Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) çerçevesinde hazırladığı yeni yönetici atama sistemi, sendikalar ve eğitim çevrelerinde tartışmalara neden oldu. Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, sürecin liyakat temelli yürütülmesi gerektiğini belirterek "mülakat garabeti kökten tedavülden kaldırılmalıdır" çıkışında bulundu.
Millî Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ile gündeme getirdiği yeni yönetici atama sistemi, sendikaların sert tepkisiyle karşılaştı. Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, yönetici atamalarında uzun süredir tartışılan mülakat uygulamasının "keyfiyete zemin hazırlayan bir garabet" olduğunu belirterek, kökten kaldırılması çağrısında bulundu. Geylan, atamaların sadece yazılı sınav başarısıyla yapılması gerektiğini savunurken, proje okulları yöneticilerinin 'babasının mirası gibi' hovardaca atanmasına artık son verilmesi gerektiğini vurguladı.
MEB'de Yeni Dönem: Yönetici Atamaları Milli Eğitim Akademisi Gözetiminde
Milli Eğitim Bakanlığı, Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) kapsamında hazırlanan yeni yönetici atama sistemini uygulamaya almak için çalışmalarını hızlandırdı.
Yeni dönemde Milli Eğitim Akademileri aktif rol üstlenecek; okul müdürü ve müdür yardımcısı atamaları bu yapıların gözetiminde gerçekleştirilecek.
Ancak sistemin detayları kamuoyuna yansır yansımaz tartışmalar da beraberinde geldi. Eğitim sendikaları, özellikle mülakat uygulamasının yeniden gündeme gelmesinden rahatsızlık duyduklarını açıkladı.
Türk Eğitim Sen Genel Başkanı Talip Geylan, yapılan değişikliklerin yakından takip edildiğini vurgulayarak sistemin liyakat esasına dayalı olması gerektiğini söyledi.
Geylan, özellikle mülakat uygulamasına sert bir dille karşı çıkarak şu ifadeleri kullandı:
"Eğer yine 'aynı tas aynı hamam' olacaksa, bu değişikliklerin hiçbir anlamı kalmaz. MEB'de tüm yönetici atamaları yalnızca yazılı sınav başarısına göre belirlenmelidir. Keyfiyete ve iltimasa açık bir zemin hazırlayan mülakat uygulaması artık kökten tedavülden kaldırılmalıdır."
Sendika başkanı, ilk kez yönetici olacak adayların yazılı sınav sonrasında Milli Eğitim Akademisi'nde hizmet içi eğitim programına alınması gerektiğini de belirtti.
Geylan, son yıllarda sıkça gündeme gelen proje okulları konusuna da değinerek, bu kurumlarda yapılan yönetici atamalarının da yeni sisteme dahil edilmesi gerektiğini ifade etti.
"Akademik başarısı en yüksek öğrencilerimizin eğitim gördüğü bu güzide okullar, kişisel ilişkilerin belirleyici olduğu bir yapıya dönüştürülmemelidir. Bu kurumlar kimsenin babasının mirası değildir; keyfi atamalara artık dur denmelidir."
Geylan, bu okulların liyakatli ve sınavla başarılı olmuş yöneticiler tarafından yönetilmesinin, eğitimde kaliteyi artıracak en önemli adım olacağını söyledi.
Açıklamasının sonunda Geylan, Kur'an-ı Kerim'de yer alan "Emaneti ehline veriniz" ilahi emrini hatırlatarak, Türkiye Yüzyılı vizyonuna ulaşmak için ehliyetli yönetici kadroların oluşturulmasının şart olduğunu belirtti.
"Eğitim sistemimizin geleceği, torpilden değil, emekten beslenen bir anlayışla şekillenmelidir. Kurumlarımızı, ehil olmayan yöneticilerle idare etme ayıbından kurtarmalıyız."
Türk Eğitim Sen, yönetici atama sürecinin her aşamasında süreci yakından izleyeceğini ve adaletin tesis edilmesi için gerekli girişimlerde bulunacağını da açıkladı.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın yeni Yönetici Atama Yönetmeliği, önümüzdeki haftalarda yayımlanması bekleniyor.
Eğitim çevreleri, yeni düzenlemenin liyakat, adalet ve objektiflik ilkelerini temel alıp almayacağını merakla bekliyor.
Sendikalar, özellikle sözlü sınav yerine yazılı sınav ağırlıklı sistem talebinde birleşmiş durumda.
Eğitim uzmanlarına göre bu adım, öğretmenlik mesleğinin itibarını artırabilecek önemli bir fırsat olarak görülüyor. Ancak sürecin şeffaf yürütülmemesi durumunda yeni düzenleme de eski tartışmaları yeniden gündeme taşıyabilir.
Uzman Görüşü: Yeni Yönetici Atama Sistemi Eğitimde Fırsat Eşitliğini Güçlendirir mi?
Eğitim uzmanları, Milli Eğitim Bakanlığı'nın hazırladığı yeni yönetici atama sisteminin, doğru uygulanması halinde eğitimde liyakat ve fırsat eşitliği açısından önemli bir dönüm noktası olabileceğini belirtiyor.
Ancak mülakatın sistem içinde yer alması halinde, geçmişte yaşanan adaletsizliklerin tekrarlanma riskine dikkat çekiliyor.
Uzmanlar, Türkiye Yüzyılı vizyonu çerçevesinde hedeflenen nitelikli eğitim yönetimi için,
➡️ Yazılı sınavın temel belirleyici olması,
➡️ Akademik eğitim sürecinin objektif kriterlerle yürütülmesi
gerektiğini vurguluyor.
Aksi durumda, yönetici atamalarının tekrar kayırmacılık ve torpil tartışmalarına konu olabileceği belirtiliyor.
Eğitim camiası ise bu sürecin şeffaf, ölçülebilir ve hesap verilebilir bir yapıya kavuşması halinde, öğretmenlerin motivasyonunun artacağını ve okul başarısının yükseliş göstereceğini savunuyor.