Milli Eğitim Bakanlığı, disiplin cezası alan öğretmenlerle ilgili önemli bir karar aldı. Kademe ilerlemesi durdurulan öğretmenler artık uzman veya başöğretmen olamayacak. Cezanın ardından 10 yıl bekleme süresi getirildi.
Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) kadrolarında görev yapan öğretmenlerin kariyer basamaklarında yükselme süreçlerini doğrudan etkileyen kritik bir kural netleşti. Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanı başvurularında, "kademe ilerlemesinin durdurulması" cezası alan öğretmenlere unvan verilmeyecek. Mevcutta tüm şartları sağlasalar bile, bu cezayı sonradan alanların başvuruları iptal edilecek. Bu durumdaki öğretmenler, cezaları kalktıktan sonra 10 yıl beklemek zorunda kalacak. İşte öğretmenlik mesleğinin itibarını korumayı hedefleyen bu düzenlemenin detayları ve kademe ilerlemesini durduran o disiplin suçları...
MEB'den Önemli Karar: Kademe Cezası Alan Öğretmenler Uzman ve Başöğretmen Olamayacak
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), öğretmenlik kariyer basamaklarında disiplin kriterini sıkılaştıran yeni bir uygulamayı yürürlüğe koydu. Buna göre, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alan öğretmenler, şartları taşısalar dahi uzman öğretmenlik veya başöğretmenlik unvanı alamayacak.
Yeni karar, öğretmenlik meslek kanununda yer alan "etik ilke ve disiplin" vurgusunu güçlendirirken, eğitim camiasında geniş yankı uyandırdı.
MEB tarafından yürütülen düzenlemeye göre, öğretmenler 10 yıllık mesleki hizmet süresini doldurduklarında uzman öğretmenlik, 20 yılı tamamladıklarında ise başöğretmenlik için başvuru yapabiliyor.
Ancak artık sadece hizmet süresi yeterli olmayacak; disiplin geçmişi de başvuru sürecinde belirleyici hale geldi.
Buna göre, öğretmen görev süresini doldurmuş olsa bile kademe ilerlemesinin durdurulması cezası aldıysa, başvurusu geçersiz sayılacak.
Bu öğretmenler, cezalarının üzerinden 10 yıl geçmeden yeniden başvuru yapamayacaklar.
Yani, alınan disiplin cezası sadece maaş veya dereceyi değil, öğretmenin kariyer basamaklarındaki ilerleyişini de doğrudan etkileyecek.
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'na göre, "kademe ilerlemesinin durdurulması cezası" memura verilen en ciddi disiplin yaptırımlarından biridir.
Bu ceza, öğretmenlerin görevde yükselme, maaş artışı, unvan alma gibi haklarını en az 10 yıl süreyle kısıtlar.
Bu tür davranışlar, yalnızca disiplin yönünden değil, mesleki itibar açısından da ağır sonuçlar doğuruyor.
Bakanlık kaynakları, düzenlemenin amacının öğretmenlik mesleğinde disiplin, liyakat ve güven esaslı bir yapı oluşturmak olduğunu vurguluyor.
Öğretmenlik Meslek Kanunu'nun temel ilkeleri doğrultusunda hazırlanan bu uygulama ile, öğretmenlerin hem öğrencilerine hem de topluma karşı olan örnek rol model konumunun güçlendirilmesi hedefleniyor.
Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik unvanlarının, yalnızca mesleki bilgi ve deneyimle değil; etik değerlere bağlılıkla da hak edilmesi gerektiği belirtiliyor.
Böylece öğretmenlik mesleğinde saygınlık, sorumluluk ve güven duygusunun daha da pekiştirilmesi amaçlanıyor.
Eğitim alanında faaliyet gösteren sendika ve uzmanlar, alınan kararı farklı yönleriyle değerlendirdi.
Bazı uzmanlar, uygulamanın öğretmenler arasında adil rekabeti artıracağını savunurken; bazıları da cezaların kariyer sürecine doğrudan etki etmesinin dikkatle uygulanması gerektiğini belirtti.
Eğitimci ve sendika temsilcileri, bu tür cezaların öğretmenlerin kariyer planlamasında caydırıcı ama düzenleyici bir rol oynayabileceğini ifade etti.
Uzmanlara göre, "Artık sadece hizmet süresi değil, meslek etiğine bağlılık da öğretmenin kariyer geleceğini belirleyecek."
Bu düzenleme ile birlikte öğretmenlik mesleğinde sorumluluk, etik ve liyakat odaklı yeni bir dönem resmen başlamış oldu.
Uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik sınavlarına hazırlanacak öğretmenler, bundan sonra sadece akademik değil, disiplin geçmişi açısından da değerlendirmeye tabi tutulacak.
MEB yetkilileri, bu adımın hem eğitim kalitesini yükseltmek hem de kamu hizmetinde güveni artırmak açısından önemli bir reform olduğunu belirtiyor.
Editörün Notu |
Öğretmenlik yalnızca bir meslek değil, bir karakter sınavıdır.
MEB'in bu adımı, eğitim sisteminde disiplinin ve etik duruşun yeniden tanımlanması anlamına geliyor. Ancak uygulama kadar önemli olan şey, bu sürecin adaletli ve objektif yürütülmesidir.
Çünkü bir ceza, sadece hatayı değil, bazen insani bir anı da temsil eder.Eğitimde liyakat kadar empatiye de ihtiyaç var. Öğretmeni değerlendirirken yalnızca "ne yaptı" değil, "neden yaptı" sorusuna da bakmak gerekir.
Bu karar, eğer doğru uygulanırsa, öğretmenlik mesleğini hem saygınlık hem de güven açısından çok daha güçlü bir yere taşıyabilir.
Ama unutmayalım: Her reform, adaletle anlam bulur.