaman yeterli olmuyor. Bazı aileler, bu çalışmalardan haberdar olamıyor ya da ulaşım ve lojistik sebeplerle bu çalışmalardan faydalanamıyor.

Öğretmenlere yeni seminer dersler aksatılmadan eğitim verilecek MEB’den resmi yazı Öğretmenlere yeni seminer dersler aksatılmadan eğitim verilecek MEB’den resmi yazı

Eğitimde Eşitsizlik ve Çözüm Önerileri

Tarım işçisi ailelerin çocuklarının yaşadığı bu durum, eğitimde eşitsizlikleri de beraberinde getiriyor. Eğitim hakkı, her çocuğun temel hakkıdır ve bu hakkın korunması için gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitimlerine devam edebilmeleri için çeşitli çözümler önerilebilir.

  1. Mobil Eğitim Birimleri: Tarım işçisi ailelerin yoğun olarak bulunduğu bölgelerde, mobil eğitim birimleri kurulabilir. Bu birimler, çocukların eğitimlerinden geri kalmamalarını sağlamak amacıyla hizmet verebilir.
  2. Online Eğitim: İnternet erişimi olan bölgelerde, online eğitim imkânları artırılabilir. Çocuklar, internet üzerinden derslerini takip edebilir ve eğitimlerinden geri kalmamış olurlar.
  3. Eğitim Destek Programları: Tarım işçisi ailelerin çocuklarına yönelik özel eğitim destek programları oluşturulabilir. Bu programlar, çocukların akademik eksikliklerini gidermeye yönelik olabilir.
  4. Yerel Yönetimlerin Katkısı: Yerel yönetimler, tarım işçisi ailelerin çocuklarının eğitimine destek olmak amacıyla çeşitli projeler geliştirebilir. Bu projeler, çocukların eğitimlerinden geri kalmamalarını sağlamayı hedefleyebilir.

Tarım işçisi olarak çalışan ailelerin çocuklarının eğitimleri, ülkemizin geleceği için büyük bir önem taşımaktadır. Bu çocukların eğitimlerinden geri kalmamaları için gerekli önlemlerin alınması ve bu konuda çeşitli çalışmaların yapılması gerekmektedir. Milli Eğitim Bakanlığının bu alandaki çalışmalarını artırması ve tarım işçisi ailelere ulaşacak şekilde genişletmesi büyük bir önem arz etmektedir. Eğitimde eşitsizliğin ortadan kaldırılması ve her çocuğun eğitim hakkının korunması, toplumun gelişimi ve refahı için vazgeçilmez bir unsurdur.