CHP, 7528 sayılı Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle Anayasa Mahkemesi’ne başvurdu. Parti, bu kanunun milli eğitim sistemindeki sorunları çözmekten uzak olduğunu ve öğretmenlerin haklarını yeterince koruyamadığını savunuyor.
Davanın Temel Nedenleri:
- Milli Eğitim Akademisi: Yeni kurulan Milli Eğitim Akademisi'nin yapısı, aday öğretmenlerin yetiştirilmesi süreci ve bu konudaki düzenlemeler, CHP tarafından Anayasa'ya aykırı bulunuyor.
- Öğretmenlerin Hakları: Kanunun, öğretmenlerin çalışma koşulları, ücretleri ve mesleki gelişimleri konusunda yetersiz kaldığı ve özellikle özel sektör öğretmenlerinin haklarını görmezden geldiği belirtiliyor.
- Depremzede Öğretmenler: Deprem bölgelerindeki öğretmenlerin yaşadığı sorunlar ve bu konuda kanunda yer alan düzenlemelerin yetersizliği de dava gerekçeleri arasında yer alıyor.
CHP'nin Diğer Hukuki Mücadeleleri:
CHP, sadece Öğretmenlik Meslek Kanunu değil, son dönemde kabul edilen birçok yasa ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hakkında da Anayasa Mahkemesi'ne başvurdu. Bu başvurularda, özellikle;
- Mülkiye müfettişlerine geniş yetkiler verilmesi
- Yurt dışındaki bazı derneklere devlet desteği sağlanması
- Çarşı ve mahalle bekçilerine arama yetkisi verilmesi
- İmar hakkı aktarımlarında düzenlemeler yapılması
- TMMOB'nin denetim altına alınması gibi konulardaki düzenlemelerin Anayasa'ya aykırı olduğu iddia ediliyor.
CHP'nin Meclisteki Başarıları:
CHP, bu yasaların TBMM'deki görüşmeleri sırasında bazı maddelerin çıkarılması için etkili bir muhalefet gösterdiğini ve bu sayede bazı olumsuz düzenlemelerin engellendiğini belirtiyor.
Öğretmenlerin Tepkileri:
Bazı öğretmen sendikaları ve sivil toplum kuruluşları, CHP'nin bu davasını destekliyor ve kanunun öğretmenlerin sorunlarını çözmediği konusunda hemfikir. 1.2 milyonu aşkın öğretmen ve 19 milyon öğrenciyi doğrudan ilgilendiren bu kanunun iptal edilin edilmeyeceğine yönelik sonuç merakla bekleniyor.
CHP'nin açtığı bu dava, Türkiye'deki eğitim sisteminin geleceği ve öğretmenlerin hakları konusunda önemli bir dönüm noktası olabilir. Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar, hem eğitim camiası hem de tüm toplum tarafından yakından takip edilecek.
Dava ile ilgili açıklama yapan Günaydın, ilgili yasaların Anayasa'ya aykırı hükümleri sebebiyle Anayasa Mahkemesine başvuru yapacaklarını belirterek, şunları söyledi:
"Anayasa Mahkemesi'ne gelmeden evvel Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde Cumhuriyet Halk Partisi'nin etkin muhalefeti ile iktidar partisinin komisyonlardan geçirdiği Genel Kurul'a getirdiği ancak kapsamdan çıkartmak zorunda kaldığı bazı düzenlemeler var. Örneğin, Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nda 'müfettişlerce mesleki yetersizliği tespit edilen öğretmenlerin hizmet sınıfının değiştirilmesi' hükmünü kapsamdan çıkarttırdık. Yine benzer bir şekilde "1956 yılından beri yapılan kamulaştırmalarda maliklere düşük bedel ödenmesi' uygulamasını kapsamdan çıkarttırdık.
Dokuzuncu yargı paketinde kadının soyadına ilişkin yanlış düzenleme, muhalefetimizde kapsamdan uzaklaştırıldı. Bazı şirketlere TMSF'nin kayyum olarak atanması ve yine aynı şekilde etki ajanlı düzenlemesi ki bunlar kamuoyu tarafından aylarca tartışılmıştı kapsamdan çıkartıldı ve kanunlaşmadı, Resmi Gazete'de yayınlanmadı.
Mülkiye müfettişlerine neredeyse Cumhuriyet savcılarına verilmiş yetkilerin sağlanmasına yönelik düzenleme, yurt dışında bazı derneklere idari, mali teknik destek sağlanmasına yönelik düzenleme çarşı ve mahalle bekçilerinin üst ve araç arama yetkisiyle donatılması, imar hakkı aktarımının iller arasında da yapılabilmesine yönelik düzenlemeler ve nihayet TMMOB'nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından denetlenmesi ve adeta bakanlığın Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği'ne kayyum olarak atanmasına yönelik düzenlemelerde kapsamdan çıkartıldı. Bunların demokratik Türkiye açısından son derece yararlı ve etkin çalışmalar olduğunu kamuoyunun bilgisine sunmak isterim."
Özçağdaş'ın sözleri...
Suat Özçağdaş da Öğretmenlik Mesleği Kanunu'nun bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemiyle açtıkları davaya ilişkin bilgi verdi. Özçağdaş, şunları söyledi:
''Bu yasama döneminin en uzun süre tartışılan toplumda en çok karşılık gören bir kanunu bugün Anayasa Mahkemesi'ne getirmiş bulunuyoruz. 1.2 milyon öğretmeni bir milyon atanmayan öğretmeni 19 milyon çocuğu doğrudan yakınlarıyla birlikte neredeyse Türkiye'nin tamamını ilgilendiren bir kanunu konuşuyoruz.
Tabii kanun bu haliyle ne öğretmenlerimizin sorunlarını çözüyor, ne onların itibarlarını kaybetmelerine, yoksulluk seviyesinin altında yaşamalarına bir çözüm getiriyor haklarını tanımlıyor. Ne özel sektör öğretmenlerinin kaybettiği hakları tanımlıyor, ne depremzede öğretmenlerin, rehber öğretmenlerin ve benzeri meslek gruplarının okul müdürlerinin, müfettişlerin yaşadıkları sorunlara çözüm getiriyor. Yani milli eğitim sistemimizi iyileştirmiyor. Ama tabii ki Anayasa Mahkemesi'ne itirazlar çıkan kanun üzerinden oluyor. Dolayısıyla öncelikle şunu söylemek gerekir. İki yıl önce kabul ettikleri on iki maddelik kanunun geri döndüğü gibi maalesef 1.2 milyon öğretmenimizin ve bütün öğretim sisteminin sorunlarını çözmeyen bu kanun da Anayasa Mahkemesi'ne gelmiş bulunuyor. 7528 Öğretmenlik Mesleği Kanunu'na ilişkin Anayasa Mahkemesi nezdinde yürürlüğü durdurma istemli iptal davası açtık."