Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından dil derslerinde başlatılan yeni ölçme ve değerlendirme sistemi, eğitim dünyasında tartışılmaya devam ediyor. Özellikle Türkçe, Türk Dili ve Edebiyatı ile Yabancı Dil derslerinde zorunlu tutulan uygulama sınavları, sahada görev yapan öğretmenler için ciddi bir zaman yönetimi krizine dönüştü. Eğitim Gücü Sen Genel Başkan Yardımcısı İsmail Akdağ, konuya ilişkin yaptığı kapsamlı açıklamada, mevcut sistemin eğitim kalitesini tehdit ettiğini savundu.
Bakanlığın yönergesine göre; dil yetkinliklerini ölçmek amacıyla sınavlar artık "yazılı" ve "uygulama" olmak üzere iki aşamalı gerçekleştiriliyor. Ancak sendikaya ulaşan veriler, bu modelin kağıt üzerinde durduğu kadar verimli işlemediğini gösteriyor.
Öğretmenlerin yaşadığı temel sorunlar şunlar:
Zaman Baskısı: Yoğun müfredat içeriklerini aktarmaya çalışan öğretmenler, her bir öğrenci için ayrı ayrı vakit ayırılması gereken uygulama sınavlarını takvime sığdıramıyor.
Müfredat Yükü: Zaten dolu olan öğretim programına eklenen bu sınav aşaması, konu anlatımlarının aksamasına yol açıyor.
Sağlıklı Değerlendirme Sorunu: Kısıtlı zaman dilimine sıkıştırılan sözlü ve uygulama sınavları, ölçme-değerlendirme prensiplerinin sağlıklı işlemesine engel teşkil ediyor.
İsmail Akdağ, sahadan gelen geri bildirimler ışığında hazırladıkları çözüm önerilerini daha önce Bakanlığa sunduklarını hatırlattı. Sendikanın talepleri, öğretmenlerin üzerindeki iş yükünü azaltmayı ve eğitimin niteliğini korumayı hedefliyor:
Esnek Takvim Uygulaması: Sınav tarihlerini belirleme yetkisi ders öğretmenine bırakılmalı ve değerlendirme süreci tüm eğitim yılına yayılmalı.
Müfredat Sadeleştirmesi: Uygulama sınavlarının yapılabilmesi için ders içerikleri seyreltilmeli ve ölçme süreci için gereken zaman alanı oluşturulmalı.
Alternatif Yöntem: Eğer mevcut aksaklıklar giderilemiyorsa, uygulama sınavı zorunluluğu tamamen kaldırılmalı.
"Eğitim sistemindeki düzenlemeler, öğretmenin iş yükünü artırmak yerine, süreci kolaylaştırıcı nitelikte olmalıdır." – İsmail Akdağ
Eğitim sendikaları, sahadaki gerçeklerden kopuk uygulamaların verim sağlamayacağı konusunda hemfikir. Öğretmenlerin yetiştiremediği müfredat ve kısıtlı zamanda yapılan sınavlar, öğrencilerin gelişimini izlemekten ziyade birer formaliteye dönüşme riski taşıyor. Gözler şimdi, MEB'in bu eleştiriler doğrultusunda yönergede bir revizyona gidip gitmeyeceğinde.