TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda milletvekilleri, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2025 yılı bütçesi üzerinde görüşlerini dile getiriyor.
CHP Grubu adına söz alan Ankara milletvekili Gamze Taşcıer, Türkiye'de ciddi anlamda gelir adaletsizliği olduğunu, hükümetin uyguladığı yanlış ekonomi politikaları, adil olmayan vergi düzenlemeleri ve sosyal adaletten uzak ücret politikalarının zengin ve fakir arasındaki uçurumu derinleştirdiğini savundu.
Türkiye'de en yüksek gelir grubunun milli gelirden aldığı payın, en yoksul kesimin aldığı payın 14,5 katı olduğunu belirten Taşcıer, Milli Hasılanın yüzde 20'lik bir kesime gittiğini, ülkenin kalan yüzde 80'inin yüzde 20'lik bu kesime çalıştığını söyledi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın bütçe sunumuna işaret eden Taşcıer, "Adaletsizliği kaldıracak herhangi bir adım göremedik. En büyük adaletsizlik emeklilere yapılıyor. Yıllarca çalışan, vergisini veren, emek sarf eden milyonlarca emeklinin içine itildiği sefalet düzenini dile getiren muhalefete 'Sizin sırtınızda küfe yok ki' demek, emekliyi devlete yük görmek ne vicdana ne ahlaka ne de hakkaniyete sığar. 2024'ü 'Emekliler Yılı' ilan edip emeklileri ranzalarda yatırmak, indirim kuyruğunda bekletmek sosyal devlet anlayışıyla bağdaşır mı?" ifadelerini kullandı.
Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) yeterince denetlenmediğini ve dolandırıldığını öne süren Taşcıer, Bakan Işıkhan'a, "yenidoğan çetesinin" SGK içerisinde uzantısı olup olmadığını sordu.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, kanser tedavisinde kullanılan akıllı ilaçların SGK tarafından karşılanmadığını ve hastaların ilaçlarını alabilmek için dava açtığını söyledi.
Saadet Grubu adına konuşan Denizli Milletvekili Sema Silkin Ün, "emeklilik sistemindeki uygulamaların finansal hileye dönüştüğünü ve sosyal devlet ilkesinin içinin boşaltıldığını" savundu.
Ün, her 4 gençten birinin işsiz olduğunu ve "ev genci" olarak nitelendirdiği 4 ila 6 milyon kişi arasında bir kesimin bulunduğunu belirtti.
Vasıfsız iş gücüne dayalı bir çalışma hayatı ile karşı karşıya kalındığını anlatan Ün, "Katma değeri düşük bir istihdam piyasası oluşuyor. Sanayi ve üretim odaklı uzun vadeli bir istihdam politikası hayata geçirilmedikçe işsizliğin en kırılgan sorunlarımızın başında ilerlemeye devam edeceği önümüzde gün gibi aşikar." diye konuştu.
- "Genç emeklilik nedeniyle sistemin daha uzun yıllar olumsuz etkileneceği açıktır"
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, SGK'nin, merkezi yönetim bütçesinin yaklaşık 3'te 1'ine karşılık gelen devasa bir bütçeye sahip olduğunu dile getirerek, "SGK harcamalarında sağlanacak tasarruf, sistemin finansal sürdürülebilirliği açısından büyük önem arz etmektedir." dedi.
Kalaycı, sosyal güvenlik sisteminin temel sorunlarını sıralarken, "Erken emekliliğin olumsuz etkisi, kayıt dışı istihdamın azalmakla birlikte hala yüksekliği, prime esas kazancın düşük bildirilmesi, alacakların etkin bir şekilde takip ve tahsil edilmemesi, yapılandırma ve ödeme kolaylığı gibi uygulamalarla prim ödeme eğiliminin azalması, uzayan ortalama ömür nedeniyle artan aylık ödemeler, prim gelirleri ile ödenen aylıklar arasındaki ilişkinin zayıflığı ve sağlık harcamaları." ifadelerini kullandı.
1992 yılında emeklilik yaş haddi kaldırılarak kadınlarda 38, erkeklerde 43 yaşında emekli olma yolunun açılmasının, SGK sistemine getirdiği yükün hala devam ettiğine işaret eden Kalaycı, "2023 yılında sigortasız başlangıç tarihi 8 Eylül 1999 öncesi olan sigortalıların da yaş haddinin kaldırılması bu yükü arttırmıştır. Genç emeklilik nedeniyle sistemin daha uzun yıllar olumsuz etkileneceği açıktır." değerlendirmesinde bulundu.
AK Parti Adıyaman Milletvekili Resul Kurt, sosyal güvenlik sisteminin kapsayıcı etkinliği konusunda önemli gelişmeler kaydedildiğini belirterek, çalışanların tamamının sisteme dahil olup emeklilik, sağlık hizmetleri ve işsizlik sigortası gibi temel sosyal haklardan yararlanabildiğini ifade etti. Kurt, şunları kaydetti:
"Türkiye'de nüfusun yaşlanması ve iş gücü piyasasında genç nüfusun azalması sosyal güvenlik sistemine yük bindirmektedir. Çalışan sayısı düştükçe emekli olan sayısı artmakta; bu da sistemin mali açıdan sürdürülebilirliğini zorlaştırmaktadır. Kaliteli ve sürdürülebilir bir çalışma hayatı, iş barışı ve sosyal güvenlik sistemi, ülkemizi geleceğe taşıyacak ve toplumumuzun geleceğe daha güvenli bakabilmesini sağlayacak en önemli unsurlardan birisidir. Kayıt dışı istihdamla daha etkin mücadele edilmesi hem çalışanların sosyal güvenlik haklarından faydalanmalarını sağlamakta hem de sosyal güvenlik sisteminin mali durumunu iyileştirmektedir. 2025 yılı bütçesi ile önümüzdeki dönemde de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Türkiye Yüzyılı vizyonu ile ortaya koyacağı çalışmalarla doğru adımlar atılmaya devam edilecektir."
AK Parti'li Kurt'un konuşmasının ardından CHP'li milletvekilleri, üzerinde "Asgari ücret talebimiz otuz, bunun altında yokuz. 2025 yılının ilk yarısında asgari ücret talebimiz 30 bin Türk lirası" yazan dövizler açtı.
İYİ Parti Bursa Milletvekili Yüksel Selçuk Türkoğlu, "yenidoğan çetesi" konusunda yıllarca denetim yapılmadığını; SGK'nin bu konuda üzerine düşen hiçbir şeyi yerine getirmediğini ileri sürdü.
Türkoğlu, 16,5 milyon emeklinin açlık sınırında olduğunu söyleyerek, "Siz hiç sokağa çıkmıyor musunuz? Emekli, uçaklısını boş ver, seyahati unutalı, lokantanın önünden geçmeyeli yıllar oldu. 10 yıl çalışan ile 30 yıl çalışan emekli aynı maaşı alıyor. Bütün emeklileri açlıkta eşitlediniz." ifadelerini kullandı.
EYT düzenlemesine de değinen Türkoğlu, "EYT'yi çıkararak bazı vatandaşlarımızı sevindirdiniz. Ama işe başlama tarihi 1 gün sonra olanları, 17-18 yıl daha geç emekliliğe mahkum ederek büyük bir hak gaspına imza attınız. Böyle adalet mi olur?" diye konuştu.
CHP'li milletvekilleri, Türkoğlu'nun konuşmasından sonra, üzerinde "Esnafa 7200 gün" yazılı dövizler açtı.