Tarih: 05.10.2025 08:14

Zümre başkanlarına öğretmenlerin kaderini etkileyecek görev

Facebook Twitter Linked-in

Millî Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) hayata geçirdiği "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" çerçevesinde, eğitim sisteminde köklü bir denetim mekanizması değişikliğine gidiliyor. Yeni düzenlemeyle birlikte, zümre başkanları okul müdürleriyle birlikte hareket ederek, öğretmenlerin sınıf içi performansını izleme ve değerlendirme yetkisine kavuşuyor. Bu kritik görevlendirme, öğretmenlerin mesleki kariyerinde önemli bir dönüm noktası yaratma potansiyeli taşıyor ve eğitim camiasında hararetli tartışmaları şimdiden beraberinde getiriyor.

Denetimde İki Aşamalı Sistem: Okul Müdürü ve Zümre Başkanı

MEB tarafından okul yöneticilerine tanınan yetkiler doğrultusunda, okul müdürleri zaten her yıl düzenli olarak öğretmenlerin derslerine girerek denetim faaliyetlerini sürdürüyor. Ancak yeni model, bu sürece ek bir aşama getiriyor: performansı yetersiz görülen öğretmenler, yalnızca okul müdürünün değil, aynı zamanda müdürün görevlendireceği zümre başkanı öğretmenin de denetimine tabi tutulacak. Bu durum, özellikle "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" kapsamında derslere giren öğretmenler için geçerli olacak. Bu aşamalı denetim süreci, bir anlamda 'öğretmenin öğretmeni denetlemesi' mekanizmasını resmi olarak tesis ediyor.

Mevcut bilgilere göre, okul müdürü ve zümre başkanı tarafından yapılacak bu denetimler sonucunda, öğretmenlerin ders içeriklerine hakimiyetleri, farklı öğretim strateji, yöntem ve tekniklerini kullanma becerileri, öğrenme ortamlarını düzenleme yeterlilikleri ve öğrenme-öğretme süreçlerini farklılaştırılmış öğretim ilkelerine göre yapılandırmaları gibi pek çok kriterin bulunduğu öğretmen denetim formları kullanılacak. Denetimlerin ardından MEBBİS üzerinden bir puanlama yapılacağı ve yetersiz görülen öğretmenler için okul temelli planlama ve mesleki gelişim çalışmaları başlatılacağı belirtiliyor. Eğer bu çalışmalar sonucunda da bir iyileşme sağlanamazsa, dış denetim mekanizması olan müfettişlerin devreye gireceği konuşuluyor.

Yeni Maarif Modeli ve Kalite Odaklı Yaklaşım

Bu yeni denetim mekanizması, Millî Eğitim Bakanlığı'nın "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" ile eğitimde hedeflenen kalite artışını sağlamlaştırma çabasının bir parçası olarak değerlendiriliyor. Maarif Modeli, öğrencilerin bilişsel, sosyal, duygusal, fiziksel ve ahlaki gelişimini bütüncül bir yaklaşımla ele almayı ve ezberci eğitimden uzak, araştıran, sorgulayan bireyler yetiştirmeyi amaçlıyor. Bu vizyonun sınıf içinde etkin bir şekilde uygulanıp uygulanmadığını kontrol etmek için, okul yöneticilerinin yanı sıra, kendi alanında uzman ve tecrübeli olan zümre başkanlarının da sürece dahil edilmesi hedefleniyor. Zümre başkanları, geleneksel olarak kendi branşlarındaki öğretmenler arasında koordinasyonu sağlayan, müfredat ve sınav birliğini oluşturan mesleki liderler olarak görülüyor. Yeni yetkiyle birlikte bu liderlik rolü, denetim ve değerlendirme alanında daha belirgin hale geliyor.

Tepkiler ve Endişeler: Meslektaş Değerlendirmesi Tartışması

Eğitim sendikaları ve öğretmenler arasında, meslektaş değerlendirmesi olarak da adlandırılabilecek bu yeni uygulamanın potansiyel olumsuz etkilerine dair ciddi endişeler dile getiriliyor. Temel kaygılardan biri, denetim yetkisinin getireceği güven sorunları ve rekabet ortamının öğretmenler arasındaki dayanışmayı zayıflatma potansiyeli. Birçok eğitimci, meslektaşları tarafından denetlenmenin objektiflikten uzak, sübjektif değerlendirmelere yol açabileceği ve zümre başkanlarının bu yetkiyi bir baskı aracı olarak kullanabileceği görüşünü savunuyor.

Uzmanlar, zümre başkanının temel rolünün rehberlik ve koordinasyon olması gerektiğini vurgulayarak, denetim ve puanlama gibi cezai sonuçlar doğurabilecek yetkilerin bir meslektaşın eline verilmesinin, okul iklimini bozabileceği uyarısında bulunuyor. Eğitim alanında faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşları, denetim sürecinin daha adil ve objektifbir yapıya kavuşturulması için bağımsız denetim mekanizmalarının güçlendirilmesini ve zümre başkanlarının rolünün denetlemek yerine mesleki gelişim programlarına rehberlik etmekle sınırlandırılmasını öneriyor. Aslolanın not vermek değil, yetersiz görülen öğretmenlere yönelik hizmet içi eğitimler ve mentorluk faaliyetleri ile gelişimlerini desteklemek olduğu belirtiliyor.

Özetle, Millî Eğitim Bakanlığı'nın Maarif Modeli kapsamında başlattığı bu yeni denetim süreci, eğitimde kalite standartlarını yükseltme hedefiyle atılmış önemli bir adım olsa da, zümre başkanlarına verilen bu yeni yetkinin pedagojik rehberlik mi, yoksa hiyerarşik bir denetim mekanizması mı olacağı sorusu, Türk eğitim camiasının gündemindeki en önemli tartışma maddesi haline gelmiş durumda. Uygulamanın sahada nasıl sonuç vereceği ve eğitim paydaşlarının bu duruma nasıl tepki vereceği, yakından takip edilecek.

Sizce bu yeni denetim modeli, öğretmenler arasındaki işbirliğini artırır mı, yoksa rekabeti ve gerginliği körükler mi?




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —